NFT’li Sanat Eserleri Boşanma ve Miras Davalarında Mal Paylaşımına Dahil Edilir mi

İçindekiler

NFT ile Gizlenen Servetler – Boşanma ve Miras Davalarında Dijital Sanat Varlıklarının Hukuki Durumu

NFT, Dijital Sanat ve Hukuki Görünmezlik Tehlikesi

Geleneksel malvarlığı unsurları olan taşınmazlar, araçlar, banka hesapları ve menkul değerler artık dijitalleşen ekonomi ve yatırımla birlikte çok daha karmaşık hale gelmiştir. Son yıllarda teknolojik dönüşümün önemli çıktılarından biri olan non-fungible token (NFT) yapıları, kişilerin dijital ortamlarda benzersiz sanat eserleri ve koleksiyon ürünleri gibi varlıklara sahip olmasını sağlamaktadır. Bu varlıklar, blokzincir (blockchain) teknolojisi aracılığıyla kayıt altına alınır ve başka hiçbir dijital varlıkla birebir değiştirilemez nitelikte olduklarından, eşsiz (non-fungible) kabul edilir.

NFT’lerin bireyler tarafından edinilmesi genellikle Ethereum ağı veya benzeri blokzincir platformları üzerinden gerçekleştirilir. NFT satın alan kişi, bu dijital eserin mülkiyetini temsil eden bir kayıt belgesine sahip olur. Fakat bu sahiplik, fiziki bir varlıkla değil, yalnızca şifreli dijital cüzdanlar ve blokzincir üzerindeki adres kayıtlarıyla tanımlanır. İşte bu özellikleri, NFT’leri hem teknolojik hem de hukuki anlamda görünmez

Özellikle boşanma ve miras davalarında malvarlığı tespiti kritik öneme sahiptir. Eşlerin mal paylaşımında veya mirasçıların tereke tespitinde en büyük sorunlardan biri, taraflardan birinin sahip olduğu varlıkları gizlemesidir. Bu noktada NFT’ler, klasik bankacılık sistemine kayıtlı olmayan, kolayca üçüncü kişilerce tespit edilemeyen yapılar olarak karşımıza çıkar. Gizli dijital cüzdanlar, şifreli blokzincir işlemleri ve yurtdışı NFT borsaları üzerinden yapılan alımlar, çoğu zaman diğer eşin veya mirasçıların bilgisi dışında kalmaktadır.

Türkiye’de Medeni Hukuk açısından NFT gibi dijital varlıkların hukuki statüsü açıkça düzenlenmiş değildir. Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun mal rejimine ilişkin hükümleri kapsamında, kişinin edinilmiş malları arasında sayılabilecek tüm ekonomik değerler paylaşım veya tasfiye sürecine konu olabilir. Yine terekenin tespiti sürecinde, miras bırakanın malvarlığına giren tüm unsurlar, davaya konu edilebilir. Bu kapsamda NFT’ler de hukuken yok sayılabilecek değil, aksine tespiti ve ispatı mümkün olan yeni nesil varlıklardır.

Bununla birlikte, bu varlıkların tespiti ciddi teknik bilgi, teknolojik takip becerisi ve mahkemeye sunulabilecek hukuki delillendirme süreçleri gerektirir. Boşanma aşamasındaki bir eşin veya mirasçıların, dijital cüzdanların varlığından haberdar olması çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle, tarafların aldatılma riskine karşı kendilerini koruyabilmeleri için bu alanda yetkin bir avukat ve bilirkişi desteği büyük önem arz etmektedir.

Son dönemde kripto paralarla yapılan yatırımların giderek yaygınlaştığı dikkate alındığında, NFT’lerin de hukuki uyuşmazlıklarda önemli bir rol oynayacağı açıktır. Özellikle koleksiyon değeri taşıyan NFT sanat eserleri, video klipler, müzik parçaları veya dijital metaverse arsaları gibi varlıklar, tek bir işlemle milyonlarca lira değer kazanabilmekte ve dijital cüzdanlarda uzun yıllar boyunca iz bırakmadan saklanabilmektedir.

Bu yazı dizisinde; NFT’lerin boşanma ve miras hukukundaki yeri, mal rejimi tasfiyesinde nasıl ele alınacağı, tespit davası açılmasının teknik ve hukuki yönleri, bilirkişi incelemeleri, delil sunumu, blokzincir verilerinin hukuki geçerliliği gibi konular ele alınacaktır. Ayrıca, NFT varlıkların piyasa değerinin hesaplanması, yurtdışı platformlardan alınan belgelerin Türk mahkemelerinde delil olarak kabulü ve Türk hukukunun bu alanda karşılaştığı güncel sorunlar da detaylı şekilde incelenecektir.

Sonuç olarak, NFT gibi dijital varlıklar hukuki açıdan görünmez değildir; aksine bilinçli şekilde görünmez kılınmakta ve bu durum ciddi hak kayıplarına neden olmaktadır. Avukatlar açısından dijital malvarlıklarını tespit edebilme yetisi, özellikle yüksek dava değeri taşıyan boşanma ve miras uyuşmazlıklarında kritik avantaj sağlayacaktır.

NFT’lerin Mal Rejimi Kapsamında Değerlendirilmesi – Eşin Rızası Olmadan Alınan NFT’ler Paylaşıma Dahil mi?

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliği içinde edinilen mallar kural olarak “edinilmiş mal” sayılır ve boşanma halinde bu mallar eşler arasında eşit şekilde paylaşılır. Ancak bu kural, geleneksel mülkiyet kalemleri için açıkça uygulanabilirken, NFT gibi dijital ve yeni nesil varlıkların bu rejime dahil olup olmayacağı konusunda uygulamada önemli tereddütler yaşanmaktadır.

“Edinilmiş mal” kavramı TMK m. 219’da; çalışma karşılığı edinilen kazançlar, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarından alınan ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel malların gelirleri ve edinilmiş malların yerine geçen değerler şeklinde tanımlanmıştır. Bu sayılanlar arasında doğrudan NFT’lere ilişkin bir düzenleme olmasa da, NFT satın alımı için kullanılan para eğer evlilik süresince kazanılmış bir gelirden karşılanmışsa, bu durumda edinilmiş mal rejimi kapsamına girmesi gerektiği kabul edilmektedir.

NFT'ler çoğu zaman kripto para ile alınmakta olup, bu kripto paranın da eşlerden biri tarafından evlilik içinde elde edildiği kabul edilirse, NFT’nin doğrudan mal rejimine dahil olduğu söylenebilir. Buradaki en büyük sorun, NFT’lerin geleneksel banka sistemine bağlı olmaması, herhangi bir merkezde kayıtlı tutulmaması ve eşin bilgisi dışında şifreli dijital cüzdanlarda saklanabilmesidir. Bu durum, mal rejimi tasfiyesinde NFT’lerin tespitini güçleştirmekte, hatta sıklıkla imkânsız hale getirmektedir.

Paylaşımın Önündeki En Büyük Engel: Varlığın Tespiti

Mal paylaşımına konu edilecek bir malın öncelikle varlığının ortaya konması gerekir. Banka hesapları, tapu kayıtları, noter belgeleri, araç ruhsatları gibi geleneksel belgelerle tespit mümkünken, NFT’lerde bu süreç ciddi şekilde zorlaşmaktadır. Eşin kripto cüzdanına erişim mümkün değilse, blokzincir tarayıcıları (blockchain explorers) aracılığıyla işlemler takip edilse dahi, bu işlemlerin kime ait olduğu ispatlanamayabilir. Zira dijital cüzdanlar anonimdir ve kimlik bilgisi içermez.

Bu nedenle, mal rejimi davalarında önce tespit davası açılarak, eşin kripto varlıklarının ve NFT koleksiyonlarının olup olmadığının araştırılması gerekebilir. Burada özellikle IP adresi eşleşmeleri, alışveriş yapılan borsalara gönderilen kripto para transferleri, kredi kartı veya banka hesaplarından kripto cüzdanlara yapılan ödemeler ve varsa kripto borsa üyelik bilgileri yol gösterici olabilir. Mahkeme, gerekli gördüğü takdirde bu konuda bilirkişi incelemesi ve teknik veri analizi yapılmasına karar verebilir.

Paylaşımın Önü Açıldığında Değer Nasıl Belirlenir?

Paylaşım aşamasına geçildiğinde, NFT’nin değerinin tespiti yeni bir sorun doğurur. NFT'lerin fiyatları arz-talep dengesine, sanatçının popülerliğine, koleksiyonun nadirliğine ve güncel piyasa koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dolayısıyla, NFT'nin o anki satışa çıkması mümkün olmasa bile, piyasa değeri bilirkişi marifetiyle belirlenmeli ve eşit paylaşım bu değer üzerinden yapılmalıdır.

Ayrıca NFT yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda gelir getiren bir yatırım aracı olabilir. Örneğin, bazı NFT’ler sahibine telif kazancı sağlamakta, hatta dijital içeriklerin kullanım haklarını barındırmaktadır. Bu gelir getirici yapı, eşin rızası olmadan alınmış olsa dahi, mal rejimi paylaşımı kapsamında hak talep edilmesini engellemez. Bu nedenle, malın niteliği ve getirdiği ekonomik katkı dikkatle analiz edilmelidir.

Yargı Uygulaması ve Gelecek Öngörüsü

Türkiye’de henüz NFT’lerle ilgili Yargıtay içtihatları bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay daha önce kripto paraların hukuki niteliklerine ilişkin çeşitli kararlarında, bunların ekonomik değeri olan, malvarlığı kapsamında değerlendirilebilecek varlıklar olduğunu kabul etmiştir. Bu yaklaşım, NFT’lerin de benzer şekilde hukuki paylaşım sürecine dahil edilmesini destekler niteliktedir. Yargı içtihadının zamanla NFT içeren mal rejimi davalarıyla gelişeceği ve bu konuda uygulamanın şekilleneceği öngörülmektedir.

Avukatın Rolü: Teknik Bilgi ve Hukuki Donanımın Birleştiği Nokta

Bu yeni nesil varlıkların paylaşımı noktasında avukatın rolü klasik bir mal rejimi davasından çok daha derin ve çok daha karmaşıktır. Hem dijital teknolojileri anlamak, hem blokzincir üzerinde iz sürebilmek hem de bu bilgileri hukuki dile çevirip mahkemeye delil olarak sunabilmek özel uzmanlık gerektirir. Ayrıca müvekkilin bilgilendirilmesi, taleplerin doğru yapılandırılması ve değerleme stratejisinin önceden planlanması da avukatın görev alanındadır.

Sonuç olarak, NFT gibi dijital varlıkların eşin rızası olmadan edinilmesi halinde dahi mal rejimi paylaşımına dahil edilmesi mümkündür. Ancak bunun için ön koşul, bu varlıkların tespit edilebilmesi, ekonomik değerinin belirlenebilmesi ve mahkemeye bu bağlamda somut delil sunulabilmesidir. Avukat desteği olmaksızın bu sürecin sağlıklı ilerlemesi neredeyse imkânsızdır. Dijital çağın yükselen yatırım araçları arasında yer alan NFT’ler, gelecekte çok sayıda boşanma davasının merkezinde yer alacaktır.

Dijital Cüzdanlar, Özel Anahtarlar ve Mal Kaçırma: Boşanma Öncesi NFT Transferi Yapılan Hâller

Boşanma sürecine giren eşlerin, malvarlıklarını saklama ya da kaçırma girişimleri hukuk sistemlerinde oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Geleneksel sistemde bu girişimler, taşınır malların elden çıkarılması, banka hesaplarının boşaltılması veya üçüncü kişilere muvazaalı devirler şeklinde olurken, dijitalleşen dünyada bu listeye bir yenisi daha eklenmiştir: NFT transferleri üzerinden yapılan dijital mal kaçırma işlemleri.

Non-fungible token (NFT) olarak adlandırılan dijital varlıklar, blokzincir teknolojisi ile benzersiz şekilde kodlanmış ve şifrelenmiş dijital nesnelerdir. NFT'ler dijital sanat, müzik, metaverse arsaları, oyun içi varlıklar veya özel belgeler olabilir. Bu varlıklar, merkezi olmayan dijital cüzdanlarda saklanır ve yalnızca özel anahtar adı verilen şifreyle kontrol edilebilir. Bu nedenle, sahibinin dışında kimse NFT’ye erişemez veya varlığını kolaylıkla ispatlayamaz. İşte bu özellik, NFT’leri mal rejimi davalarında saklama ve kaçırma girişimleri için son derece elverişli kılmaktadır.

Dijital Cüzdanların Hukuki Görünmezliği

Dijital cüzdanlar, bankacılık sistemine entegre olmayan, herhangi bir ulusal kuruma bildirilmeyen, yalnızca dijital adres ve özel anahtar kombinasyonu ile yönetilen kriptografik sistemlerdir. Bir NFT, OpenSea, Rarible, SuperRare gibi bir platform üzerinden satın alınmış olabilir; ancak bu satın alma işlemi merkezi bir kayıt sistemine değil, yalnızca blokzincire işlenmiş bir işlem geçmişine dayanır. NFT'nin sahibi, anonim kalabilir. Bu nedenle boşanma aşamasında bir eşin sahip olduğu NFT koleksiyonu, diğer eşin bilgisi dışında var olmaya devam edebilir.

Bu dijital cüzdanlar genellikle mobil uygulamalar, web uzantıları ya da donanım cüzdanlar (Ledger, Trezor gibi) aracılığıyla yönetilir. Hiçbir yasal düzenleme, eşin bu cüzdanı beyan etmesini zorunlu tutmaz. Hatta cüzdanın varlığı dahi bilinmeyebilir. Bu durum, boşanma sürecinde mal beyanı yükümlülüğünün dijital varlıklar açısından işlememesine neden olur. Dolayısıyla birçok malvarlığı unsuru hukuki olarak tespit edilebilirken, NFT’ler görünmez bir servet saklama aracı haline gelmektedir.

NFT Transferi Yoluyla Mal Kaçırma

Eşler arasında boşanma sürecinin başlamasıyla birlikte, malvarlığının diğer eşten saklanması amacıyla NFT'ler başka cüzdanlara transfer edilebilir. Bu transferler genellikle blokzincir üzerinde halka açık olarak görünse de, transfer edilen yeni cüzdanın sahibinin kim olduğu tespit edilemez. Özellikle, eşlerden biri dijital okuryazarlığa sahipse ve teknik bilgiye sahipse, mal kaçırma işlemi herhangi bir fiziksel iz bırakmadan gerçekleştirilebilir. Örneğin:

  • Boşanma öncesinde yüksek değerli NFT'ler üçüncü bir kişinin dijital cüzdanına transfer edilir.
  • Cüzdanların sahibi görünmediği için malvarlığı tespiti yapılamaz.
  • Boşanma tamamlandıktan sonra NFT'ler tekrar geri alınabilir veya satılabilir.

Bu durum açıkça kötü niyetli bir davranıştır ve mal rejimi tasfiyesinde eşin aldatılması

İspat Yolları ve Teknik Deliller

Dijital varlıkların ispatı için bazı teknik yollar mevcuttur. Örneğin:

  • Tarafın NFT borsalarında üyeliği olduğuna dair e-posta kayıtları, üyelik sözleşmeleri.
  • Banka veya kredi kartı hesap hareketlerinde kripto borsa ödemeleri.
  • Eşin sosyal medyada NFT koleksiyonlarıyla övünmesi, paylaşım yapması.
  • IP adresi analizleri ile blokzincirdeki cüzdanın hangi konumdan kullanıldığının tespiti.

Bunlar doğrudan malın kendisini değilse de, . Mahkemede bu veriler delil niteliğinde kullanılabilir ve tespit davası açılarak eşin sahip olduğu NFT varlıklarının araştırılması talep edilebilir.

Mahkeme ve Bilirkişi Süreci

Mahkemeler, dijital cüzdanlara erişim sağlamak konusunda doğrudan yetkili değildir. Ancak, eşin malvarlığına ilişkin güçlü emareler varsa, bilirkişi atanarak blokzincir analizleri yapılabilir. Bu bilirkişiler, eşin cüzdan adresiyle eşleşen işlemleri, kripto para transferlerini ve NFT alış-satışlarını teknik raporlarla ortaya koyabilir. Bilirkişi raporu sonrasında, eşin mal rejimi paylaşımında hakkı olan NFT değerleri tespit edilerek paylaşım kapsamına alınabilir.

Bu konuda mahkemenin talepleri yeterince teknik değilse ya da taraf vekili yeterince donanımlı değilse, dijital cüzdanlar hiç gündeme gelmeden boşanma sonuçlanabilir. Bu da müvekkilin ciddi maddi hak kaybına uğraması anlamına gelir.

Geçici Hukuki Koruma: İhtiyati Tedbir ve Cüzdan Dondurma

Eğer eşin NFT transferi yaptığı tespit edilmişse ve dijital varlıkların el değiştirmesinden endişe duyuluyorsa, ihtiyati tedbir talebi

Sonuç olarak, boşanma sürecindeki eşin NFT transferi yoluyla dijital mal kaçırması, klasik mal kaçırma yöntemlerinden çok daha karmaşık ve teknik yönü ağır bir senaryodur. Bu nedenle, bu tür davalarda dijital varlık tespiti yapabilen, blokzincir teknolojisine hâkim bir hukukçu desteği olmadan ilerlenmesi halinde, yüksek değerli malvarlıklarının tamamen görünmez kalması riski doğar. Dijital çağda boşanma hukuku artık sadece tapu ve banka hesaplarını değil, aynı zamanda dijital cüzdanları da kapsamaktadır.

Miras Davalarında NFT’lerin Tespiti ve Terekeye Dahil Edilmesi Sorunu

Geleneksel miras davalarında, miras bırakanın taşınmazları, banka hesapları, alacakları, araçları ve menkul değerleri gibi somut varlıkların tespiti ve terekeye dahil edilmesi görece daha kolay ve düzenlenmiş bir süreçtir. Ancak dijitalleşen dünyada, özellikle blokzincir tabanlı varlıklar olan NFT’ler (non-fungible token), miras hukukunda büyük bir belirsizlik alanı yaratmaktadır. Bu dijital varlıklar, çoğu zaman vasiyetnameye dâhil edilmemekte, mirasçılar tarafından bilinmemekte ve hatta tereke tespitinde tamamen göz ardı edilmektedir.

Oysa ki NFT’ler, bazı durumlarda yüz binlerce hatta milyonlarca lira değerinde olabilir. Dijital sanat eserleri, müzik dosyaları, koleksiyon ürünleri, metaverse arsaları veya oyun içi varlıklar gibi çok çeşitli içerikleri temsil edebilen bu varlıklar, miras bırakanın şifreli dijital cüzdanlarında tutulur. Mirasçılar, bu cüzdanlardan haberdar değilse ya da erişim anahtarları (private key) bulunamıyorsa, NFT’ler terekeye hiç dâhil edilmeden “yok olmuş” gibi hukuken kayıtlardan silinir.

Türk Hukukunda Tereke Kapsamına NFT Dahil Edilir mi?

Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesine göre, miras, ölüm anında bir bütün olarak mirasçılara geçer. Terekeye, miras bırakanın “aktif ve pasif” tüm malvarlığı unsurları girer. Bu tanım, NFT gibi yeni nesil dijital varlıkların da terekeye dahil olabileceği anlamına gelir. Ancak yasal düzenlemelerde NFT’lere özgü açık bir hüküm bulunmaması, uygulamada ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Bu noktada, NFT’lerin hukuken “mal” sayılıp sayılmadığı sorusu gündeme gelir. Her ne kadar NFT'ler fiziksel olmayan, soyut dijital kodlar olsa da, piyasada alınıp satılmaları ve ekonomik değer taşımaları nedeniyle hukuk doktrini tarafından birer malvarlığı hakkı olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde güçlü bir eğilim mevcuttur. Dolayısıyla, miras bırakanın dijital cüzdanında bulunan NFT’lerin de mirasçıların ortak mülkiyetine geçmesi gerekir.

Mirasçının Bilgi ve Erişim Eksikliği – En Büyük Risk

Mirasçıların NFT’lerden haberdar olmaması, bu varlıkların kaybı anlamına gelir. NFT’lere erişim, ancak özel anahtarların ya da cüzdan şifrelerinin bilinmesiyle mümkündür. Miras bırakan tarafından bu şifrelerin kimseyle paylaşılmaması halinde, NFT’ler teknik olarak var olmaya devam etse bile, mirasçıların kullanımına ve sahipliğine konu edilemez. Bu durum, terekenin eksik tespit edilmesine, mirasçıların malvarlığına fiilen ulaşamamasına ve dolayısıyla maddi hak kaybına yol açar.

Bu nedenle, dijital varlık sahibi kişilerin, tıpkı banka hesapları veya tapular gibi, dijital cüzdanlarına ilişkin bilgileri de vasiyetnamede belirtmeleri ya da en azından güvenilir bir kişiye (mirasçıya veya avukata) şifreleri teslim etmeleri hayati önem taşır. Aksi hâlde, milyonlarca liralık NFT varlıklarının hiçbir zaman ortaya çıkmaması mümkündür.

Terekenin Tespiti Davasında NFT’ler İçin Ne Yapılabilir?

Terekenin tespiti davasında mahkeme, tüm malvarlığı unsurlarının tespiti için gerekli araştırmaları yapar. Ancak hâlihazırda tapu, banka, SGK gibi klasik veri kaynaklarına odaklanan bu sistem, NFT’leri tespit etmek için yeterli değildir. Bu noktada, taraf avukatlarının proaktif davranması, mahkemeye somut talepte bulunması gerekir. Örneğin:

  • Miras bırakanın e-posta adresleri üzerinden NFT platformlarına üyelik olup olmadığının araştırılması,
  • Kripto borsalarda (Binance, Paribu, Coinbase vb.) hesap açılıp açılmadığına dair bilgi talepleri,
  • Banka hesaplarından kripto para alım-satım işlemlerinin incelenmesi,
  • Mobil cihazların ve bilgisayarların teknik incelemeye alınarak dijital cüzdan izlerinin aranması.

Bu araştırmalar sonucunda elde edilen veriler, mahkemenin NFT’lerin varlığını kabul etmesini ve terekeye dahil etmesini sağlayabilir. Ancak bunların çoğu bilirkişi incelemesi gerektirir ve teknik karmaşıklık taşır. Özellikle blokzincir hareketlerinin analiz edilmesi, IP eşleştirmesiyle eşleştirilerek NFT varlıklarının kime ait olduğunu gösterebilir.

Yasal Düzenleme İhtiyacı ve Uygulama Örnekleri

Türk hukukunda NFT’ler açıkça düzenlenmiş değildir. Ancak ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinde dijital varlıkların mirasa konu olabileceği ve terekeye dahil edileceği yönünde mevzuat çalışmaları yapılmıştır. Özellikle Digital Assets Estate Planning(Dijital Varlık Miras Planlaması) adı verilen yöntemle, bireylerin NFT, kripto para ve diğer dijital varlıklarını vasiyetname ile bıraktıkları örnekler mevcuttur. Türkiye’de ise henüz bu yönde yasal bir altyapı oluşturulmamıştır.

Yine de uygulamada bazı mahkemeler, kripto paraları malvarlığı olarak kabul eden kararlar vermiştir. Bu yaklaşım NFT’ler için de yol gösterici olabilir. Doktrin de NFT’lerin ekonomik değeri olduğu sürece miras hukukunun konusu olması gerektiği yönünde birleşmektedir. Mahkemeler, önümüzdeki yıllarda bu yönde içtihat üretmeye başlayacak ve dijital varlıklar daha görünür hale gelecektir.

Avukatın Rolü: Terekede Dijital Varlıkların Savunulması

Bu karmaşık süreçte mirasçıların dijital varlıkları savunabilmesi, ancak teknik bilgiyle donanmış bir avukat desteğiyle mümkündür. Avukat, sadece tereke davası açmakla kalmaz; aynı zamanda bilirkişi talebi, teknik inceleme talebi, kripto borsa bilgi talepleri gibi adımları organize eder. Dijital cihazlardan çıkan log kayıtlarını, cüzdan izlerini ve kullanıcı davranışlarını hukuki delile dönüştürür.

Bu nedenle NFT sahibi olan kişilerin, ölüm sonrası mirasçılarının mağduriyet yaşamaması adına, mutlaka bir dijital varlık planlaması yapması önerilmektedir. Avukatlar, sadece davaya sonradan müdahil olan aktör değil, aynı zamanda dijital miras planlamasında önleyici hukuk danışmanı rolünü de üstlenebilir.

Sonuç olarak, NFT’lerin terekeye dahil edilmesi mümkündür; ancak tespiti ve ispatı zordur. Bu nedenle mirasçılar, terekenin eksiksiz tespiti için dijital izleri takip etmeli, teknik analiz araçlarını kullanmalı ve süreci bir bütün olarak yönetmelidir. Aksi takdirde, dijital sanat koleksiyonları bir daha geri getirilemeyecek şekilde “yok” sayılacaktır.

NFT’li Eserlerin Bedelinin Belirlenmesi: Sanat mı, Yatırım mı?

Boşanma ve miras davalarında, malvarlığına dahil edilecek bir varlığın tespiti kadar, bu varlığın değerinin belirlenmesi de büyük önem taşır. Bu bağlamda NFT’ler (non-fungible token), sahip oldukları benzersizlik özelliği, değer dalgalanmaları ve spekülatif niteliği nedeniyle, geleneksel varlıklara kıyasla değerleme açısından çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bir NFT’nin hukuken mal rejimine ya da terekeye dahil edilmesi mümkün olsa da, ne kadar değerli olduğu ayrı bir uyuşmazlık ve teknik süreçtir.

NFT’lerin fiyatı, klasik taşınmaz ya da menkul değerlerdeki gibi sabit, kataloglu ya da SPK denetimli değildir. Aksine NFT fiyatı; arz-talep dengesi, sanatçının itibarı, koleksiyon nadirliği, dijital platformdaki popülerlik, önceki işlem geçmişi, yatırımcı ilgisi, hatta sosyal medya etkisi gibi birçok dışsal faktöre bağlı olarak belirlenir. Bu nedenle NFT’lerin hukuki süreçte değerleme biçimi, öznel nitelikli bir teknik raporlama süreciyle ancak mümkündür.

NFT’nin Değeri Neye Göre Hesaplanır?

Bir NFT’nin güncel değeri belirlenirken dikkate alınması gereken başlıca unsurlar şunlardır:

  • Sanatçının Ünü: NFT’yi oluşturan kişi veya ekibin kim olduğu, daha önceki projeleri ve sektördeki itibarı.
  • Koleksiyon Nadirliği: NFT’nin ait olduğu koleksiyondaki benzersizlik düzeyi (örneğin, 10.000 NFT’lik bir koleksiyonda 1/1 olması).
  • Geçmiş Satışlar: NFT’nin ilk piyasaya çıktığı değer ile daha sonraki el değiştirme fiyatları (blockchain kayıtlarından görülebilir).
  • Pazar Yeri Verileri: OpenSea, Rarible, SuperRare gibi platformlardaki anlık alım-satım talepleri ve işlem hacmi.
  • Topluluk Etkileşimi: NFT’nin desteklendiği sosyal medya grupları, Discord toplulukları, etkileşim oranı.

Ancak bu faktörlerin hiçbiri, bir resmi değerleme otoritesi tarafından belirlenmez. Dolayısıyla, mahkemede kullanılacak NFT değerinin mutlaka bilirkişi raporuyla belgelenmesi gerekir. Bu noktada klasik mali bilirkişilerin değil, dijital varlık uzmanlarının, blokzincir analiz yetkinliği olan bilirkişilerin devreye girmesi gerekir.

Mahkeme Sürecinde NFT Değerleme Stratejileri

Boşanma davasında veya tereke tespiti davasında NFT’nin değeri konusunda itiraz olursa, mahkeme bilirkişi atar. Ancak bilirkişinin NFT konusundaki uzmanlığı yoksa, rapor yetersiz kalabilir. Bu sebeple avukatın;

  • Mahkemeden özellikle "dijital varlık değerleme uzmanı" atanmasını istemesi,
  • Gerekirse alternatif bilirkişi listesi sunması,
  • NFT’nin ait olduğu koleksiyonun piyasa değerlerini döviz cinsinden tarihsel grafiklerle sunması,
  • İlgili NFT’nin benzerlerinin geçmiş satış fiyatlarını delil olarak dosyaya sunması,
  • Yurtdışı pazar yerlerinden alınmış ekran görüntüleri, işlem geçmişi, floor price (taban fiyat) gibi verileri dosyada belirtmesi,

yüksek önem taşır. Aksi halde, mahkeme NFT’ye düşük bir değer biçebilir veya teknik yetersizlik nedeniyle değer belirleyemezse bu varlık paylaşımdan veya tereke hesaplamasından dışlanabilir.

Gelir Getiren NFT’ler – Pasif Kazançlar Nasıl Hesaplanmalı?

Bazı NFT’ler sadece sahiplik değil, aynı zamanda gelir üretme özelliğine de sahiptir. Örneğin:

  • Telifli NFT’ler: Müzik eserlerinde telif hakkı üzerinden pasif gelir sağlanabilir.
  • Stake edilen NFT’ler: Kripto projelerinde stake mekanizması ile NFT sahibine aylık kripto para ödülleri verilir.
  • Oyun içi kullanım: NFT sahipliği bazı dijital oyunlarda pasif gelir yaratır (örneğin Axie Infinity, The Sandbox).

Bu tür gelir getirici NFT’lerin değeri yalnızca piyasa fiyatı ile değil, gelecekte getireceği kazanç beklentisiyle de hesaplanmalıdır. Bu tür durumlarda bugünkü net değere indirgenmiş kâr projeksiyonu ile değer hesaplaması yapılabilir. Bu yöntem, özellikle Anglo-Amerikan hukuk sisteminde kullanılırken Türkiye’de uygulamada henüz yeterince kullanılmamaktadır. Ancak bu teknik yaklaşım, ileri sürüldüğünde mahkeme nezdinde dikkate alınabilir.

İki Eşin Ortak Sahip Olduğu NFT Nasıl Değerlenir?

Pratikte iki eşin birlikte satın aldığı veya evlilik birliği sırasında ortak katkıyla oluşturduğu NFT’ler de olabilir. Böyle bir durumda NFT’nin paylaştırılması teknik olarak mümkün olmayabilir çünkü NFT bölünemez. Dolayısıyla bu tür durumlarda, NFT’nin ya açık piyasada satılarak bedelinin paylaşılması ya da eşlerden birinin diğerine gerekir. Bu noktada doğru değerleme kritik rol oynar. Eksik ya da taraflı bir değerleme, ciddi mağduriyet doğurabilir.

Yatırım mı, Sanat mı? Hukuki Perspektifin Netleşmesi Gerekir

NFT’ler bazı durumlarda bir sanat eseri gibi değerlendirilirken, bazı durumlarda yalnızca alım-satım değeri olan bir yatırım aracı olarak görülmektedir. Bu ayrım, miras ve boşanma hukukunda nasıl ele alınacağını da etkiler. Örneğin sanat eseri sayılan bir NFT kişisel mal olarak kabul edilebilirken, yatırım amacıyla alınmış NFT, edinilmiş mal sayılabilir. Buradaki belirleyici unsur:

  • Alımın ne zaman ve hangi amaçla yapıldığı,
  • Hangi kaynakla finanse edildiği,
  • Aktif bir gelir elde edilip edilmediği,
  • Tarafların söz konusu varlığa ilişkin tutum ve beyanlarıdır.

Sonuç olarak NFT’lerin değerinin belirlenmesi, klasik eşya hukukuna dayalı değerleme sistemleriyle mümkün değildir. Bu nedenle boşanma ve miras hukukunda NFT içeren dosyalarda, mutlaka teknolojik altyapıya sahip uzmanlarla ve dijital ekonomiyi anlayan hukukçularla çalışılmalıdır. Aksi halde yüksek değerli NFT varlıklar ya hiç paylaşılmaz ya da yok pahasına değerlenerek davanın özünü zedeleyebilir.

Türkiye’de İlk NFT İçerikli Boşanma ve Miras Davaları – Örnek Olaylar ve Dava Stratejileri

Türk hukuk pratiğinde henüz NFT (non-fungible token) içeren çok sayıda boşanma ya da miras davası açılmamış olsa da, bu alanda ilk örnekler oluşmaya başlamıştır. Kripto paraların 2020 sonrası hızlı yükselişi ve NFT piyasasının global düzeyde milyarlarca dolarlık işlem hacmine ulaşması, bu varlıkların artık “görünmez kalamayacağı” bir döneme geçişin habercisidir. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde, bilişim sektöründe çalışan ya da kripto para yatırımı yapan bireylerin sayısı arttıkça, NFT içeren uyuşmazlıkların da artacağı açıktır.

Bu bölümde, henüz mahkeme kararı yayımlanmamış olsa da uygulamada karşılaşılan bazı örnek senaryolar, karşılaşılan sorunlar ve avukatların izlemesi gereken stratejiler ele alınacaktır. Amaç, NFT’lerin taraflar arasında tartışmalı hale geldiği uyuşmazlıklarda somut dava planı oluşturulmasını sağlamaktır.

Örnek 1 – Boşanma Davasında NFT Koleksiyonu Gizleyen Eş

Bir çiftin evliliği süresince eşlerden biri, mobil uygulamalar üzerinden kripto para yatırımı yapmış ve bu yatırımların bir kısmıyla dijital sanat NFT’leri satın almıştır. NFT’lerin değeri, zaman içinde 100.000 doların üzerine çıkmış, ancak diğer eş bu yatırımlardan haberdar olmamıştır. Boşanma davası açıldığında, mal rejimi paylaşımına konu edilen varlıklar arasında NFT yer almamış, çünkü eş varlığını gizlemiştir.

Ancak davalı eşin sosyal medya hesaplarında NFT koleksiyonu paylaştığı ve dijital cüzdan adresiyle yaptığı alım-satım işlemleri blokzincir tarayıcılarında görüntülenmiştir. Bu ekran kayıtları, avukat tarafından dava dosyasına sunulmuş ve mal kaçırma kastı bulunduğu gerekçesiyle eşin tespiti için bilirkişi incelemesi talep edilmiştir.

Bu örnekte stratejik olarak uygulanan adımlar:

  • Kripto borsa üyeliklerinin sorgulanması için mahkeme kararı talebi,
  • Blokzincir üzerinde NFT işlemlerinin takibi ve dijital cüzdan eşlemesi,
  • IP adresi ile kullanıcı eşleştirmesi için teknik bilirkişi atanması,
  • NFT’nin piyasa değeri üzerinden hesaplanan mal paylaşım talebi.

Mahkeme bilirkişisi, kripto varlık analizine yetkin olmadığından ikinci bir uzman bilirkişi atanmış ve ilgili NFT’lerin 2.000.000 TL’ye yakın değeri olduğu tespit edilmiştir. Böylece NFT, mal rejimi paylaşımına dahil edilmiştir.

Örnek 2 – Miras Bırakanın Dijital Cüzdanı Şifreli Kaldı

Vefat eden kişi, dijital sanat NFT’lerine yatırım yapmış, ancak herhangi bir vasiyetname ya da dijital varlık planlaması bırakmamıştır. Mirasçılar, kişinin mobil cihazında MetaMask cüzdan uygulamasını fark etmiş ancak şifreye ulaşamamıştır. Ne noter ne de banka kayıtlarında NFT ya da kripto varlık beyanı bulunmamaktadır. Miras bırakanın iş çevresi, kendisinin metaverse arsa ve sanat NFT’si yatırımları olduğunu doğrulamıştır.

Bu durumda avukat tarafından uygulanan dava stratejileri şunlardır:

  • Terekenin tespiti davası açılarak mobil cihazın bilirkişi incelemesine sunulması,
  • SIM kart eşlemesi yapılarak hangi NFT platformlarında üyelik oluşturulduğunun tespiti,
  • Kripto para borsalarına bilgi ve belge taleplerinin gönderilmesi için mahkeme yazıları,
  • Cüzdana giriş yapılamasa da blokzincir adresine ait NFT’lerin IP geçmişi ve işlem hacminin sunulması.

Sonuç olarak, cüzdandaki özel anahtara ulaşılamadığı için NFT’lere fiilen erişim sağlanamamış; ancak deliller doğrultusunda varlıkların hukuki olarak terekeye dahil edilmesine ve mirasçıların hak iddiasına karar verilmiştir. Eserin maddi karşılığı bilirkişi raporuna göre hesaplanmış ve paylaşım yapılmıştır.

Örnek 3 – NFT Eserinin Sanat Eseri Sayılıp Kişisel Mal Sayılması Talebi

Boşanma davasında davalı eş, NFT olarak saklanan bir dijital sanat eserinin, kendi kişisel yaratıcılığı ile oluşturduğunu ve bu nedenle kişisel mal sayılması gerektiğini iddia etmiştir. Davacı eş ise, bu eserin evlilik birliği süresince yaratıldığını ve satış değerinin hane ekonomisine girdiğini ileri sürerek paylaşım talep etmiştir.

Mahkeme bu durumda şu kriterleri dikkate almıştır:

  • NFT eserinin yaratım tarihi,
  • Oluşturulurken kullanılan araçların maddi kaynakları,
  • Eserin satılıp satılmadığı ve kazancın nasıl kullanıldığı,
  • Eserin tek kişilik yaratıcıya mı yoksa yapay zekâ desteğiyle mi üretildiği.

Sonuç olarak mahkeme, NFT’nin yaratıcı haklarını kişisel mal olarak kabul etmiş; ancak eser karşılığında elde edilen kazancı edinilmiş mal rejimine dahil etmiş ve eşit paylaşılmasına hükmetmiştir.

Dava Stratejisi Geliştirirken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

NFT içeren bir davada avukatın izlemesi gereken genel stratejik hatlar şunlardır:

  • İlk aşamada, NFT’nin varlığını ispatlamak için sosyal medya, e-posta, blokzincir tarayıcıları ve borsa üyelikleri üzerinden dijital izlerin toplanması,
  • Mal kaçırma kastı varsa transfer işlemlerinin zamanlamasına dikkat edilmesi (boşanma davası açılmadan hemen önce yapılan transferler),
  • Mahkemeye sunulacak raporlarda dijital cüzdan adreslerinin kripto varlıklarla eşleştirilmesi,
  • Yurt dışı NFT borsalarından alınacak resmi belgeler ve ekran kayıtlarının delil niteliğiyle sunulması,
  • Mahkemenin klasik bilirkişiler yerine blokzincir teknolojisinde uzman bilirkişilerden destek alması yönünde talepte bulunulması.

Sonuç

Türkiye’de NFT içeren boşanma ve miras davaları henüz emekleme aşamasındadır. Ancak özellikle 2020 sonrası dijital varlık ediniminin yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tür davaların önümüzdeki 5 yıl içinde hızla artacağı öngörülmektedir. Bu alandaki ilk örnekler, hem uygulamayı hem de içtihadı şekillendirecek niteliktedir. Avukatların, bu karmaşık ama yüksek dava değeri taşıyan dosyalara hâkim olması, hem müvekkil haklarının korunması hem de hukukun dijitalleşen dünyaya adapte olması açısından zorunludur.

Uluslararası Hukukta NFT ve Dijital Sanat Mirası – Türkiye ile Karşılaştırma

Dijital varlıkların hukuk sistemlerindeki yeri, son yıllarda tüm dünyada tartışma konusu haline gelmiştir. Kripto paraların ardından ortaya çıkan non-fungible token (NFT) yapıları, yalnızca bir yatırım enstrümanı değil, aynı zamanda miras, vergi, sözleşme ve aile hukuku gibi çok sayıda alanda yeni düzenleme ihtiyaçlarını beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda bazı ülkeler, NFT’lerin hukuki niteliğini açıkça tanımlamış ve dijital varlıkların miras bırakılabilirliği yönünde ciddi yasal altyapılar oluşturmuştur. Türkiye ise bu gelişmelerin gerisinde kalmakta; uygulama, hâlâ avukatların bireysel çabaları ve hâkim takdirine göre şekillenmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Dijital Miras Hukuku

ABD, dijital varlıkların miras hukukuna entegrasyonu konusunda en hızlı adım atan ülkelerden biridir. Birçok eyalette yürürlüğe giren Revised Uniform Fiduciary Access to Digital Assets Act (RUFADAA), vefat eden kişilerin dijital varlıklarına kimlerin, hangi şartlarla erişebileceğini açıkça belirlemektedir. Bu kapsamda, NFT’ler dijital varlık sınıfına dahil edilmekte ve dijital cüzdanlara erişim yetkisi, vasiyetnameler veya özel “digital asset will” belgeleri ile mirasçılara devredilebilmektedir.

RUFADAA’ya göre miras bırakan kişi, dijital varlık sağlayıcılarına (örneğin kripto borsaları veya NFT platformları) önceden izin verirse, mirasçı veya temsilci bu varlıklara erişebilir. Bu erişim, özel şifre veya anahtar sunulmadan sağlanamaz. Dolayısıyla dijital miras planlaması yapılmayan durumlarda, NFT’ler mirasçılar için sonsuza dek erişilemez hale gelebilir.

ABD’de bazı avukatlık ofisleri, müvekkillerine özelDigital Asset Estate Planhazırlamakta; bu planda şifre yönetimi, varlık listesi ve paylaşım talimatı gibi bilgiler yasal belgelerle kayıt altına alınmaktadır. Böylece NFT’ler, tıpkı taşınmaz veya banka hesabı gibi standart miras unsurlarına dönüşmektedir.

İngiltere’de NFT’lerin Miras Kapsamı

İngiliz hukuk sistemi, eşyaların “tangible” (maddi) veya “intangible” (gayri maddi) olarak sınıflandırılması üzerinden yürütülür. NFT’ler, açık biçimde intangible property olarak kabul edilmekte ve vefat halinde kişisel temsilciler (personal representative) tarafından yönetilebilecek varlıklar arasında yer almaktadır. İngiltere’de veraset beyannamesinde dijital varlıklar da bildirilmek zorundadır. Bu noktada NFT’lerin değerlemesi, HMRC (vergi otoritesi) tarafından dikkate alınmakta ve veraset vergisi matrahına dâhil edilmektedir.

Ancak burada da teknik problem aynıdır: NFT’ler dijital cüzdanlarda özel anahtarlarla tutulur ve bu anahtarların kaybı, varlığın kalıcı olarak kaybına neden olur. İngiltere'de hukukçular, müvekkillerine mutlaka şifre saklama protokolü ve dijital miras talimatı bırakmalarını önermektedir. Özellikle avukatın veya bir güvenilir üçüncü kişinin şifreleri muhafaza etmesi, yaygın bir çözümdür.

Avrupa Birliği Yaklaşımı

Avrupa Birliği düzeyinde NFT’lerin hukuki tanımına dair ortak bir yasal altyapı henüz oluşturulmamış olsa da, birçok ülke kendi iç hukukunda düzenlemelere gitmektedir. Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde NFT’lerin ekonomik değere sahip dijital mülkiyet unsurları olduğu kabul edilmekte ve bu nedenle mirasçılara devri mümkün olan varlıklar olarak değerlendirilmektedir.

Almanya, dijital varlıkların “ele geçirilebilirliği” ilkesine göre hareket eder; yani hukuken sahibine özgülenmiş, devri mümkün ve ekonomik karşılığı olan her şey mirasçılara geçebilir. Bu bağlamda NFT’lerin mirasçılara geçmesinin önünde hukuki bir engel yoktur. Ancak uygulama yine teknik erişim sorunlarına takılmaktadır. Şifreli cüzdanlar, vasiyetname ile ya da noter belgesiyle kayıt altına alınmadıysa, mirasçılar varlığın farkına bile varamayabilir.

Türkiye’de Hukuki Durum: Tanımsızlık ve Pratik Zorluklar

Türk hukukunda, NFT’lere ilişkin herhangi bir yasal tanım veya özel düzenleme bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu, mirasın kapsamına malvarlığına dahil tüm aktif ve pasiflerin girdiğini söyler. Bu tanım esnek olsa da, NFT gibi soyut dijital varlıkların “mal” sayılıp sayılmadığı açıkça belirtilmemiştir.

Bu belirsizlik, tereke tespiti davalarında ciddi pratik sorunlara yol açar. Hâkimler, NFT’nin ne olduğu, nasıl saklandığı ve nasıl değerleneceği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarından, bu tür varlıklar çoğu zaman “görünmez” kabul edilir. Avukatın teknik bilgiye sahip olmaması durumunda NFT içeren miras dosyaları eksik tespitle sonuçlanabilir.

Türkiye’de dijital varlıkların noter huzurunda vasiyetnameye yazılması yasal olarak mümkündür. Ancak NFT gibi varlıkların sadece isimleri değil, erişim bilgileri (örneğin dijital cüzdan adresi, özel anahtar saklama yöntemi) de planlamaya dahil edilmelidir. Bu konuda henüz avukatlar tarafından yaygın şekilde sunulan bir “dijital varlık planlama” hizmeti bulunmamaktadır.

Türkiye ile Diğer Ülkelerin Karşılaştırması

Ülke Dijital Varlık Tanımı Vasiyetnameyle NFT Devri Mirasçının Erişim Hakkı
ABD Yasal tanım mevcut (RUFADAA) Evet – Dijital Estate Plan mümkün Yetki varsa erişim sağlanabiliyor
İngiltere İntangible property olarak tanınır Evet – Kişisel temsilciler yönetebilir Şifre varsa erişim sağlanabiliyor
Almanya Dijital malvarlığı olarak tanınır Evet – Noter vasıtasıyla planlama yapılabilir Şifre erişimi yoksa hak yok
Türkiye Açık tanım yok – Doktrinsel değerlendirme var Teorik olarak mümkün ama uygulama zayıf Erişim çoğunlukla teknik olarak imkânsız

Sonuç

Uluslararası hukukta NFT’ler artık açıkça mirasın konusu olarak kabul edilmekte ve bu doğrultuda yasal düzenlemeler geliştirilmektedir. Türkiye ise bu dönüşümün henüz başlangıç noktasındadır. Uygulamada yaşanan zorluklara rağmen, NFT’lerin terekeye dahil edilmesi, mirasçıya devri ve değerlemesi mümkün kılınabilir. Bunun için öncelikle önleyici dijital miras planlaması yapılması; eğer bu yoksa, avukat tarafından teknolojik tespit yöntemlerinin etkin şekilde kullanılması gerekir.

Türk hukuk sisteminin, NFT’lerin özel niteliğine uygun yasal altyapılar geliştirmesi kaçınılmazdır. Ancak bu süreç tamamlanmadan önce, uygulamada avukatların ve mahkemelerin dijital okuryazarlık düzeyini artırması, hem müvekkil haklarını korumak hem de içtihat üretimi açısından hayati önem taşımaktadır.

Sonuç: NFT Varlıkların Görünmezliğine Karşı Hukuki Bilinçlenme ve Avukat Desteği

Dijital çağın ekonomik dinamikleri, klasik malvarlığı anlayışını köklü şekilde değiştirmiştir. Bu değişimin en belirgin örneklerinden biri olan non-fungible token (NFT) varlıkları, artık yalnızca teknoloji meraklılarının değil, avukatların, hâkimlerin, vergi uzmanlarının ve mirasçıların da gündeminde yer almaktadır. NFT’ler; dijital sanat, müzik, koleksiyon, oyun içi varlıklar ve metaverse mülkleri gibi soyut fakat yüksek ekonomik değer taşıyan dijital nesneleri temsil etmektedir. Ancak bu değer, çoğu zaman hukuken görünmez durumdadır.

Bu görünmezliğin temel sebepleri arasında; NFT’lerin merkeziyetsiz sistemlerde saklanması, özel anahtarla erişim gerektirmesi, kamuya açık sicil sistemlerinde yer almaması ve teknik bilgi gerektirmesi yer alır. Tüm bu faktörler, NFT’lerin boşanma ve miras davalarında kolayca gizlenebilmesine, tespit edilememesine veya düşük değerle sonuçlanmasına neden olur. Bu durum yalnızca müvekkil açısından değil, adaletin tesisi açısından da ciddi bir sorundur.

Hukuki Bilinçlenme: Taraflar ve Uygulayıcılar İçin Ortak Zorunluluk

Hem bireylerin hem de hukukçuların, dijital varlıklar konusundaki farkındalık düzeyini artırması şarttır. Artık klasik eşya ve parasal değerlerin yanı sıra; blokzincir temelli dijital değerlerin de hukuken savunulması ve paylaşılması gereken varlıklar olduğu açıkça kabul edilmelidir. Bu doğrultuda aşağıdaki başlıklar özel önem taşır:

  • Evlilik sürecinde NFT edinilmişse: Mal rejimi kapsamında paylaşılabilir. Ancak eşin bunu gizlemesi halinde teknik iz sürme gerekir.
  • Vefat sonrası NFT varsa: Tereke tespitinde dijital cüzdanlar, borsa üyelikleri ve IP izleri araştırılmalıdır.
  • NFT’lerin hukuki değeri: Yatırım ya da gelir getirici nitelikteyse edinilmiş mal; sanat eseri niteliğindeyse kişisel mal sayılabilir. Ayrım analizi gerekir.

Mahkemelerin bu konuda dijital okuryazarlığı geliştirmesi ve bilirkişi listelerine blokzincir uzmanlarını da dahil etmesi elzemdir. Aksi halde mahkeme kararları, maddi gerçeği ortaya koyamayacak ve eksik adalet tecelli edecektir.

Avukatın Yüklenen Yeni Rol: Dijital Varlık Tespit Uzmanı

Artık bir boşanma ya da tereke davasında başarılı sonuç elde etmek için yalnızca hukuki bilgi yeterli değildir. Avukatın aynı zamanda dijital ekonomi, blokzincir sistemleri, NFT pazar yerleri ve kripto cüzdan teknolojileri hakkında temel bilgiye sahip olması gerekir. Çünkü:

  • Mal kaçırma NFT transferiyle yapılabilir.
  • Mirasçılar, vefat edenin sahip olduğu NFT’leri bilmeden hak kaybına uğrayabilir.
  • Yüksek değerli NFT’ler, eksik beyan veya yetersiz ispat nedeniyle paylaşım dışında kalabilir.

Avukatın bu tür davalarda görevleri şunlardır:

  • Blokzincir tarayıcıları üzerinden tarafın NFT işlem geçmişini analiz etmek,
  • Sosyal medya ve dijital izler üzerinden dijital varlık sahipliğine ilişkin emareleri toplamak,
  • Mahkemeye bilirkişi incelemesi ve kripto borsalardan bilgi isteme talepleri hazırlamak,
  • NFT değerleme stratejisi oluşturarak, koleksiyonun doğru değerlemesini sağlamak,
  • Gerekiyorsa ihtiyati tedbir talepleriyle NFT transferini durdurmak ya da izlenebilir hale getirmek.

Önleyici Hukuk: NFT İçin Varlık Planlaması Şart

İleride çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkları önlemenin en etkili yolu, önleyici hukuk uygulamalarıdır. Bu bağlamda; bireylerin dijital varlıklarına ilişkin yazılı vasiyetname bırakmaları, özel anahtarlarını güvenilir kişilere teslim etmeleri ya da dijital miras planlaması hizmeti almaları büyük önem taşır. Türkiye’de henüz bu tür danışmanlık yaygın değilse de, önümüzdeki 5 yıl içinde hızla artacağı öngörülmektedir.

Bir NFT'nin, vefat sonrası hiçbir zaman erişilememesi, aslında tüm mirasçılar açısından geri dönüşü olmayan bir maddi kayıptır. Aynı şekilde boşanma sürecinde taraflardan biri NFT koleksiyonunu gizlediğinde, eşit paylaşım hakkı fiilen engellenmiş olur. Bu nedenle hem bireylerin hem hukukçuların dijital varlıklara yaklaşımı güncellenmelidir.

Türkiye İçin Yapısal Öneriler

Türkiye’de NFT’lerin hukuki olarak net biçimde ele alınabilmesi için aşağıdaki yapısal adımlar atılmalıdır:

  • Medeni Kanun’a dijital varlıkların da malvarlığı kapsamında sayılacağına ilişkin açık hüküm eklenmeli,
  • Noterlik Kanunu’nda dijital cüzdan bilgileriyle ilgili vasiyetname hazırlığına yasal zemin sağlanmalı,
  • Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nda NFT gibi varlıkların beyana tabi olacağı düzenlenmeli,
  • Adli bilişim uzmanlığı kapsamına blokzincir analistleri dâhil edilmeli,
  • Avukatlık mesleğinde dijital varlık danışmanlığı, yeni bir hizmet kategorisi olarak tanımlanmalı.

Genel Değerlendirme

NFT'ler dijitalleşen dünyanın yeni servet unsurlarıdır. Sahip oldukları ekonomik potansiyel, artık sadece bir teknoloji konusu değil, aynı zamanda çok ciddi bir hukuki denge meselesidir. Mirasçının hak kaybı, eşin mal rejimi davasında aldatılması ya da mahkemenin gerçeği görememesi, hukuk sistemine olan güveni sarsabilir.

Bu nedenle NFT’lerin hukuken görünür kılınması, tespit edilebilir hale getirilmesi ve doğru değerlemesi artık lüks değil, zaruridir. Avukatlar, bu dönüşümün öncüsü olmalı; müvekkil haklarının, dijital çağda da eksiksiz korunmasını sağlamalıdır. Hukuk, sadece geleneksel taşınmazları değil; artık dijital evrenin sanat eserlerini de adilce paylaşabilmelidir.

İstanbul’da NFT İçerikli Boşanma ve Miras Davaları İçin Hukuki Danışmanlık

Yüksek değerli dijital sanat eserlerinin paylaşımı, NFT varlıkların tespiti, blokzincir tabanlı mal kaçırma işlemlerinin engellenmesi ve dijital mirasın korunması gibi konular; klasik hukuk bilgisinin ötesinde teknik uzmanlık gerektirir. Avukat İnanç Eker Hukuk Bürosu olarak, bu alandaki karmaşık davalarda müvekkillerimize hem hukuki hem de dijital düzeyde profesyonel destek sağlamaktayız.

Boşanma sürecinde gizlenen NFT’ler, dijital cüzdanlardaki varlıkların tespiti, NFT transferine karşı ihtiyati tedbir alınması ve miras bırakanın dijital varlıklarının terekeye dahil edilmesi gibi tüm adımlar tarafımızca en etkin stratejiyle yürütülmektedir.

İstanbul Anadolu Yakası’nda faaliyet gösteren hukuk büromuz, NFT içeren uyuşmazlıklarda özel dosya hazırlığı, bilirkişi koordinasyonu ve mahkemeye teknik veri sunumu konusunda müvekkil odaklı hizmet vermektedir.

İletişim için:

Dijital varlıkların hukuki statüsünün belirlenmesi ve müvekkil haklarının korunması için teknik bilgiyle desteklenen güçlü bir hukuki temsil gereklidir. NFT içeren davalarda hak kaybı yaşamamak ve çözüm yoluna ulaşmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.