Tekne, Yat ve Gemilerin Miras Yoluyla İntikali

İçindekiler

Tekne, Yat ve Gemilerin Miras Yoluyla İntikali

Tekne, yat ve gemiler; yüksek ekonomik değeri, sigorta ve bayrak rejimi gibi uluslararası nitelikli düzenlemeleri nedeniyle miras yoluyla intikal süreçlerinde özel hukuki prosedürlere tabidir. Sicil, ipotek, elbirliği mülkiyeti ve bağlama kütüğü gibi unsurlar ise sürecin yalnızca miras hukukunu değil, aynı zamanda deniz ticareti hukukunu da yakından ilgilendirmesine yol açar.

Yanlış veya eksik işlem yapılması hâlinde geminin seferden men edilmesi, yabancı bayraklı araçlarda kaydın düşmesi ya da yüksek idari yaptırımlar gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle intikal sürecinin mevzuata uygun şekilde yürütülmesi önem taşır.

1) Gemi Kavramı, Kapsam ve Hukuki Nitelik

1.1. Türk Ticaret Kanunu’nda Gemi Tanımı

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m.931 uyarınca gemi; tahsis edildiği amaç suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve “pek küçük olmayan” deniz aracıdır. Bu tanım, ticari veya özel kullanım amaçlı pek çok yat ve tekneyi de hukuken gemi statüsü içine almaktadır. Kendiliğinden hareket kabiliyeti bulunmayan yüzer yapıların da, amacına göre bu kapsama girmesi mümkündür.

1.2. Tekne – Yat – Gemi Ayrımının Uygulamadaki Önemi

Uygulamada tekne ve yat kavramları çoğu zaman günlük dilde kullanılsa da; hukuken belirleyici olan kriterler ölçü/tonaj, kullanım amacı ve sicil/kütük kaydıdır. Eğer araç, TTK’daki unsurları sağlıyorsa, hukuki statü bakımından “gemi” kabul edilmekte ve gemiye özgü hükümlere tabi olmaktadır. Aksi hâlde, bağlama kütüğü rejimi uygulanır. Bu ayrım, mirasın intikali sırasında uygulanacak sürecin belirlenmesinde doğrudan etkilidir.

1.3. Taşınır Eşya Niteliği

TTK m.936, gemilerin taşınır eşya sayıldığını açıkça düzenler. Dolayısıyla, miras yoluyla intikalde esas kural, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) hükümleridir. Bununla birlikte, geminin niteliği gereği sicil, ipotek ve deniz ticareti işlemleri gibi hususlarda TTK’nın özel düzenlemeleri öncelikli olarak uygulanır. Bu durum, intikal sürecinin yalnızca miras hukukuna değil, aynı zamanda deniz ticaret hukuku kurallarına da bağlı olarak yürütülmesini zorunlu kılar.

1.4. Bayrak ve Tabiiyet Bağı

TTK m.940 ve devamı maddeleri, bir geminin hangi devlet hukuku kapsamında olduğunu belirleyen bayrak bağını düzenler. Türk bayrağı çekme hakkı bulunup bulunmadığı; intikalde uygulanacak hukuku, tescil makamını ve işlem usulünü etkiler. Özellikle yabancı bayraklı gemilerde, bayrak devleti hukukunun dikkate alınması hem işlemlerin geçerliliği hem de geminin fiilen işletilebilmesi bakımından önem taşır.

1.5. Sicil/Kütük Kaydının Hukuki Sonuçları

Geminin Milli Gemi Sicili (“MGS”) veya Türk Uluslararası Gemi Sicili (“TUGS”) ile Bağlama Kütüğü kayıtlarında yer alması; mülkiyetin ve sınırlı ayni hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilirliği açısından belirleyicidir. Sicil kaydı aynı zamanda muris adına mülkiyetin ispatında en güçlü delildir. Bu nedenle mirasın açılması sonrasında intikal sürecine başlamadan önce, deniz aracının hukuki statüsü ve kayıt durumu titizlikle incelenmelidir.

1.6. Miras Hukuku Bakımından Değerlendirme

Tekne, yat ve gemilerin terekeye dahil edilmesi; yalnızca TMK m.599’daki “kendiliğinden geçiş” ilkesinin değil, aynı zamanda deniz ticareti hukukunun şekil ve usul kurallarının birlikte değerlendirilmesini gerektirir. Gemi niteliğinin doğru belirlenmesi, veraset, tescil ve diğer intikal işlemlerinin sağlıklı yürütülmesi bakımından temel bir adımdır.

Deniz araçlarının mirasçılara devri, Türk Medenî Kanunu çerçevesindeki miras intikali ve tereke işlemleri ile doğrudan bağlantılıdır.

2) Tescil, Sicil Türleri ve Kayıt Sisteminin Miras İntikalindeki Rolü

2.1. Gemi Siciline Tescilin Hukuki Niteliği

Gemilerin tesciline ilişkin hükümler TTK m.941 ve devamında düzenlenmiştir. Sicile kayıt, mülkiyetin üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi bakımından önemli olup, gemi üzerindeki ayni hakların aleniyetini sağlar. Tescilin kurucu mu yoksa açıklayıcı mı nitelikte olduğu, geminin niteliğine ve ilgili hukuki işleme göre değişebilmekle birlikte; miras yoluyla intikal sürecinde, kayıt büyük ölçüde ispat fonksiyonu üstlenir.

2.2. Milli Gemi Sicili ve Türk Uluslararası Gemi Sicili

Türk bayrağı çekme hakkı bulunan gemiler, Milli Gemi Siciline veya Türk Uluslararası Gemi Siciline (“TUGS”) kaydedilir.

  • MGS → TTK hükümleri ve genel sicil rejimi uygulanır.
  • TUGS → 4490 sayılı Kanun çerçevesinde kolaylaştırılmış işlemler ve belirli mali avantajlar söz konusudur.

İntikal işlemlerinde, geminin hangi sicile kayıtlı olduğu; başvuru usulünü, gerekli belgeleri ve işlem sürelerini doğrudan etkiler.

2.3. Bağlama Kütüğü Uygulaması

Ticari nitelik taşımayan, tonaj ve ölçü itibarıyla TTK kapsamının dışında kalan küçük deniz ve içsu araçları ise 14.09.2009 tarihli Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği’ne tabi olup, kayıt işlemleri bu kapsamda yürütülmektedir. Bağlama kütüğü kaydı, mülkiyeti üçüncü kişilere karşı ileri sürme bakımından önem taşır ancak gemi siciline kıyasla daha sınırlı hukuki sonuçlar doğurur.

2.4. Sicil/Kütük Kaydının Miras Açısından Önemi

Mirasın açılmasından sonra yapılacak tescil işlemleri, murisin hukuki durumunun doğru şekilde ortaya konulmasını gerektirir. Sicil veya kütük kaydı; geminin ekonomik değerinin, kullanım hakkının ve üzerindeki sınırlamaların (haciz, ipotek vb.) belirlenebilmesi açısından temel referanstır. Bu nedenle, intikal sürecine başlamadan önce kayıt durumunun incelenmesi, olası uyuşmazlıkların önlenmesi bakımından zorunludur.

2.5. Yetkili Merciler

Gemi siciline ve bağlama kütüğüne ilişkin işlemler, göreve ve yer yönünden yetkili Gemi Sicil Müdürlükleri ve Liman Başkanlıkları tarafından yürütülür. İlgili mercie yapılacak başvurularda veraset ilamı, kimlik ve kayıt belgeleri ibraz edilmek suretiyle intikal talepleri işleme alınır. Belgelerin eksikliği hâlinde işlem tamamlanamaz ve kayıt yükümlülüğü gecikebilir.

2.6. Sicilsiz veya Belge Yetersizliği Olan Durumlar

Uygulamada bazı tekne ve yatların muris adına kayıtlı olmadığı, yalnızca fiilî kullanımın bulunduğu görülmektedir. Bu durumlarda TMK m.6 gereğince mülkiyet iddiasının ispatı, fatura, sözleşme, ödeme kayıtları ve tanık beyanları gibi diğer delillerle desteklenmelidir. Özellikle aile içi kullanımda, kayıt dışılık ilerleyen süreçte mirasçılar arasında mülkiyet ihtilaflarına sebep olabildiğinden, murisin sağlığında deniz aracının hukuki durumunun netleştirilmesi önem arz eder.

Sonuç itibarıyla, deniz aracının hangi sicile kayıtlı olduğu; mirasın intikal sürecinin kapsamını ve uygulanacak usulü belirleyen temel unsurlardan biridir. Bu nedenle tescil incelemesi, intikal işlemlerinin ilk aşamasını oluşturmaktadır.

3) Yabancı Bayraklı ve Denizaşırı Sicilli Gemilerde Uygulanacak Hukuk

3.1. Bağlantı Kuralları ve Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi

Uluslararası unsur içeren miras ilişkilerinde uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) ile belirlenir. MÖHUK m.20/1’e göre miras, mirasbırakanın ölüm anındaki milli hukukuna tabidir. Dolayısıyla, Türk vatandaşı murisin yabancı bayraklı gemisi de kural olarak Türk miras hukukuna göre intikal eder.

3.2. Sicil Devleti Hukukunun Rolü

Taşınır eşya üzerindeki aynî haklar bakımından genel bağlantı noktası, MÖHUK m.21 gereğince eşyanın bulunduğu yer hukukudur. Ancak deniz ticaretinde bayrak bağı (flag state) kamu düzeni ve sicil güvencesi sağlaması nedeniyle, tescil devletinin hukuku da dikkate alınır. Yabancı sicile kayıtlı gemilerde, mülkiyetin tespiti ve aleniyeti, ilgili sicil makamının belirlediği usulde gerçekleşir. Bu nedenle veraset ilamı tek başına gemi kaydının değişmesi için yeterli olmayabilir.

3.3. Tanıma – Tenfiz ve Belge Tasdiki

Türk mahkemelerince verilen veraset ilamının yabancı sicilde hüküm ve sonuç doğurabilmesi için:

  • Hâkimin verdiği veraset ilamı → tanıma/tenfiz veya
  • Noterlik veraset ilamı → apostil/onay ve kabul usulü

işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi hâlde, gemi yabancı sicilde muris adına kayıtlı kalmaya devam eder ve fiili işletme yetkisi sınırlanır.

3.4. Offshore Şirket Üzerinden Sahiplik ve Miras Sorunları

Uygulamada birçok ticari gemi ve yüksek değerli yat, uluslararası vergi avantajları veya gizlilik sağlamak amacıyla offshore şirketler adına tescil edilmektedir (örn. Marshall Adaları, Malta vb.). Bu durumda mirasın konusunu doğrudan gemi değil, şirket payları oluşturur. Dolayısıyla:

  • Gemi sicili ⇒ şirketi malik gösterir
  • Miras ⇒ şirket hisselerinin intikali biçiminde gerçekleşir

Bu süreç, hem şirket sözleşmesi hem de şirketin tabi olduğu hukuk sistemine göre yürütülür. Pay devrinin gemi siciline etkisi ise ancak şirket kayıtlarının güncellenmesiyle ortaya çıkar.

3.5. Yabancı Bayrak ve İşletme İzinlerinin Mirasî Etkisi

Bayrak devleti, geminin işletilmesine dair ruhsat, klas, denetim ve vergi yükümlülüklerini belirler. Mirasın açılmasıyla birlikte:

  • işletme izni,
  • tekne/yat sertifikaları,
  • donatan sorumluluk sigortaları

gibi unsurların geçerliliği gözden geçirilmelidir. İşletmenin devamı isteniyorsa, veraset işleminden bağımsız olarak ruhsat yenileme ve bildirim yükümlülükleri gündeme gelir.

3.6. Uygulamada Karşılaşılan Tipik Riskler

Özellikle yüksek değerli yatlar bakımından sıkça görülen hata, intikal işlemlerinin yalnızca Türkiye’de tamamlanarak, geminin sicil devleti nezdindeki işlemlerin yapılmamasıdır. Bu durumda:

  • Sicil hâlâ murisi malik olarak gösterir,
  • İşletme izinleri geçerliliğini yitirir,
  • Finansal ve hukuki engeller ortaya çıkar.

Uluslararası gemi taşımacılığı ve yat işletmeciliği bakımından bu eksiklik, ciddi ihtilaf ve gecikmelere neden olabilmektedir.

Bu nedenle, yabancı bayraklı ve offshore yapılı gemilerde çift yönlü bir işlem sistemi gereklidir: hem Türk miras hukuku işlemleri hem de sicil devleti hukukuna uygun tescil güncellemeleri eşzamanlı yürütülmelidir.

4) Mirasın Doğumu, Elbirliği Mülkiyeti ve Tasarruf Sınırları

4.1. Mirasın Açılması ve Kendiliğinden Geçiş İlkesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) m.599 uyarınca miras, mirasbırakanın ölümüyle birlikte herhangi bir işleme gerek olmaksızın mirasçılara geçer. Tekne, yat ve gemiler de terekeye dahil taşınırlar arasında yer almakta ve bu ilke doğrultusunda doğrudan mirasçıların malvarlığına intikal eder. Ancak gemilerin niteliği gereği, mülkiyetin artık mirasçılara geçtiğinin sicil veya kütük kayıtlarına yansıtılması önem taşır.

4.2. Elbirliği Mülkiyeti (TMK m.640) ve Hukuki Sonuçları

Mirasçılar miras açıldığında, tereke üzerinde elbirliği mülkiyeti ile hak sahibi olur (TMK m.640). Bu mülkiyet türünde; terekedeki mallar üzerinde mirasçıların payları belirlenmiş olmakla birlikte, paylar fiilen belirli ve bölünmüş değildir. Dolayısıyla, geminin satışı, devri, ipotek verilmesi gibi ayni hak işlemleri tüm mirasçıların oybirliği ile yapılabilir. Tek taraflı tasarruf, sicil işlemlerinde sonuç doğurmaz.

4.3. Veraset İlamının Alınması

Mirasçı sıfatının tespiti ve tereke üzerinde işlem yapılabilmesi için, TMK m.598 gereğince sulh hukuk mahkemesi veya noterliklerce düzenlenen veraset ilamı alınması zorunludur. Yabancı unsurlu durumlarda ise, veraset ilamının mahkeme kararı şeklinde alınması, tanıma/tenfiz süreçleri bakımından daha etkili sonuçlar doğurur.

4.4. Tasarruf Yetkisinin Kullanılmasında Uyuşmazlık Alanları

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan durum; tek bir mirasçının gemi üzerinde **tek başına tasarruf** etmeye çalışmasıdır. TMK m.640 çerçevesinde, diğer mirasçıların rızası olmadan geminin satışı, kiraya verilmesi veya gemi siciline şerh verilmesi mümkün değildir. Bu tür işlemler, hukuki dayanaktan yoksun olduğundan sicil kayıtlarına yansımaz ve üçüncü kişiler bakımından da geçerlilik kazanmaz. Bu sebeple, mirasçılar arasında işbirliği yapılmaması ve sürecin gecikmesi, geminin ekonomik değerini olumsuz etkileyebilmektedir.

4.5. Terekenin Korunması ve Yönetimi

TMK m.619 ve devamı hükümleri, terekenin korunmasına yönelik tedbirlere imkân tanır. Özellikle yüksek değerli gemilerde, intikal süreci uzadığında:

  • geminin bakım/koruma giderleri,
  • liman masrafları,
  • sigorta primleri

devam eden maliyetler doğurur. Bu nedenle, mirasçıların oybirliği ile veya gerekli hâllerde mahkemenin tayin edeceği temsilci eliyle geminin yönetiminin sağlanması, terekede değer kaybının önlenmesi açısından önemlidir.

4.6. Saklı Pay ve Tereke Değerinin Korunması

Mirasbırakanın sağlığında gemi üzerinde gerçekleştirdiği işlemler, saklı paylı mirasçıların hakkını ihlal ediyorsa TMK m.560 ve devamı gereğince tenkis talepleri gündeme gelebilir. Yat ve gemilerin yüksek ekonomik değerleri nedeniyle, bu tür uyuşmazlıklar uygulamada önemli bir yer tutmaktadır.

Bu çerçevede, mirasın açılmasından sonra geminin hukuki durumunun açıklığa kavuşturulması ve mirasçıların oybirliği ile hareket edilmesi, intikal işlemlerinin sağlıklı biçimde sonuçlandırılmasının temel unsurlarıdır.

5) Gemi Sicilinde Miras İntikali Usulü ve Gerekli Belgeler

5.1. İntikal Başvurusunun Hukuki Dayanağı

Gemi siciline ilişkin intikal işlemleri, TTK m.941 ve devamı hükümlerine dayanmaktadır. Mirasçıların gemi üzerindeki aynî haklarının resmî kayıtlara yansıtılabilmesi için, sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulması zorunludur. Bu işlem yapılmadıkça, murisin kaydı hukuken devam eder ve üçüncü kişiler karşısında mülkiyet iddiasının ileri sürülmesi güçleşebilir.

5.2. Başvuruda Yetkili Makamlar

Milli Gemi Sicili (“MGS”) ve Türk Uluslararası Gemi Sicili (“TUGS”) bakımından, başvurular geminin kayıtlı bulunduğu Gemi Sicil Müdürlüğüne yapılır. Bağlama kütüğüne kayıtlı tekneler için ise yetkili birim Liman Başkanlıklarıdır. Yetkisiz makama yapılan başvurular işlem doğurmaz ve süreci geciktirir.

5.3. Gerekli Belgeler

Uygulamada sicil müdürlükleri tarafından talep edilen temel belgeler şunlardır:

  • Veraset ilamı (TMK m.598)
  • Mirasçıların kimlik belgeleri veya noter vekâletnameleri
  • Gemi/tekne ruhsatnamesi ve varsa gemi sicil tasdiknamesi
  • Liman resmi, bağlama izin belgesi ve ilgili vergi borcu yoktur yazıları
  • Harç ve döner sermaye tahakkuklarının ödenmesi

Belgelerin eksiksiz sunulması, intikalin gecikmeden gerçekleşmesini sağlar.

5.4. Oybirliği Şartı ve Temsil Sorunu

TMK m.640 uyarınca elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğundan, mirasçıların intikal işlemine toplu şekilde katılması veya yetkilerinin tek bir temsilciye verilmesi gerekir. Tek başına yapılan başvurular, şekli eksiklik nedeniyle sonuç doğurmaz.

5.5. Sicil İncelemesi ve Sınırlamaların Belirlenmesi

İntikal başvurusundan önce sicilde yer alan bilgiler mutlaka incelenmelidir:

  • İpotek kaydı
  • Haciz şerhleri
  • Kira/çıpa sözleşmesi şerhleri
  • Donatanlık bildirimleri

Bu tür sınırlamaların var olması, intikalin hukuki niteliğini değiştirmez; ancak mirasçıların tasarruf imkanlarını etkiler.

5.6. İşlem Süreci ve Sonuçlandırma

Belgelerin ibrazı ile başvurunun kabul edilmesinden sonra, sicil memuru gerekli değerlendirmeyi yapar ve tescil şerhi ile birlikte gemi kaydı, muris adına olan kayıttan mirasçıların müşterek mülkiyet kaydına dönüştürülür. Bu aşama itibarıyla mirasçıların mülkiyet hakkı, sicil nezdinde de tam anlamıyla görünür hale gelir.

Sonuç olarak, sicil başvurusu ve belgelerin doğru hazırlanması, deniz aracının mirasçılar adına hukuken geçerli şekilde kayıt altına alınması için zorunlu bir aşamadır. İntikal işlemi, yalnızca mirasçı sıfatının doğmasıyla değil, sicilde bu değişikliğin tescili ile tamamlanmış sayılır.

6) Değerleme, Vergi Yükümlülükleri ve Ekonomik Sonuçlar

6.1. Deniz Araçlarının Tereke Değeri ve Tespit Yöntemleri

Tekne, yat ve gemilerin miras açıldığında terekeye dahil edilmesi için değerlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Uygulamada değerleme, kural olarak piyasa rayici üzerinden yapılır ve bu amaçla:

  • Uzman bilirkişi raporları,
  • Sigorta poliçe değerleri,
  • Alım-satım sözleşmeleri ve fatura bedelleri,
  • Gemi brokeri ve klas kuruluşu değerlendirmeleri

dikkate alınır. Özellikle ticari gemilerde, donatanlık üzerinden elde edilen gelirler de tereke kapsamının ekonomik bütünlüğünün değerlendirilmesinde önem taşır.

6.2. Donatanlık Sıfatı ve İşletme Gelirlerine Etkisi

Gemi ticari amaçla işletiliyorsa, TTK m.1061 kapsamında donatanlık ilişkisi ortaya çıkar. Mirasın açılmasıyla birlikte:

  • donatanlık sıfatı mirasçılara geçer,
  • gelir ve gider akışı terekede devam eder.

Bu nedenle, gemi işletmesinin sürdürülüp sürdürülmeyeceği, mirasçıların birlikte karar almasını gerektiren önemli bir ekonomik ve hukuki konudur.

6.3. Veraset ve İntikal Vergisi Boyutu

Türk vergi mevzuatı gereği, murisin malvarlığının mirasçılara geçişi, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu (“VİVK”) kapsamında vergilendirilir. Gemi terekeye dahil bir taşınır olduğundan, değerleme esas alınmak üzere veraset ve intikal vergisi beyanı yapılır. İstisna tutarları ve oranlar, muris ile mirasçılar arasındaki yakınlık derecesine göre değişiklik göstermektedir.

6.4. Sigorta, Liman Masrafları ve Koruma Giderleri

Tekne ve özellikle ticari gemilerin sigorta kapsamı; P&I, H&M gibi sözleşmelerle düzenlenir. Mirasın açılmasıyla birlikte:

  • sigorta poliçelerinin geçerliliği,
  • yenileme ihtiyacı,
  • liman bağlama ve bakım masrafları

gündeme gelir. Bu giderlerin karşılanması, TMK m.640’da düzenlenen elbirliği mülkiyetinin doğal sonucudur ve mirasçılar tarafından birlikte üstlenilmesi gerekir.

6.5. Yatlarda Lüks Tüketim ve Sertifikasyon Masrafları

Yüksek standartlı yatlarda; klas sertifikaları, bayrak devleti denetimleri, çevresel düzenlemelere uyum gibi mali yükümlülükler önemli tutarlara ulaşabilir. Miras sürecinin uzaması, bu giderlerin arttığı ve geminin ekonomik değerinin olumsuz etkilendiği bir dönem yaratabilir. Bu nedenle, değer koruma bakımından tescil ve ekonomik yönetimin gecikmeksizin yürütülmesi önemlidir.

6.6. Ekonomik Değerin Korunması ve Mirasçıların Karar Süreci

Tekne, yat ve gemiler çoğu zaman yalnızca bir taşınır eşya olarak değil, önemli bir gelir üretim kaynağı veya yatırım aracı olarak değerlendirilir. Bu nedenle, mirasçıların:

  • geminin işletilmeye devam edilip edilmeyeceği,
  • kiralama veya satış opsiyonları,
  • giderlerin nasıl paylaşılacağı

konusunda birlikte planlama yapmaları gerekir.

Sonuç olarak, deniz aracının tereke değerinin doğru belirlenmesi ve ekonomik yönetimin etkin biçimde sağlanması; hem mirasçıların mali güvenliği hem de geminin hukuki durumunun korunması açısından önemli bir aşamadır.

7) Gemi İpoteği, Haciz ve Sınırlı Aynî Hakların İntikale Etkisi

7.1. Gemi İpoteğinin Hukuki Niteliği

Gemi ipoteği, TTK m.1013 ve devamı maddelerinde düzenlenen, gemi ve ona bağlı eklentiler üzerinde alacaklı lehine tesis edilen sınırlı aynî bir haktır. İpotek, sicile şerh edilmek suretiyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir nitelik kazanır ve gemi üzerinde öncelik hakkı sağlar. Miras açıldığında, ipotek kendi hukuki varlığını korur ve mirasçıların mülkiyet hakkı, mevcut bu sınırlamaya bağlı olarak doğar.

7.2. Haciz Kaydı ve İcra Bağlantısı

Haciz, alacaklının icra takibi sonucunda gemi üzerinde elde ettiği cebrî icra yetkisidir. İcra ve İflâs Kanunu (“İİK”) hükümleri gereğince, sicile şerh edilmiş hacizler, mülkiyet değişse dahi hukuki sonuçlarını sürdürür. Mirasçılar, haciz nedeniyle:

  • gemi tasarruflarını sınırlı biçimde kullanabilir,
  • satış ve devir işlemleri daha sıkı usullere tabi olur.

7.3. Gemi Üzerindeki Diğer Sınırlamalar

Sicil kayıtlarında ipotek ve haciz dışında:

  • kira veya charter sözleşmesi şerhleri,
  • geçit veya kullanım sınırlamaları,
  • donatanlık ve işletme bildirimleri,
  • yargı ihtiyatî tedbirleri

yer alabilir. Bu kayıtlar, mirasçıların gemiyi devraldıktan sonra kullanım haklarını etkileyebilir ve ilgili taraflarla müzakereleri gerektirebilir.

7.4. Sınırlamaların Miras Hukuku Üzerindeki Etkisi

TMK m.599 gereğince mirasın geçişi kendiliğinden gerçekleşir; ancak gemi üzerindeki mevcut sınırlı aynî haklar da aynı kapsam ve sırayla devam eder. Dolayısıyla:

  • İpotek → aynen korunur
  • Haciz → sicilde yer almaya devam eder
  • Şerhler → tasarruf yetkisine etki eder

Mirasçılar, bu sınırlamaların kaldırılması, tadili veya devri için alacaklılarla iletişime geçmeli ve gerekli hukuki süreçleri yürütmelidir.

7.5. Deniz İcrası ve Satış Süreçleri

Gemiye özgü cebrî icra, İİK ve TTK’nın ilgili hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektirir. Özellikle ticari gemiler yönünden, cebrî icra sürecinde geminin işletme ve navlun gelirleri de alacaklıların menfaatini etkileyen unsurlar arasındadır. Mirasçılar, devam eden icra süreçlerinde taraf sıfatıyla sorumluluğu devralmış olur.

7.6. Uygulamada Karşılaşılan Tipik Riskler

Miras açıldığında:

  • İpotekli bir geminin satışı için alacaklı rızası aranır.
  • Hacizli bir gemide tescil işlemleri gecikebilir.
  • Charter sözleşmesinin devam ettiği durumlarda gelir paylaşımı planlanmalıdır.

Bu nedenle intikal taleplerinden önce sicil incelemesinin yapılması ve sınırlamaların belirlenmesi, mirasçılar açısından önem arz eder.

Sonuç olarak; gemi üzerindeki mevcut sınırlı aynî haklar, miras yoluyla intikal sürecini tamamen ortadan kaldırmaz, ancak mirasçıların tasarruf alanını belirler ve hukuki değerlendirmelerde dikkate alınması gereken önemli bir unsurdur.

8) Bağlama Kütüğüne Tabi Deniz Araçlarında Miras İntikali

8.1. Bağlama Kütüğü Düzeninin Hukuki Çerçevesi

Ticari amaç taşımayan ve tonaj itibarıyla TTK kapsamında “gemi” sayılmayan deniz araçları, 14.09.2009 tarihli ve 27350 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği uyarınca kaydedilmektedir. Bu düzenlemenin amacı;

  • mülkiyetin belirlenmesi,
  • deniz güvenliğinin sağlanması,
  • deniz araçlarının takibinin yapılması

gibi kamusal gerekliliklere hizmet etmektir.

8.2. Kütük Kaydının Miras Açısından Niteliği

Bağlama kütüğüne kayıt, gemi siciline kıyasla daha sınırlı hukuki sonuç doğurur. Kütük kaydı, taşınır mülkiyetinin üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilirliği bakımından özel bir ispat aracıdır. Murisin ölümünden sonra mirasçılar bu kayda dayanarak mülkiyet intikal işlemlerini yapabilirler.

8.3. İntikal İşlemlerinde Gerekli Belgeler

Mirasçılar kütük kaydının kendi adlarına geçirilmesi için yetkili Liman Başkanlığına başvuruda bulunur. Uygulamada talep edilen temel belgeler şunlardır:

  • Veraset ilamı (TMK m.598)
  • Mirasçı kimlik beyanları veya vekâletnameler
  • Mevcut ruhsatname
  • Vergi ve harç borcu bulunmadığına ilişkin belgeler

Başvurunun eksiksiz yapılması, işlemlerin kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlar.

8.4. Kaydı Olmayan Tekne ve Yatlarda İspat Sorunu

Murisin kullandığı ancak hiçbir sicil ya da kütükte kayıtlı olmayan teknelerde, TMK m.6’daki genel ispat yükümlülüğü devreye girer. Bu durumda:

  • fatura,
  • bağış/alış sözleşmesi,
  • ödeme kayıtları,
  • teslim belgeleri

gibi evrakların ibrazı önemlidir. Belgelendirmenin yetersiz olması hâlinde, mülkiyet ihtilafları ortaya çıkabilmekte ve tereke tespiti davaları gündeme gelebilmektedir.

8.5. Kaptan ve Kullanıcı Bildirimleri

Kütükte kayıtlı araçlarda, malik dışında kullanıcı bulunuyorsa bu durum, ilgili yönetmelik gereği idareye bildirilmelidir. Mirasın açılmasıyla birlikte, kullanım hakkının kimde olacağı hususu da belirlenmeli ve gerekli değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Aksi hâlde idari yaptırımlar söz konusu olabilir.

8.6. Ekonomik Değerin Korunması

Kayıtlı olmayan veya kaydı güncel olmayan küçük teknelerde, bakım ve saklama giderlerinin kimin tarafından üstleneceği ve aracın ne şekilde kullanılacağı hususlarında mirasçıların ortak planlama yapması önemlidir. Bu noktada, ekonomik değer kaybını önlemek için intikal sürecinin geciktirilmemesi gerekir.

Neticede, bağlama kütüğü kayıtlarının güncellenmesi, murisin sahip olduğu küçük deniz araçlarının mirasçılar adına hukuken tanınmasını ve bunların kullanımında idari sorunların doğmamasını teminen gereklidir.

9) Yabancı Unsurlu Miraslarda Tanıma-Tenfiz, Apostil ve Konsolosluk İşlemlerinin Rolü

9.1. Yabancı Unsurun Varlığı ve Yetkili Hukuk

Miras konusu tekne, yat veya geminin:

  • yabancı bir devlette kayıtlı olması,
  • yabancı bayrak taşıması,
  • muris veya mirasçının yabancı uyruklu olması,

hâllerinde mirasın geçişi, 5718 sayılı MÖHUK hükümlerine göre değerlendirilir. Türk hukukunda terekenin tamamına uygulanacak hukuk, mirasbırakanın milli hukukudur (MÖHUK m.20/1). Ancak, gemi üzerindeki aynî haklarda sicilin bağlı olduğu devlet hukuku gündeme gelir.

9.2. Türkiye’de Alınan Veraset İlamının Yabancı Ülkede Kullanımı

Türk mahkemelerinden alınan veraset ilamı veya Sulh Hukuk Mahkemesi kararı, yabancı gemi sicilinde işlem yapılabilmesi için:

  • Apostil Şerhi (Lahey Sözleşmesi kapsamında)
  • Yetkili konsolosluk tasdiki (Apostil uygulanmayan ülkelerde)

ile geçerlilik kazanır. Bu belgeler doğrudan mirasçıların hak sahipliğini kanıtlar.

9.3. Tanıma ve Tenfiz Gerektiren Durumlar

Yabancı bayrak devletlerinin bir kısmı, veraset ilamının sadece apostillenmiş olmasını yeterli görmeyip, o ülke mahkemelerince tanınmasını isteyebilir. Böyle durumlarda, MÖHUK m.58-59 hükümleri kapsamında tanıma-tenfiz prosedürleri uygulanır.

9.4. Deniz Otoriteleri Önünde Ek Belgeler

Yabancı gemi sicili; amacına ve ülke mevzuatına göre:

  • zamanlı tonilato belgesi,
  • sigorta ve P&I poliçesi,
  • donatanlık bildirimi,
  • vergisel borç ilişiği kesme evrakı

talep edebilir. Bu belgelerin temini ve uyumlu hale getirilmesi teknik danışmanlık gerektirir.

9.5. Mirasçılar Adına Geçiş ve Tescil

Yabancı bayraklı geminin mirasçılar adına devri, kural olarak ilgili ülke sicil hukukuna göre yapılır. Mirasçıların kendi aralarında anlaşarak:

  • tek bir mirasçı adına tescil,
  • miras ortaklığının devamı,
  • satış veya bayrak değişimi

yönünde karar alması mümkündür. Ancak Türk hukukuna göre tescil işlemleri sonuçlanıncaya kadar elbirliği mülkiyeti devam eder (TMK m.640).

9.6. Uluslararası Kamu Düzeni Sınırı

Yabancı ülkede veraset işlemleri tamamlanmış olsa bile, Türk hukukuna göre geçersiz bir işlem söz konusu ise MÖHUK m.5 gereğince kamu düzeni devreye girer. Örneğin; mirasçının saklı pay hakkını ortadan kaldıran bir yabancı karar, Türkiye’de sonuç doğurmayabilir.

Sonuç olarak, yabancı unsuru içeren miraslarda hukuki işlemler, çift aşamalı bir yapıya sahiptir; Türk miras hukuku ile yabancı sicil hukuku birlikte uygulanır ve belgelerin uluslararası geçerlilik taşıyacak şekilde hazırlanması sürecin en kritik aşaması olarak karşımıza çıkar.

10) Çekişmeli Miras Süreçleri ve Yasal Çözüm Yolları

10.1. Elbirliği Mülkiyetinde Yönetim ve Tasarruf Sorunları

TMK m.640 gereğince mirasın açılmasıyla birlikte deniz aracının mülkiyeti tüm mirasçılara elbirliği hâlinde geçer. Bu aşamada:

  • gemi/teknenin kullanımı,
  • kira veya işletme kararları,
  • giderlerin paylaşımı

tüm mirasçıların oybirliği ile alınacak kararlar gerektirir. Oybirliğinin sağlanamaması sıklıkla uyuşmazlığa yol açmaktadır.

10.2. Tereke Tespiti Davası

Mirasbırakanın sahip olduğu tekne, yat veya geminin varlığının tartışmalı olması durumunda TMK m.589 uyarınca tereke tespiti davası açılabilir. Bu dava ile:

  • deniz aracının terekeden kaçırılması önlenir,
  • uygun koruma tedbirleri alınır,
  • tescil ve değerleme işlemleri güvence altına alınır.

10.3. Mirasçılar Arasında Paylaştırma ve Satış Kararları

Ortaklığın giderilmesi talepleri, TMK m.642 uyarınca gündeme gelir. Gemi veya yat:

  • mirasçılar arasında fiziksel olarak bölünemez

olduğundan uygulamada çoğu kez: satış suretiyle ortaklığın giderilmesi yoluna başvurulur. Satıştan elde edilen bedel pay oranında dağıtılır.

10.4. Sicil Düzeltim ve Mülkiyetin Tespiti Talepleri

Gemi sicilinde malik adı hâlen muris görünüyorsa, mirasçılar tescil ve intikal talepli idari veya yargısal başvurular yapabilir. Kaydın hukuka aykırı olarak üçüncü kişilere devredilmesi durumunda; mülkiyetin tespiti davası gündeme gelir.

10.5. İpotek, Haciz ve Tedbir Kaynaklı Uyuşmazlıklar

Gemi üzerinde ipotekli alacaklı veya haciz şerhleri mevcut ise, mirasçılar alacaklılarla doğrudan ilişki kurmak ve borç durumunu tespit etmek zorundadır. İcra aşamasında; satışın önlenmesi, takibin durdurulması veya menfi tespit davası açılması gündeme gelebilir.

10.6. Donatanlık Geliri, Navlun ve İşletme Hakları

Ticari gemiler yönünden işletme devam ediyorsa:

  • navlun gelirleri,
  • işletme giderleri,
  • donatan sorumluluğundan doğan borçlar

elbirliği mülkiyetinin doğal sonucu olarak tüm mirasçıları etkiler. Uyuşmazlık hâlinde: gelir-gider hesaplarının tespiti talep edilebilir.

10.7. Önleyici Hukuki Adımlar

Mirasçılar arasında ihtilaf çıkma olasılığı yüksek ise:

  • ihtiyati tedbir talepleri,
  • tescilin askıya alınması,
  • geçici yönetici tayini

gibi hukuki araçlar değerlendirilebilir.

Sonuç itibarıyla; çekişmeli miras süreçlerinde hukuki koruma mekanizmalarının doğru işletilmesi, deniz aracının ekonomik değerinin korunması ve mirasçılar arasındaki hakların dengeli biçimde kullanılabilmesi açısından belirleyici öneme sahiptir.

11) Sigorta, Navlun ve Kamu Hukuku Yükümlülüklerinin Devamı

11.1. Denize Elverişlilik ve Belgelendirme Yükümlülüğü

Miras sürecinden bağımsız olarak, gemi ve ticari yatlarda seyrüsefer uygunluğu ve klas sertifikası gibi belgelerin geçerliliğini sürdürmesi zorunludur. 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun uyarınca liman devlet denetimleri yapılmakta olup, belgelerin geçersiz hâle gelmesi durumunda gemi: seyrüseferden men edilebilir.

11.2. Sigorta Poliçelerinin Hukuki Akıbeti

Ticari ve lüks deniz araçları genellikle:

  • H&M (Hull & Machinery),
  • P&I (Protection & Indemnity),
  • Sorumluluk sigortaları

ile teminat altındadır. Mirasın açılmasıyla birlikte: halefiyet ilkesi gereğince sigorta ilişkisinde taraflık değişebilir; ancak poliçenin devamı sigorta şirketinin şartlarına bağlı olabilir. Süren poliçelerin primleri mirasçıların ortak gideri niteliğindedir.

11.3. Navlun Gelirleri ve İşletme Faaliyetinin Devamı

Ticari geminin işletilmesi hâlinde, TTK m.1061 gereği donatan sıfatı hukuken mirasçılara geçer. Bu kapsamda:

  • navlun gelirleri
  • mürettebat giderleri
  • yakıt ve bakım harcamaları

miras ortaklığının hesaplarına yansır. Gelirlerin paylaşımı ihtilaf konusu olursa, deniz bilirkişisi marifetiyle hesap raporu alınabilir.

11.4. Kamu Hukuku Kaynaklı Sorumlulukların Devamı

Gemi işletmeciliğinde kamu düzeni niteliği ağır basmaktadır. Bu sebeple, mirasçılar devraldıkları deniz aracına ilişkin:

  • liman devleti denetimleri,
  • çevresel yükümlülükler,
  • uyulması gereken güvenlik prosedürleri

bakımından aynı sorumluluğa sahiptir. Kural olarak sorumluluk intikali söz konusudur.

11.5. Mürettebat Sözleşmeleri ve Personel Sorumluluğu

Gemi işletmesi devam ederken, mürettebat ile yapılan sözleşmeler iş hukuku ve uluslararası denizcilik standartları gereği koruma altında olup, mirasçılar:

  • ücret,
  • sosyal güvenlik,
  • iş sağlığı ve güvenliği

yükümlülüklerini devralmış olur. Aksine bir tasarruf yapılıncaya kadar gemi üzerindeki işletme devamlılığı hukuki güvenlik gereğidir.

11.6. Bildirim Yükümlülükleri

Mirasın açılmasıyla birlikte, geminin kaydının bulunduğu liman başkanlığına ve ilgili idari mercilere gerekli bildirimlerin yapılması zorunludur. Bu bildirimler yapılmazsa idari para cezaları uygulanabilir.

Endüstriyel, ticari ve hukuki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; mirasçılar, geminin hukuki akıbeti yanında kamu düzenini ilgilendiren tüm güvenlik ve işletme yükümlülüklerinin de devam ettiği bilinciyle hareket etmelidir.

12) Hukuki Değerlendirme ve Sonuç

Tekne, yat ve gemilerin miras yoluyla intikali; Türk Medenî Kanunu’nun mirasa ilişkin hükümleri, Türk Ticaret Kanunu’nun gemi siciline dair düzenlemeleri, bağlama kütüğü kuralları, vergi ve kamu hukuku yükümlülükleri ile uluslararası özel hukuk ilkelerinin birlikte uygulanmasını gerektiren çok boyutlu bir süreçtir.

TMK m.599 gereğince miras açıldığı anda mülkiyet kendiliğinden mirasçılara geçmekle birlikte, gemilerin tescil sistemi yalnızca bildirici değil, aynı zamanda üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilirlik bakımından hukuki güvenlik aracı niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, intikal işlemleri geciktirilmeden gerçekleştirilmelidir.

Ticari gemilerde donatanlık sıfatı ve navlun gelirleri mirasçılara geçmekte; ancak faaliyet devam ettiği sürece işletmeye ilişkin riskler ve borçlar da aynı kapsamda devralınmaktadır. Gemi üzerindeki ipotek ve haciz gibi sınırlı aynî haklar, mirastan bağımsız şekilde varlığını korur ve mirasçıların tasarruf yetkisini sınırlar.

Küçük deniz araçlarında ise bağlama kütüğü sisteminin doğru işletilmesi, mirasçıların haklarının idari merciler nezdinde tanınabilmesi için önem arz eder. Kayıt dışılığın bulunduğu durumlarda ispat yükü artmakta ve uyuşmazlık riskleri büyümektedir.

Uluslararası unsurlu miraslarda, çifte hukuki etki söz konusudur: Türk hukuku mirasçılık statüsünü belirlerken, geminin kayıtlı olduğu ülke hukuku aynî hakların üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi bakımından belirleyici olmaktadır. Bu süreçte apostil, konsolosluk işlemleri ve tanıma-tenfiz usulleri kritik işlemlerdir.

Kamu hukuku düzeni gereği; denize elverişlilik belgeleri, sigorta poliçelerinin sürdürülmesi ve liman devleti bildirimleri mirasçılar açısından devam eden yükümlülüklerdir. Bu yükümlülüklerin ihlali, geminin seyrüseferden men edilmesine kadar varan idari yaptırımlar doğurabilir.

Sonuç olarak, tekne, yat ve gemilerin miras yoluyla intikali:

  • özel hukuk alanında miras ve sicil hükümlerini,
  • ticari güvenlik açısından ipotek ve işletme ilişkilerini,
  • uluslararası alanda sicil devleti mevzuatını,
  • kamu hukuku bakımından deniz güvenliği kurallarını

eş zamanlı olarak gündeme getirmektedir.

Bu nedenle, deniz araçlarının miras sürecinde hukuki korumanın sağlanabilmesi adına; gecikmeksizin sicil incelemesi yapılması, mevcut yükümlülüklerin tespiti, gerekli belgelerin hazırlanması ve teknik-konvansiyonel düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sürecin başarılı yürütülmesi için zorunludur.

Sık Sorulan Sorular

Tekne veya yatın mirasçılara devri için hangi belgeler gereklidir?

Mirasçılık belgesi, gemi/bağlama kütüğü kayıt örneği, varsa ipotek ve sınırlı ayni haklara ilişkin belgeler ile vergi ve harç yükümlülüklerine dair belgeler gereklidir. Sicil makamları ayrıca işlem özelinde ek evrak talep edebilir.

Yabancı bayraklı yatların miras intikalinde hangi hukuk uygulanır?

TTK hükümleri yanında, ilgili bayrak devletinin hukukuna göre işlem yapılır. Kayıtlı olduğu yabancı sicilin intikal sürecinde onayı gerekebileceğinden, uluslararası mevzuat dikkate alınmalıdır.

Gemi ipoteği mirasçılara geçer mi?

Evet. TMK m.599 gereğince terekeye dahil borç ve yükümlülükler de mirasçılara geçer. Bu nedenle ipotek veya rehin gibi sınırlı ayni haklar intikal sonrasında da varlığını korur.

Miras kalan teknenin satışı için tüm mirasçıların onayı gerekir mi?

Elbirliği mülkiyetinde tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi esastır. Aksi hâlde izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) uyuşmazlıkları gündeme gelebilir.

İletişim

Tekne, yat ve gemilerin miras yoluyla intikaline ilişkin hukuki süreçlerde detaylı bilgi için aşağıdaki iletişim kanallarımız üzerinden irtibata geçebilirsiniz.

Avukat İnanç Eker Hukuk Bürosu

Barbaros Mahallesi, Mor Menekşe Sokak,
Deluxia Suites Sitesi, No: 3A, Kat: 12, Daire: 155
Ataşehir / İstanbul

Telefon: 0 (216) 514 74 04

WhatsApp: 0 (541) 632 57 90

E-posta: info@inanceker.av.tr

Web Sitesi: https://inanceker.av.tr

Google Haritalar Konumu:
Avukat İnanç Eker Hukuk Bürosu

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.