İstanbul Boşanma Avukatı | Boşanma Davası ve Hukuki Süreçler

İçindekiler

İstanbul Boşanma Avukatı

İstanbul’da Boşanma Davalarına Genel Bakış

İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık ve en hareketli şehri olması dolayısıyla aile içi uyuşmazlıkların da en sık yaşandığı metropol konumundadır. Sosyal yapıdaki çeşitlilik, yoğun iş hayatı, ekonomik baskılar ve yaşam tarzlarındaki farklılıklar, İstanbul’da boşanma oranlarının diğer illere kıyasla daha yüksek olmasına neden olmaktadır. Bu durum, İstanbul’da boşanma davalarına dair hukuki sürecin hem kapsam hem de yoğunluk bakımından daha karmaşık bir yapıya sahip olmasını beraberinde getirir.

Boşanma, yalnızca iki kişi arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi değil; aynı zamanda velayet, nafaka, mal paylaşımı, soybağı ve tarafların yeniden yapılandıracağı hayatları üzerinde doğrudan etkili olan çok yönlü bir süreçtir. İstanbul gibi büyük ve yoğun şehirlerde bu sürecin sağlıklı ve hakkaniyete uygun biçimde yürütülebilmesi için boşanma hukuku konusunda yetkin bir avukatla çalışılması önem taşır. İstanbul boşanma avukatı, yalnızca dava takibi yapan bir hukukçu değil; aynı zamanda danışmanlık, strateji ve hak koruma görevini üstlenen profesyonel bir aktördür.

Boşanma Davalarının Hukuki Dayanağı

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davası, anlaşmalı veya çekişmeli olarak iki farklı şekilde açılabilir. Her iki dava türü de farklı prosedürler, delil mekanizmaları ve süreler içerir. İstanbul’da boşanma davaları, aile mahkemelerinde görülmekte olup; davaların yoğunluğu nedeniyle dosya süreçleri uzun sürebilmektedir. Bu nedenle davanın doğru yönetilmesi ve usule uygun yürütülmesi, sürecin başarısı açısından kritik önemdedir.

Boşanma davası açmak isteyen taraf, dava dilekçesi ile birlikte boşanma sebebini açıkça belirtmek ve bu sebebi ispat edecek delilleri sunmakla yükümlüdür. Anlaşmalı boşanma davalarında eşlerin tüm hususlarda mutabık kalmaları gerekirken; çekişmeli boşanmalarda kusur, delil, tanık ve nafaka talepleri detaylı olarak değerlendirilmektedir.

İstanbul’daki Aile Mahkemeleri ve Dava Yoğunluğu

İstanbul'da boşanma davaları, adliye teşkilatının yoğun olduğu ilçe mahkemelerinde yürütülmektedir. Anadolu ve Avrupa yakasında bulunan Kadıköy, Bakırköy, Çağlayan (İstanbul Adalet Sarayı), Kartal ve Küçükçekmece adliyeleri, en yoğun aile mahkemelerinin bulunduğu merkezlerdendir. Bu mahkemeler, her gün yüzlerce boşanma, nafaka, velayet ve aile içi şiddet dosyasını işlemden geçirmektedir.

Yoğun dava trafiği, duruşma aralıklarının uzamasına ve karar süreçlerinin gecikmesine neden olabilmektedir. Bu durum, avukatın dosyayı aktif biçimde takip etmesini, dilekçelerle müdahalelerde bulunmasını ve süreci hızlandırmak için stratejik adımlar atmasını gerektirir. İstanbul’daki aile mahkemelerinin uygulama farklılıklarını bilen bir boşanma avukatı, bu süreci daha etkin yönetebilir.

Boşanma Sebepleri ve Hukuki Nitelendirme

Türk Medeni Kanunu, boşanma sebeplerini genel ve özel boşanma sebepleri olmak üzere ikiye ayırır. Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Bu durumda eşler arasında artık ortak yaşamı sürdürmenin imkânsız hale geldiği kabul edilir. Özel boşanma sebepleri arasında ise zina, hayata kast, pek kötü muamele, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı gibi nedenler yer alır.

İstanbul’da açılan boşanma davalarında en çok başvurulan sebep, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması”dır. Ancak bu gerekçeye dayanılarak açılan davalarda, evliliğin çekilmez hale geldiği mahkemeye ispatlanmalıdır. Burada devreye delil, tanık, yazışmalar, mesajlar ve gerektiğinde sosyal çevre beyanları girmektedir. Bu sürecin teknik ve hukuki boyutu, avukatın bilgi ve deneyimiyle doğrudan ilgilidir.

İstanbul’da Boşanma Davası Açma Süreci

Boşanma davası, İstanbul'daki ikametgâhınızın bulunduğu Aile Mahkemesi’nde açılır. Dava dilekçesi, ek deliller ve nüfus kayıt örneği ile birlikte mahkemeye başvurulur. Dilekçenin usulüne uygun hazırlanması, davanın reddi ya da süre kaybı yaşamamak adına büyük önem taşır. Dava açıldıktan sonra karşı tarafa tebligat yapılır ve ön inceleme duruşması tarihi belirlenir.

İstanbul’daki adliyelerin iş yükü göz önüne alındığında, boşanma davasının sonuçlanma süresi yaklaşık olarak 6 aydan 2 yıla kadar uzayabilmektedir. Bu süreçte nafaka talepleri, çocuklarla kişisel ilişki, geçici velayet ve tedbir kararları gibi acil başvurular da yapılabilir. Tüm bu işlemlerde avukat desteği, sürecin sağlıklı işlemesi için zorunlu hale gelmektedir.

Sonuç

İstanbul’da boşanma süreci, yalnızca bir dava değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve psikolojik yönleri olan karmaşık bir yeniden yapılanma sürecidir. Aile mahkemelerinde yürütülen bu süreçte yapılacak hukuki hatalar, yıllar sürecek hak kayıplarına yol açabilir. İstanbul’da boşanma avukatı ile çalışmak, yalnızca dava sürecini yönetmek değil; aynı zamanda bireyin hayatını yeniden yapılandırırken haklarını tam anlamıyla korumak demektir.

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Süreçleri: İstanbul Uygulamaları

Boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’na göre “anlaşmalı” ve “çekişmeli” olmak üzere iki temel kategoriye ayrılmaktadır. Her iki dava türü de İstanbul gibi büyük bir şehirde, tarafların ekonomik, sosyal ve kültürel yapıları doğrultusunda farklılaşabilmekte ve mahkeme süreçleri oldukça farklı yasal dinamikler içermektedir. İstanbul’da boşanma davası açmak isteyen bireylerin, davanın türüne göre izlemesi gereken usuller, hazırlaması gereken belgeler ve karşılaşacağı uygulama farklılıkları konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi, çoğu zaman deneyimli bir boşanma avukatının sürece eşlik etmesini zorunlu kılmaktadır.

Anlaşmalı Boşanma Nedir ve İstanbul’da Nasıl Uygulanır?

Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma ve boşanmanın fer’i sonuçlarında (nafaka, velayet, mal paylaşımı vb.) tam mutabakata vardığı davalardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca, evlilik süresi en az bir yıl olan eşlerin, birlikte veya bir tarafın diğerinin davasını kabul etmesiyle birlikte açabileceği bir dava türüdür. Taraflar arasında hazırlanacak ve mahkemeye sunulacak olan anlaşmalı boşanma protokolü, boşanma kararının temel dayanağını oluşturur.

İstanbul’daki Aile Mahkemeleri anlaşmalı boşanma davalarında prosedürü daha hızlı yürütmekte, duruşma günleri çekişmeli davalara göre daha kısa sürede verilebilmektedir. Uygulamada çoğu davada karar ilk duruşmada verilir. Ancak protokolde eksik ya da çelişkili hususların bulunması halinde, mahkeme boşanma talebini reddedebilir veya taraflardan ek beyan talep edebilir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Yer Alması Gereken Temel Unsurlar

İstanbul’daki mahkemelerde kabul gören bir anlaşmalı boşanma protokolünde aşağıdaki unsurlar açık, net ve çelişkisiz şekilde yer almalıdır:

  • Boşanma iradesi (tarafların evliliği sonlandırmak istediği açık şekilde belirtilmelidir)
  • Velayet (varsa çocukların velayeti kime verileceği)
  • Kişisel ilişki düzenlemesi (velayet alamayan ebeveynin çocukla görüşme gün ve saatleri)
  • İştirak ve yoksulluk nafakası (miktar, ödeme şekli ve süresi)
  • Mal paylaşımı ve taşınmaz devri (varsa gayrimenkuller, araç, banka hesapları vb.)
  • Soyadı kullanımı, ziynet eşyaları, kişisel eşyaların paylaşımı

Protokolde yer alan bu hükümler, ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları önlemek adına tarafların özgür iradeleriyle, detaylı ve açık şekilde hazırlanmalıdır. İstanbul’da birçok davada, eksik veya belirsiz hazırlanan protokoller nedeniyle davanın çekişmeliye döndüğü görülmektedir. Bu nedenle protokol hazırlanırken mutlaka hukuk bilgisine sahip bir kişi tarafından kontrol edilmesi tavsiye edilir.

Çekişmeli Boşanma Nedir ve İstanbul’daki Uygulama Farklılıkları

Çekişmeli boşanma, eşler arasında boşanmanın nedeni, mal paylaşımı, velayet, nafaka ya da tazminat gibi konularda uzlaşma sağlanamaması durumunda açılan dava türüdür. Bu davalarda, taraflar birbirlerine karşı iddialarını ileri sürer, kusur isnat eder ve taleplerini destekleyen delilleri mahkemeye sunar.

İstanbul’daki aile mahkemeleri, çekişmeli boşanma davalarında daha ayrıntılı bir yargılama süreci yürütmektedir. Mahkeme, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamalarında tarafların beyanlarını, delilleri, tanıkları ve gerektiğinde uzman raporlarını değerlendirir. Bu nedenle çekişmeli davalar çoğu zaman birden fazla duruşma gerektirir ve sonuçlanma süresi genellikle 1 yıldan fazladır.

İstanbul gibi yüksek dava yoğunluğuna sahip bir şehirde, çekişmeli boşanma davalarında sürecin doğru planlanması, delillerin eksiksiz toplanması ve etkili bir dava stratejisi oluşturulması hayati önem taşır. Aksi halde davanın reddi, haksız tazminat yükü veya velayet kaybı gibi ciddi sonuçlar doğabilir.

Tarafların Kusur Durumunun Belirlenmesi

Çekişmeli boşanma davalarında en önemli hususlardan biri, tarafların kusur durumudur. Mahkeme, boşanma talebinde bulunan tarafın iddialarını ispat etmesini bekler. Hakim, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını, olayların taraflar üzerindeki etkisini ve eşlerin birbirine karşı davranışlarını değerlendirerek karar verir.

Kusur değerlendirmesinde; mesajlaşmalar, tanık beyanları, kamera görüntüleri, sosyal medya paylaşımları, sağlık raporları, psikolojik değerlendirme raporları gibi deliller kullanılabilir. İstanbul’daki mahkemeler, özellikle taraflar arasında geçen iletişim kayıtlarına büyük önem vermekte, tanık beyanlarını olayın genel yapısıyla birlikte değerlendirmektedir.

Sonuç

İstanbul’da boşanma davası açmak isteyen bireyler için, davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olacağına karar vermek sürecin en önemli adımlarındandır. Anlaşmalı boşanma süreci daha kısa ve az yıpratıcı olsa da, taraflar arasında gerçek bir uzlaşma sağlanmamışsa, bu davanın sürdürülebilirliği zorlaşabilir. Öte yandan çekişmeli boşanma, daha uzun ve çetin bir süreçtir; ancak hakların tam olarak korunması gereken durumlarda kaçınılmaz olabilir.

Her iki dava türünde de İstanbul’daki uygulama farklılıklarını bilen ve dosyaya özel strateji geliştirebilen bir boşanma avukatı ile çalışmak, sürecin daha sağlıklı ve başarılı şekilde yürütülmesini sağlar.

İstanbul’da Nafaka Davaları ve Geçici Tedbirler

Boşanma süreci, yalnızca evlilik birliğinin sona ermesiyle ilgili değildir. Aynı zamanda tarafların ekonomik dengelerinin yeniden kurulmasını gerektiren önemli bir hukuki düzenleme sürecidir. Bu çerçevede nafaka davaları, İstanbul’daki boşanma davalarının en yoğun ve hassas konularından birini oluşturur. İstanbul’da açılan boşanma davalarında mahkemeler, evlilik süresi, tarafların ekonomik durumu ve çocukların ihtiyaçlarını dikkate alarak nafaka türlerine ilişkin karar verir.

Nafaka, yalnızca boşanma sonrasında değil, dava süreci devam ederken de gündeme gelir. Bu nedenle geçici tedbir kararları, özellikle ekonomik olarak zayıf durumda olan tarafın haklarını korumak adına kritik öneme sahiptir. İstanbul gibi hayat pahalılığının yüksek olduğu bir şehirde nafaka ve tedbir talepleri, tarafların yaşam standartlarıyla doğrudan ilişkilidir.

Nafaka Türleri ve Uygulama Alanları

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sürecinde veya sonrasında hükmedilebilecek dört farklı nafaka türü mevcuttur:

  • Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken, maddi olarak daha zayıf olan eşe ve çocuklara geçici olarak bağlanan nafaka türüdür. Mahkeme tarafından geçici koruma sağlar.
  • İştirak Nafakası: Boşanma sonrası velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun eğitim, sağlık ve yaşam giderlerine katkı amacıyla ödediği nafakadır.
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin talebi üzerine, diğer eş tarafından ödenen nafakadır. Şartlara bağlı olarak süresiz olabilir.
  • Yardım Nafakası: Boşanma davası dışında, bakıma muhtaç altsoy, üstsoy ya da kardeşler için talep edilebilecek nafaka türüdür.

İstanbul’daki aile mahkemeleri, nafaka miktarını belirlerken tarafların gelir durumu, sosyal yaşam standardı, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve mevcut masrafları gibi birçok kriteri birlikte değerlendirir. Bu nedenle her dava özelinde nafaka miktarı değişiklik gösterebilir.

Tedbir Nafakası ve Geçici Koruma Önlemleri

Boşanma davası açıldığı anda, taraflardan biri maddi olarak zor durumda kalıyorsa mahkemeden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. İstanbul’da aile mahkemeleri, bu talepleri hızlı biçimde değerlendirir ve çoğu zaman ilk duruşmadan önce ya da ön inceleme aşamasında tedbir kararı verir. Tedbir nafakası, boşanma kesinleşene kadar ödenir ve geçici mahiyettedir.

Bunun yanında, 6284 sayılı Kanun kapsamında mahkemeden geçici koruma tedbirleri de talep edilebilir. Bu önlemler arasında; ortak konuttan uzaklaştırma, iletişim yasağı, geçici velayet, kişisel ilişki kurulmasının sınırlandırılması ve sosyal destek mekanizmalarının devreye girmesi gibi düzenlemeler yer alır. İstanbul’daki mahkemeler bu tür taleplerde ivedilikle işlem yapmaktadır.

Nafaka Miktarının Tespiti

Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumu doğrultusunda belirlenir. İstanbul’da mahkemeler, banka kayıtları, SGK hizmet dökümleri, işyerinden alınacak maaş bordroları, kira gelirleri ve taşınmaz mülkiyeti gibi belgeleri dikkate alır. Ayrıca sosyal ve ekonomik durum araştırması talep edilerek, tarafların gerçek gelir düzeyi ortaya konur.

Avukat, bu aşamada hem nafaka talebinde bulunan taraf adına delilleri sunar hem de nafaka yükümlüsü olan taraf adına gereksiz ve haksız taleplerin reddini sağlar. İstanbul’da yüksek nafaka talepleri mahkemelerin takdir yetkisini genişletirken, iyi hazırlanmış bir dosya sunumu sonucu doğrudan etkileyebilir.

Nafakanın Artırılması, Azaltılması ve Kaldırılması Davaları

Boşanma kararı sonrasında hükmedilen nafakalar, kesin ve değişmez değildir. Tarafların gelir durumu, yaşam koşulları, çocukların ihtiyaçları ya da nafaka borçlusunun ekonomik durumu değiştiğinde nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için dava açılabilir. Bu tür davalara “nafaka uyarlama davaları” denir.

İstanbul’da bu tür davalar oldukça yaygındır. Özellikle ekonomik dalgalanma, enflasyon, iş kaybı ya da nafaka alacaklısının evlenmesi gibi durumlar bu davalara konu olur. Avukat, mahkemeye gelir-gider dengesini gösteren belgeler sunarak talebin dayanağını açıkça ortaya koyar.

İcra Takibi ve Nafaka Alacağının Tahsili

Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda alacaklı taraf, icra müdürlüğü aracılığıyla ilamlı icra takibi başlatabilir. İstanbul’da bu tür icra takipleri yoğun olarak yürütülmektedir. Ödenmeyen nafakalar için ödeme emri gönderilir ve yasal sürede ödeme yapılmazsa borçlunun maaşına, banka hesabına ya da taşınır-taşınmaz mallarına haciz işlemi uygulanabilir.

Nafaka borcunun ödenmemesi halinde, 3 aya kadar tazyik hapsi (nafaka hapsi) uygulanması da mümkündür. Bu, yalnızca borcun ödenmemesi halinde devreye giren cezai bir yaptırımdır. İstanbul’da mahkemeler bu tür talepleri sıkça değerlendirmekte ve icra müdürlükleriyle koordineli işlem yürütmektedir.

Sonuç

Nafaka, boşanma sürecinin en hassas ve taraflar arasında en çok anlaşmazlık doğuran unsurlarından biridir. İstanbul gibi yaşam maliyeti yüksek ve gelir dağılımı dengesiz bir şehirde, nafaka miktarlarının doğru tespiti ve hukuka uygun takibi büyük önem taşır. İyi hazırlanmış bir nafaka davası, hem hak kayıplarını önler hem de tarafların gelecekte karşılaşabileceği yeni uyuşmazlıkları engeller. Bu süreçte avukatın hem stratejik hem de teknik bilgiye sahip olması, müvekkilin menfaatine doğrudan katkı sağlar.

Velayet Uyuşmazlıkları ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

Boşanma davalarının en hassas ve duygusal yönlerinden biri, çocukların geleceğiyle ilgili kararlardır. İstanbul gibi büyük ve sosyal açıdan çeşitlilik içeren bir şehirde, velayet uyuşmazlıkları hem hukuki hem de psikolojik açıdan yoğun mücadelelerin yaşandığı davalara dönüşebilir. Bu süreçte, çocukların üstün yararı temel ilke olarak benimsenmekte ve tarafların kişisel taleplerinden çok, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi esas alınmaktadır.

Velayet, çocuğun bakım, eğitim, gözetim ve temsil haklarını içeren geniş kapsamlı bir haktır. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma durumunda velayet anne ya da babadan birine verilirken, diğer ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki kurulması kararlaştırılır. İstanbul’daki aile mahkemeleri, bu konuda titizlikle karar verirken sosyal inceleme raporları, pedagog değerlendirmeleri ve tarafların yaşam koşullarını birlikte değerlendirir.

Velayet Kararında Belirleyici Kriterler

İstanbul’da aile mahkemeleri, velayet konusunda karar verirken aşağıdaki kriterleri dikkate alır:

  • Çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi
  • Tarafların çocuğa sunduğu yaşam koşulları (konut, okul, bakım imkânı)
  • Ebeveynin psikolojik durumu ve yaşam tarzı
  • Tarafların çocukla olan duygusal bağı
  • Geçmişte çocuğa yönelik ilgisizlik, şiddet ya da ihmal iddiaları
  • Sosyal hizmet uzmanı veya pedagog tarafından düzenlenen raporlar

Mahkeme, yukarıdaki kriterleri objektif biçimde değerlendirerek velayeti, çocuğun üstün yararına en uygun olan ebeveyne verir. Bu noktada sadece ekonomik durum değil, çocuğun duygusal gelişimi, güvenlik ihtiyacı ve eğitim planlaması gibi unsurlar da dikkate alınır.

İstanbul’da Sosyal İnceleme ve Pedagog Raporları

Velayet davalarında İstanbul’daki mahkemeler, çoğu zaman sosyal hizmet uzmanı ya da pedagog görevlendirerek çocuğun hangi ebeveynle kalmasının daha sağlıklı olacağına dair detaylı rapor hazırlanmasını ister. Bu raporlar, çocuğun mevcut yaşam koşullarını, ebeveynle ilişkisini ve gelecek projeksiyonunu değerlendiren objektif belgelerdir.

Pedagoglar, çocukla birebir görüşmeler yaparak onun psikolojik durumu hakkında mahkemeye bilgi verir. Mahkeme, bu raporları dikkate alarak karar verirken, çocuğun yaşı uygunsa beyanına da itibar eder. Özellikle 12 yaş üzerindeki çocukların görüşleri mahkeme açısından oldukça değerlidir.

Velayet Davalarında Ebeveyn Davranışlarının Etkisi

Tarafların boşanma sürecindeki tutumları, çocuğa yaklaşımları, dava süresince sergiledikleri davranışlar velayet kararını doğrudan etkileyebilir. İstanbul’daki uygulamada, özellikle çocuğu diğer ebeveynden uzaklaştırmaya çalışan, manipüle eden veya çocuğu dava sürecine dâhil ederek psikolojik baskı altına alan ebeveynlerin aleyhine karar verildiği görülmektedir.

Mahkemeler, çocukla sağlıklı iletişim kurabilen, eğitim ve bakım ihtiyaçlarını gözeten, hayatını düzene koymuş ve çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlayabilen ebeveyne öncelik vermektedir. Bu süreçte avukatın rolü; müvekkilin çocukla olan bağını hukuki dile dökerek, sosyal ve duygusal yeterliliğini ispatlayacak belgeleri mahkemeye sunmaktır.

Kişisel İlişki Kurulması ve Uygulama Esasları

Velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasında düzenli kişisel ilişki kurulması, çocuğun sağlıklı gelişimi açısından zorunludur. İstanbul’daki aile mahkemeleri, kişisel ilişkinin kurulma gün ve saatlerini, çocuğun yaşına, okul durumuna, ebeveynlerin mesafesine ve tatil takvimine göre detaylandırır. Örnek bir kişisel ilişki düzenlemesi şu şekilde olabilir:

  • Her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi saat 10:00’tan pazar saat 18:00’e kadar
  • Resmî tatiller dönüşümlü olarak
  • Yaz tatilinde 1 ay süreyle velayet hakkı olmayan ebeveynde kalma

Taraflar bu düzenlemeye uymak zorundadır. Uyulmaması halinde kişisel ilişki kurulmasına engel olan ebeveyne karşı icra takibi başlatılabilir. Ayrıca kişisel ilişkiyi sürekli ihlal eden ebeveyn hakkında velayet değişikliği talebinde bulunmak da mümkündür.

Velayet ve Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi

Boşanma sonrası koşullar değiştiğinde (ebeveynin evlenmesi, taşınması, ekonomik durumunun değişmesi, çocuğun yeni ihtiyaçları) velayet ve kişisel ilişki kararlarının yeniden değerlendirilmesi için dava açılabilir. İstanbul’da bu tür davalar da oldukça yaygındır.

Mahkeme, mevcut velayet düzenlemesinin artık çocuğun üstün yararını gözetmediği kanaatine varırsa, velayet değişikliğine hükmedebilir. Aynı şekilde kişisel ilişki günlerinin artırılması, azaltılması ya da yeniden yapılandırılması da mümkündür.

Sonuç

Velayet davaları, İstanbul’da boşanma sürecinin en kritik aşamalarından biridir. Bu davalarda önemli olan, ebeveynlerin kendi haklarından ziyade çocuğun geleceğini öncelikli görmeleridir. Mahkemeler, çocuğun fiziksel, psikolojik ve eğitimsel ihtiyaçlarını karşılayabilecek, ona güvenli ve sağlıklı bir ortam sunabilecek ebeveyne velayeti verir. Sürecin sağlıklı yürütülmesi ve çocuğun zarar görmemesi adına, velayet ve kişisel ilişki davalarında hukuki destek alınması şarttır.

Mal Paylaşımı Davaları ve İstanbul Uygulama Örnekleri

Boşanma sürecinin en karmaşık ve dava yoğunluğu yüksek alanlarından biri de mal paylaşımıdır. Özellikle İstanbul gibi taşınmazların ve ticari varlıkların çokça bulunduğu bir şehirde, eşler arasında edinilmiş malların paylaşımı ciddi hukuki uyuşmazlıklara neden olabilmektedir. Tarafların evlilik birliği içinde edindikleri malların hangi rejime göre paylaştırılacağı, hangi tarihte edinildiği ve kimin üzerine kayıtlı olduğu gibi unsurlar, mal rejiminin tasfiyesi sürecinde doğrudan etkili olmaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemelere göre, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak uygulanmaktadır. Bu tarihten sonra kurulan evliliklerde, aksi bir sözleşme yapılmamışsa eşlerin evlilik süresince edindiği mallar ortak kabul edilir ve boşanma halinde bu mallar arasında paylaşım yapılır.

Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma

Edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında eşlerin aşağıdaki mal ve gelirleri “edinilmiş mal” olarak değerlendirilir ve boşanma durumunda paylaşım konusu olur:

  • Çalışma karşılığı elde edilen gelirler (maaş, ücret, prim vb.)
  • Sosyal güvenlik ya da emeklilik kurumlarından doğan alacaklar
  • Kişisel mallardan elde edilen gelirler (örneğin kira getirisi)
  • Mal rejimi süresince edinilen taşınmazlar, araçlar, hisseler

Buna karşılık aşağıdaki mallar, “kişisel mal” sayılır ve paylaşım dışında kalır:

  • Evlilik öncesinde edinilen mallar
  • Miras ve bağış yoluyla elde edilen değerler
  • Kişisel kullanım eşyaları

İstanbul’daki uygulamalarda, mal paylaşımı talepleri genellikle boşanma davasıyla birlikte açılmamakta, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava olarak görülmektedir. Bu nedenle, eşlerin boşanma kararı verildikten sonra mal rejiminin tasfiyesi için ek bir dava açmaları gerekmektedir.

İstanbul Mahkemelerinde Mal Paylaşımına Yaklaşım

İstanbul’daki aile mahkemeleri, mal paylaşımı davalarında titiz ve ayrıntılı bir değerlendirme yapmaktadır. Uygulamada karşılaşılan bazı örnekler:

  • Evlilik süresince edinilen ancak bir eşin üzerine kayıtlı olan taşınmazların diğer eşle paylaşımı
  • Şirket ortaklığı ya da ticari faaliyetlerden elde edilen gelirlerin paylaşım konusu olup olmaması
  • Üzerine tapu kaydı yapılmayan ancak edinim süresi evlilik içinde olan taşınmazlar için katkı payı veya değer artış payı talebi
  • Ev eşyalarının paylaşımı ya da alacak talebi konusu olması

İstanbul’da bu tür davalarda taşınmazlar çoğu zaman değerli semtlerde yer aldığından, mal paylaşımı konusu yüksek meblağlı davalara dönüşebilmektedir. Bu nedenle tarafların uzman bir boşanma avukatı ile çalışarak, mal rejiminin tasfiyesi sürecini etkin biçimde yönetmesi gerekir.

Değer Artış Payı ve Katkı Payı Alacağı

Mal rejiminin sona ermesinden sonra bir eşin diğer eşin malı üzerinde doğrudan katkısı varsa, bu eş katkı payı alacağı talep edebilir. Aynı şekilde, kişisel mala yapılan katkılar için değer artış payı da istenebilir. Bu tür talepler, mal paylaşımı davalarında sıkça gündeme gelmektedir.

Örneğin İstanbul’da bir eş, diğer eşin üzerine alınan konutun peşinatını kendi ailesinden gelen mirasla ödemişse ve tapu diğer eş üzerine yapılmışsa, katkı payı alacağı davası açma hakkı doğar. Bu durumlarda mahkemeler, gayrimenkulün dava tarihindeki rayiç değerini dikkate alarak hesaplama yapar. Bu tür davalar teknik yönü ağır, delil desteği gerektiren karmaşık hukuki süreçlerdir.

Deliller ve İspat Araçları

Mal paylaşımı davalarında ispat yükü davacı taraftadır. İstanbul’daki uygulamada, tapu kayıtları, banka hesap dökümleri, noter sözleşmeleri, kredi ödeme planları ve tanık beyanları gibi belgeler paylaşım taleplerinin desteklenmesinde kritik öneme sahiptir. Mahkemeler, tarafların maddi katkısını ve evlilik süresince mal edinimine olan katılımını bu deliller üzerinden değerlendirir.

Bu süreçte avukat, müvekkil adına detaylı delil listesi hazırlamalı, uzman bilirkişi incelemelerini talep etmeli ve hesaplamalara itiraz noktalarını net biçimde ortaya koymalıdır.

Mal Rejimi Sözleşmesi (Evlilik Sözleşmesi)

Taraflar, evlilikten önce ya da sonra mal rejimi sözleşmesi yaparak, yasal mal rejimi yerine mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ya da mal ortaklığı rejimini seçebilirler. İstanbul’daki üst gelir grubuna ait evliliklerde bu tür sözleşmeler sıkça tercih edilmektedir. Ancak uygulamada çoğu çift bu konuda herhangi bir sözleşme yapmadığı için, boşanma sonrasında ciddi uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır.

Bu nedenle, özellikle yüksek değerli taşınmaz ya da ticari ortaklık bulunan evliliklerde mal rejimi sözleşmesi yapılması hukuki güvence sağlayabilir. Ancak bu sözleşmelerin noter aracılığıyla yapılması ve açık hükümler içermesi zorunludur.

Sonuç

İstanbul’da mal paylaşımı davaları, boşanma sürecinin hem ekonomik hem de psikolojik olarak en yıpratıcı aşamalarındandır. Yüksek meblağlar, karmaşık mülkiyet ilişkileri ve belge yoğunluğu nedeniyle, bu tür davaların stratejik biçimde yürütülmesi gerekir. Avukat desteği, bu alanda yalnızca hukuki bilgi değil aynı zamanda tecrübe ve dava yönetimi becerisi anlamına gelir. Hak kaybına uğramamak için, özellikle mal paylaşımı davalarında sürecin başından itibaren profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşır.

İstanbul’da Boşanma Davası Açma Süreci ve Mahkeme Yetkisi

İstanbul gibi büyük ve yoğun nüfuslu bir şehirde boşanma davası açmak, hem hukuki prosedürler hem de yetki kuralları bakımından dikkatli bir planlama gerektirir. Boşanma kararı alan bireylerin ilk olarak dikkat etmesi gereken konu, hangi mahkemede ve nasıl bir dava türüyle yola çıkacaklarıdır. İstanbul’da boşanma davaları, Aile Mahkemeleri tarafından yürütülmektedir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakmaktadır.

Boşanma davası açmak isteyen kişi, yaşadığı ilçeye en yakın adliyede bulunan Aile Mahkemesi’ne başvurarak süreci başlatabilir. Ancak yetki konusu, yalnızca ikamet adresine göre değil, tarafların son altı ay içinde birlikte yaşadıkları yer, davalının yerleşim yeri veya davacının yerleşim yeri gibi alternatiflere göre belirlenebilir. Bu nedenle İstanbul’da doğru mahkemede dava açmak, davanın kabul edilmesi ve zamanında görülmesi açısından önem taşır.

Boşanma Davası Nerede Açılır? – Yetkili Mahkeme

Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesine göre boşanma davası şu üç mahkemeden birinde açılabilir:

  • Tarafların son altı ay içinde birlikte oturdukları yer mahkemesi
  • Davalının yerleşim yeri mahkemesi
  • Davacının yerleşim yeri mahkemesi

Örneğin taraflar son altı ay boyunca Kadıköy'de yaşamışsa, Kadıköy Aile Mahkemesi yetkili olur. Ancak taraflar ayrı yaşıyorsa ve davalı İstanbul dışında ikamet ediyorsa, davacı İstanbul’da ikamet ediyorsa, davacı kendi yerleşim yeri olan İstanbul’daki mahkemede dava açabilir.

İstanbul’daki adliyeler, yoğunluklarına göre farklı ilçelerde farklı uygulamalara sahiptir. Özellikle Bakırköy, Anadolu (Kartal), Çağlayan (İstanbul), Gaziosmanpaşa ve Küçükçekmece adliyeleri boşanma davalarının en yoğun görüldüğü yerlerdendir. Dava açmadan önce yetkili mahkemenin belirlenmesi için avukat desteği almak, usul hatalarının ve dosyanın reddi gibi sonuçların önüne geçebilir.

Boşanma Davası Açma Süreci Nasıl İşler?

İstanbul’da boşanma davası açma süreci, doğru dilekçe yazımıyla başlar. Dilekçede boşanma sebepleri, olayların kronolojisi, varsa maddi ve manevi tazminat talepleri, çocukların velayeti ve nafaka talepleri açıkça yer almalıdır. Dilekçe ekinde kimlik fotokopisi, varsa delil listesi, tanık isimleri, sosyal medya çıktıları, yazılı belgeler ve bilirkişi talepleri gibi ekler de sunulmalıdır.

Boşanma dilekçesiyle birlikte, ilgili İstanbul adliyesinin tevzi bürosuna başvuru yapılır. Burada sistem üzerinden dava numarası alınır ve dava dosyası Aile Mahkemesi’ne atanır. Mahkeme, dosyayı inceleyerek duruşma günü belirler. Taraflar, ilk duruşmada bizzat ya da avukatları aracılığıyla hazır bulunmak zorundadır.

İstanbul’da Boşanma Davası Açmak için Gerekli Belgeler

Boşanma davası açarken İstanbul’daki mahkemelere sunulması gereken başlıca belgeler şunlardır:

  • Boşanma dilekçesi
  • Nüfus cüzdanı fotokopisi
  • Varsa evlilik cüzdanı örneği
  • Vekâletname (avukatla açılıyorsa)
  • Delil listesi (fotoğraflar, yazışmalar, sosyal medya içerikleri)
  • Tanık listesi ve adresleri
  • Mal varlığına ilişkin belgeler (tapular, banka dökümleri vs.)

Bu belgeler doğru şekilde hazırlanıp sunulmazsa dava usulen reddedilebilir ya da eksik incelemeye yol açabilir. İstanbul’da adli süreçlerin yoğunluğu dikkate alındığında, ilk başvuru sürecinin eksiksiz yapılması zaman kaybını önleyecektir.

Harç ve Masraflar

İstanbul’da boşanma davası açılırken yatırılması gereken başlıca gider kalemleri şunlardır:

  • Başvuru harcı
  • Peşin harç
  • Vekalet harcı (avukatla açılıyorsa)
  • Tebligat giderleri
  • Gerekirse bilirkişi ve keşif avansı

Bu masraflar dava türüne göre değişiklik gösterir. Anlaşmalı boşanmalarda harç ve giderler nispeten düşükken, çekişmeli boşanmalarda bilirkişi, tanık ve delil incelemeleri nedeniyle masraf artabilir. İstanbul’daki mahkemelerde, bu giderler dosyaya yatırılmadan davanın ilerlemesi mümkün değildir.

Mahkeme Takvimi ve Yoğunluk

İstanbul’daki adliyelerde boşanma davaları büyük yoğunluk altında görülmektedir. İlk duruşmanın açılması 3-6 ayı bulabilmekte, davanın tamamlanması ise çekişmeli davalarda 1-3 yıl arasında sürebilmektedir. Mahkemelerin iş yükü, tanık sayısı, bilirkişi incelemeleri ve dosya kapsamı bu süreyi doğrudan etkiler.

Bu nedenle, İstanbul’da dava açmak isteyen kişilerin süreci sabırla yönetmesi, mümkünse uzlaşma yollarını denemesi ve profesyonel bir avukat ile ilerlemesi önerilir.

Sonuç

İstanbul’da boşanma davası açmak, yalnızca duygusal değil aynı zamanda teknik ve prosedürel açıdan da hassas bir süreçtir. Doğru mahkemede ve eksiksiz belgelerle yapılan başvurular, dava sürecini hızlandırırken usul hataları süreci uzatabilir ya da sonuçları olumsuz etkileyebilir. İstanbul’un geniş adliye yapısı, farklı ilçelerdeki uygulama çeşitliliği ve iş yükü dikkate alındığında, boşanma davası sürecinin dikkatle planlanması ve uzman hukuki destekle yürütülmesi, hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlayacaktır.

İstanbul’da Anlaşmalı Boşanma ve Çekişmeli Boşanma Süreçleri

Boşanma süreci, eşlerin iradelerine, karşılıklı anlayışlarına ve çözüme yönelik yaklaşımlarına göre iki temel şekilde yürütülür: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. İstanbul gibi kalabalık ve sosyo-ekonomik çeşitliliğin yoğun olduğu bir şehirde bu iki boşanma türü arasında ciddi farklar bulunmakta, tarafların tercihine göre süreçler büyük ölçüde farklılaşmaktadır. Hangi türden boşanma yoluna gidilirse gidilsin, İstanbul’daki Aile Mahkemeleri’nde uygulanacak usul ve delil değerlendirmeleri, davanın seyri açısından belirleyici olacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin evlilik birliğini sona erdirme konusunda tam bir uzlaşmaya varması durumunda başvurulabilen hızlı ve pratik bir yoldur. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma için gerekli koşullar şunlardır:

  • Tarafların evliliklerinin en az bir yıl sürmüş olması
  • Her iki eşin de boşanma konusunda anlaşmış ve iradelerini mahkeme huzurunda açıkça beyan etmiş olmaları
  • Taraflar arasında düzenlenmiş ve mahkemece uygun bulunmuş bir anlaşmalı boşanma protokolü bulunması

İstanbul’da anlaşmalı boşanma davaları, taraflar gerekli belgeleri eksiksiz sunduğu ve protokolde bir uyuşmazlık bulunmadığı takdirde genellikle tek celsede sonuçlanır. Bu nedenle, sürecin en kısa zamanda ve düşük maliyetle tamamlanması açısından oldukça avantajlıdır.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

İstanbul’daki uygulamalarda, anlaşmalı boşanma protokolü eksik ya da çelişkili hazırlanırsa, hakim protokolü reddedebilir ve taraflara yeni duruşma tarihi verebilir. Bu nedenle protokolde aşağıdaki hususlara eksiksiz şekilde yer verilmelidir:

  • Velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası düzenlemeleri
  • Eşler arası nafaka (yoksulluk nafakası)
  • Mal paylaşımı konusundaki uzlaşı
  • Tazminat talepleri (varsa maddi ve manevi)
  • Tarafların birbirlerinden başka taleplerinin bulunmadığına dair beyan

İstanbul’daki mahkemeler, tarafların mahkeme huzurunda bizzat hazır olmasını ve boşanma iradelerini açıkça ifade etmelerini şart koşar. Avukatla temsil edilse bile eşlerin duruşmaya katılması zorunludur.

Çekişmeli Boşanma Nedir?

Eşlerin boşanma şartlarında veya boşanma konusunda dahi uzlaşamaması halinde, boşanma davası çekişmeli olarak açılır. Bu durumda taraflar, birbirlerine karşı delil ve tanıklar sunarak mahkemeyi ikna etmeye çalışır. İstanbul gibi büyükşehirlerde çekişmeli boşanma davaları hem içerik hem de süre bakımından oldukça karmaşık hale gelebilir.

Çekişmeli boşanma davaları, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (genel boşanma sebebi) veya zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, terk, akıl hastalığı gibi özel boşanma nedenlerine dayanılarak açılabilir. Davacı taraf, iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle tanık beyanları, yazışmalar, mesaj kayıtları, kamera görüntüleri gibi her türlü delil kullanılabilir.

İstanbul’daki Uygulamalarda Çekişmeli Boşanma Süreci

İstanbul’da çekişmeli boşanma davaları genellikle şu aşamalardan oluşur:

  1. Dava dilekçesinin verilmesi ve karşı tarafın cevap dilekçesi
  2. Ön inceleme duruşması (delillerin belirlenmesi ve uzlaşma ihtimali değerlendirmesi)
  3. Tahkikat aşaması (tanıkların dinlenmesi, delillerin toplanması, gerekirse bilirkişi atanması)
  4. Sözlü yargılama ve karar duruşması

Bu süreçte tarafların sunduğu delillerin niteliği, tanıkların güvenilirliği, psikolojik ve sosyal raporların içeriği gibi unsurlar dava sonucunu etkileyebilir. İstanbul’da bazı adliyelerin iş yükü nedeniyle çekişmeli boşanma davaları 1 ila 3 yıl arasında sürebilmektedir.

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasında Seçim Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Taraflar, hangi boşanma türünü seçeceklerine karar verirken şu sorulara yanıt aramalıdır:

  • Boşanma kararında tam mutabakat var mı?
  • Velayet, mal paylaşımı, nafaka gibi konularda uzlaşma sağlandı mı?
  • İki taraf da süreci kısa sürede ve uzlaşarak bitirmek istiyor mu?

Eğer bu soruların cevabı evet ise, anlaşmalı boşanma tercih edilmelidir. Ancak ciddi anlaşmazlıklar varsa ve delillerle desteklenebilecek hukuki talepler bulunuyorsa, çekişmeli boşanma yoluna gidilmesi daha sağlıklı olacaktır. İstanbul’da her iki dava türünün sonuçları, tarafların mali ve sosyal durumlarını uzun vadeli etkileyeceği için profesyonel avukat desteği önemlidir.

Sonuç

İstanbul’da boşanma davası açmayı planlayan bireylerin, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma süreçleri arasındaki farkları iyi analiz etmesi gerekir. Anlaşmalı boşanma, hızlı ve ekonomik çözümler sunarken; çekişmeli boşanma daha detaylı ve mücadele gerektiren bir süreci ifade eder. Her iki durumda da, mahkemelerin işleyişi, delillerin niteliği ve usul işlemlerine uyum kritik rol oynar. Tarafların haklarını tam anlamıyla koruyabilmesi için, İstanbul’da boşanma davalarında tecrübeli bir avukatla çalışmaları büyük önem taşır.

Boşanma Sürecinde Avukatın Rolü ve Hukuki Destek Önemi

Boşanma süreci, yalnızca duygusal ve psikolojik açıdan değil; aynı zamanda hukuki, mali ve sosyal yönleriyle de oldukça karmaşık ve çok katmanlıdır. İstanbul gibi büyük bir şehirde açılan boşanma davalarında, mahkeme süreçlerinin yoğunluğu, hukuki prosedürlerin detayları ve usule ilişkin hassasiyetler, bireylerin bu süreci kendi başlarına yürütmelerini oldukça güçleştirmektedir. Bu noktada, bir boşanma avukatının desteği, hem hak kayıplarının önlenmesi hem de sürecin etkili yönetimi açısından kritik önem taşır.

Avukatın Görev ve Sorumlulukları

Boşanma avukatı, yalnızca dava dilekçesinin hazırlanması ya da mahkemede vekillik yapmakla sınırlı bir role sahip değildir. Aksine, sürecin her aşamasında müvekkilinin haklarını koruyacak, stratejik yol haritası belirleyecek ve karşı tarafın hukuki hamlelerine karşı etkin savunma geliştirecek bir temsilcidir. Avukatın görevleri arasında şunlar yer alır:

  • Boşanma sebebinin hukuki dayanağını tespit etmek ve uygun dava türünü belirlemek
  • Dava dilekçesinin usulüne uygun, delillerle desteklenmiş biçimde hazırlanmasını sağlamak
  • Tanıkların belirlenmesi ve ifadelerinin hazırlanması
  • Bilirkişi incelemeleri, keşif ve diğer usuli işlemlerin zamanında takibi
  • Mal paylaşımı, nafaka, velayet ve tazminat gibi konularda doğru taleplerin oluşturulması
  • Mahkemede müvekkil adına etkili savunma yapmak
  • İstinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvuru süreçlerini yürütmek

İstanbul’da boşanma davalarında sıklıkla karşılaşılan usul hataları, zaman aşımı problemleri, delil eksiklikleri ve yanlış yetki seçimi gibi durumlar, avukat desteği olmaksızın hareket eden kişilerin hak kayıplarına uğramasına neden olabilmektedir. Bu tür hatalar, davanın reddine ya da sürecin uzamasına yol açabilir.

İstanbul'da Profesyonel Hukuki Destek Neden Gereklidir?

İstanbul, Türkiye’nin en yoğun yargı trafiğine sahip ili olması nedeniyle, boşanma davalarında farklı ilçelerde farklı uygulamalarla karşılaşılabilmektedir. Örneğin Bakırköy Aile Mahkemesi’nin içtihatları ile Anadolu Adliyesi’nin uygulamaları arasında belirli farklar oluşabilmekte; bu da dilekçe yazımı, protokol hazırlanması, tanıkların belirlenmesi gibi aşamalarda deneyimli bir hukukçunun rehberliğini zorunlu hale getirmektedir.

İstanbul’da boşanma davası açan bir kişinin, yalnızca kanunu değil, aynı zamanda yerel yargı pratiğini bilen bir avukatla çalışması, dava sürecinin daha öngörülebilir ve güvenli şekilde ilerlemesini sağlar. Avukat, sürecin başından sonuna kadar dava stratejisini kurar, müvekkilin menfaatine uygun savunma geliştirir ve gerekirse alternatif çözüm yolları sunar.

Hukuki Destek Olmaksızın Karşılaşılabilecek Riskler

Boşanma sürecinde hukuki destek alınmaması halinde karşılaşılabilecek temel riskler şunlardır:

  • Yanlış mahkemede dava açılması (yetkisizlik)
  • Eksik ya da usule aykırı dilekçeler nedeniyle davanın reddedilmesi
  • Delil yetersizliği nedeniyle iddiaların ispat edilememesi
  • Mal paylaşımı, velayet ya da nafaka taleplerinde hak kayıpları
  • Usule uygun olmayan anlaşmalı boşanma protokolünün mahkemece kabul edilmemesi
  • İstinaf ya da temyiz sürelerinin kaçırılması

Bu gibi durumlar yalnızca dava sonucunu değil, bireyin gelecekteki mali durumunu, çocuğuyla ilişkisini ya da sosyal itibarını da doğrudan etkileyebilmektedir.

Sonuç

Boşanma, her ne kadar kişisel bir karar olsa da, ciddi hukuki sonuçları olan bir süreçtir. İstanbul’da boşanma davası açmayı planlayan bireylerin, süreci en az zararla ve hukuki güvenceyle atlatabilmeleri için deneyimli bir boşanma avukatının desteğinden yararlanmaları büyük önem taşır. Avukat, yalnızca hukuki işlemleri yürütmekle kalmaz; aynı zamanda bireyin hukuki haklarını doğru biçimde ortaya koyar, süreci stratejik şekilde yönetir ve olası riskleri önceden öngörerek hareket eder.

İletişim

İstanbul’da boşanma hukuku alanında profesyonel destek almak isteyen kişiler, aşağıdaki iletişim bilgileri üzerinden İstanbul Boşanma Avukatı Avukat İnanç Eker Hukuk Bürosu ile irtibata geçebilir:

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.