İş Sözleşmesinin Fesih Dışında Sona Erme Sebepleri

İş Sözleşmesi Nedir

 

İş sözleşmeleri özel hukuk sözleşmeleridir. Özel hukuk sözleşmelerine uygulanan şekil serbestisi, irade serbestisi gibi presnipler aynen özel hukuk sözleşmesi türü olan iş sözleşmelerinde de uygulanacaktır.  4857 sayılı İş Kanununun 8. Maddesinde iş sözleşmeleri tanımlanmıştır. Buna göre: ’’ …bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir”. İşbu tanımdan da anlaşılacağı üzere iş sözleşmeleri sözleşmenin tarafları olan işçi ve işverene karşı belirli yükümlülükler yükleyen bir sözleşme türüdür.

 

İş Sözleşmesinin Feshi

 

Doğası gereği iş sözleşmelerinin sonsuza kadar devam etmeyeceği, bir noktada sözleşmenin çeşitli nedenlerle sona ermesi gerektiği açıktır. İş sözleşmesinin sona ermesi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda belirtilen sözleşmenin genel sona ermesi nedenlerinden kaynaklanabileceği gibi, belirli süreli iş sözleşmelerinin sona ermesi veya toplu işçi çıkarma gibi iş sözleşmesinin özel sona ermesi nedenlerinden de kaynaklanabilecektir.

İş sözleşmelerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda belirtilen genel sona erme sebepleri dışında 4857 sayılı İş Kanununda iş sözleşmelerinin fesih yolu ile da sona erdirilebileceği özel hüküm olarak belirtilmiştir. İş sözleşmelerinin bildirimli feshi ve bildirimsiz feshi iş kanununda düzenlenmiştir. İş sözleşmelerinin bildirimli ve bildirimsiz fesih türleri bir başka yazımızda detaylıca incelenmiştir. İşbu yazmızın konusu ise iş sözleşmelerinin fesih dışında sona erme sebepleridir. İş sözleşmelerinin fesih dışında sona erme sebepleri ikale, belirli sürenin sona ermesi, ölüm, iş sözleşmelerinin geçersizliği, iş sözleşmelerinin iptali ve özel kanunlarda düzenlenen iş sözleşmelerinin sona erme halleri olarak belirlenmiştir.

 

İş Sözleşmesinin Fesih Dışında Sona Erme Sebepleri

 

  1. Tarafların Anlaşması (İkale)

Tarafların aralarındaki özel hukuk sözleşmesi ilişkisini sona erdirme yönünde karşılıklı irade beyanları sonucunda yaptıkları anlaşmaya ikale sözleşmesi denir. İş sözleşmesi de bir özel hukuk sözleşmesi türüdür. Buna göre iş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işveren, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında mevcut iş akdini ikale sözleşmesi ile her zaman sona erdirebileceklerdir. İkale sözleşmesi sonucunda taraflar, iş sözlemesinden kaynaklanan her türlü alacak ve borçlarından karşılıklı olarak vazgeçerler.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/31287 Esas, 2008/9600 Karar numaralı kararında iş sözleşmesinde ikaleyi ve ikalenin fesihten farkını izah etmiştir: “…İş Kanunu’nda bu fesih türü yer almasa da taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulüyle bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez ”

İkale sözlemesinin yorumlanması aşamasında iş hukukuna hakim ilkeler kapsamında bulunan işçi lehine yorum ilkesi büyük bir önem ifade etmektedir. Zira işçi lehine yorum ilkesi kapsamında işveren karşısında güçsüz durumda olan işçinin, ikale sözleşmesi önerisinin işveren tarafından yapıldığı hallerde tüm haklarından feragat ederek iş akdini işverenle yaptığı ikale sözleşmesi neticesinde sona erdirmesi, işçinin makul bir fayda sağlamaması sebebiyle kabul edilmemektedir. Bu durumda iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirilmiş olamayacağı açıktır. İş sözleşmesinin ikale ile sona erdirilebilmesi için özellikle işçi tarafın makul bir yararının bulunması gerekmektedir. İkale sözleşmesi neticesinde iş akdinin sona erdirildiği durumlarda tarafların iş hukukundan kaynaklanan tazminat alacağı talebinde bulunma ihtimali ortadan kalkmaktadır.

 

  1. Belirli Sürenin Sona Ermesi

4857 sayılı İş Kanununun 9. Maddesinde iş sözleşmelerinin belirli ve belirsiz süreli olarak akdedilebileceği hüküm altına alınmıştır. Belirli süreli iş sözleşmeleri belirli süreli bir işin ifası, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması şeklinde işçi ile işveren arasında akdedilen iş sözleşmesi türüdür. Belirli süreli iş sözleşmeleri yazılı şekil şartına tabidir. Ayrıca 1 yıl ve daha uzun süreli iş sözleşmeleri de İş Kanununun 8. Maddesi uyarınca yazılılık şartına tabidir.

Belirli süreli iş sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması, belirlenen işin tamamlanması ya da belirlenen olgunun ortaya çıkması halinde belirli süreli iş sözleşmesi herhangi bir ihbar veya fesih bildirimine gerek duyulmaksızın sona erer. Ancak bu durumun tersi taraflarca kararlaştırılabilir. Taraflar sözleşmenin bitiş tarihinden önce sözleşmeyi yenilemek istemeyen tarafın sözleşmenin karşı tarafına sözleşmeyi yenilemek istemediğine ilişkin bildirimde bulunması şartını kararlaştırabilirler. Belirli süreli iş sözleşmesinde kararlaştırılan sürenin dolması halinde tarafların belirli süreli iş sözleşmesinden kaynaklanan borç yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etmesi halinde belirli süreli iş sözleşmesi, belirli süreli iş sözleşmesine kendiliğinden dönüşecektir.

 

  1. Taraflardan Birinin Ölümü

İş sözleşmelerinde taraflardan birinin ölümü ihtimali de iş sözleşmesinin fesih dışında sona ermesi sebeplerinden biri olabilecektir. İş sözleşmelerinde taraflardan birinin ölümü halinde Türk Borçlar Kanununun genel hizmet sözleşmesinde işçinin ölümü ve işverenin ölümü başlıklı 440 ve 441. Maddeleri uygulama alanı bulacaktır. İşçi ve işverenin ölümlerinin iş sözleşmesinin sona ermesine etkisi farklıdır.

  • İşçinin ölümü ihtimalinde iş sözleşmesi kendiliğinden sona erecektir. İşçinin iş görme borcu ancak ve bizzat kendisi tarafından ifa edilebilir bir edim olduğundan işçinin ölmesi durumunda işçinin iş görme borcu işçinin mirasçılarına intikal etmeyecektir. Ancak işçinin varsa kanundan veya sözleşmeden doğan tüm hakları mirasın intikali neticesinde mirasçılarına geçecektir.
  • İşverenin ölümü ihtimalinde ise ikili bir ayrıma gidilecektir. Buna göre işverenin şahsen ifaya zorunlu olmadığı ve iş sözleşmesinde işverenin kimliği ön plana çıkmamakta ise işverenin mirasçıları ile iş sözleşmesi aynen devam edecektir. Ancak iş sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa işverenin ölümü ile iş sözleşmesi sona erecektir. Örnek olarak yaşlı bir bireyin bakım ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile bir bakıcı ile iş sözleşmesi yapması verilebilir. Belirtilen iş sözleşmesi işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuş bir iş sözleşmesidir.  Bu durumda işçi, iş sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi sebebiyle uğramış olduğu zararların tazminini işverenin mirasçılarından hakkaniyet ölçüsünde talep edebilecektir.

 

  1. İş Sözleşmelerinin Geçersizliği ve İş Sözleşmelerinin İptali

İş sözleşmelerinin geçersizliği ve iş sözleşmelerinin iptali de iş sözleşmelerinin fesih dışında sona erme sebeplerindendir. İş sözleşmesinin kanunun veya tarafların öngördüğü şekil koşuluna uygun olarak yapılmaması, iş sözleşmesinin konusunun hukuka, kamu düzenine, ahlâk ve adaba aykırı olması ve iş sözleşmesinin taraflarından her ikisinin veya sadece birisinin ehliyetsiz olması veya iş sözleşmesinin konusunun imkânsızlığı hallerinde, iş sözleşmesi kesin hükümsüzdür. Kesin hükümsüz bir iş sözleşmesi aslında Türk Borçlar Kanunu uyarınca baştan itibaren bir hüküm doğurmayacaktır. Ancak Türk Borçlar Kanununun 394/3 hükmü uyarınca geçersizliği sonradan anlaşılan bir iş sözleşmesi, iş ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli bir iş sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır.

 

İş sözleşmesinin akdedilmesi esnasında taraf iradelerini sakatlayan durumların mevcut olması durumunda iş sözleşmesi iptal edilebilirlik yaptırımına tabi olacaktır. Taraflardan birinin hata (yanılma), hile(aldatma) ya da korkutma(ikrah) sebepleri ile iş sözleşmesini akdetmesi durumunda taraf, hata veya hileyi öğrendiği tarihten ya da korkutmanın etkisinin ortaya kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içerisinde iş sözleşmesini iptal edebilecektir. Aşırı yararlanma halinin mevcudiyeti ihtimalinde ise, kendisinden aşırı yararlanılan iptal hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren 1 yıl ve her hâlde iş sözleşmesinin kurulduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kullanabilecektir. İş sözleşmelerinin iptali halinde de Türk Borçlar Kanununun 394/3 hükmü uyarınca iş sözleşmesi, iş ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar, geçerli bir iş sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur.

 

  1. Özel Kanunlarda Düzenlenen İş Sözleşmelerinin Sona Erme Halleri

Bazı özel kanunlarda iş sözleşmelerinin fesih dışı sona erme hallerine yer verilmiştir. 854 Sayılı Deniz İş Kanununun 14. Maddesinin 4. Fıkrası: ‘’Geminin kayba uğraması, terk edilmesi veya harp ganimeti ilan edilmesi veyahut Türk Bayrağından ayrılması hallerinde ise hizmet akti kendiliğinden bozulur.’’ şeklindedir. Buna göre sayılan durumların mevcudiyeti ihtimalinde iş sözleşmesi fesih harici sebeple kanunen kendiliğinden sona erecektir.

5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanununun (Basın İş Kanunu) 17. Maddesi: ‘’Her ne sebeple olursa olsun, neşriyatı tatil edilen mevkutede çalışanlar tatil tarihinden itibaren iki ay müddetle ücretlerini alırlar. Bu gazetecilerin kanuni tazminatı da tercihan ödenir.’’ şeklindedir. Buna göre her ne sebeple olursa olsun yayını durdurulan gazetede çalışanlar açısından iş sözleşmesinin 2 ay devam edeceği, ikinci ayın sonunda ise iş sözleşmesinin kanunen kendiliğinden sona ereceği belirtilmiştir.

 

İstanbul iş hukuku avukatı ve İstanbul işçi avukatı olan Avukat Uzman Arabulucu İnanç EKER tarafından yazılan bu yazıda iş sözleşmesinin fesih dışında sona erme sebepleri konusu incelenmiştir. Tarafların iş hukukundan kaynaklanan hukuki süreçlerde hak kaybına uğramaması, sürecin hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için iş hukukunda uzman avukatlardan hukuki destek alınması gerekmektedir. İstanbul iş hukuku avukatı ve İstanbul işçi avukatı İnanç Eker iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda bilgisi ve tecrübesi ile hukuki sürecin etkin çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.