Sosyal Medyada Hakaret Suçu: Instagram, TikTok ve X Üzerinden Yapılan Hakaretlerde Hangi Mahkemeye Başvurulur?
Sosyal Medyada Hakaret Suçu Nedir? Instagram, TikTok ve X’te Yapılan Hakaretler Nasıl Değerlendirilir?
Günümüzde sosyal medya platformları sadece bireylerin gündelik yaşamlarını paylaştıkları araçlar değil, aynı zamanda toplum önünde fikir beyan ettikleri, tartışmalara katıldıkları ve başkalarıyla etkileşime girdikleri kamusal alanlar hâline gelmiştir. Instagram, TikTok ve X (eski adıyla Twitter) gibi platformlar, içerik üretimi ve yorum yapma özgürlüğünü desteklemekle birlikte, bazı kullanıcılar bu özgürlüğü suistimal ederek başkalarına yönelik hakaret içeren ifadeler kullanmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca bir kişiye onur, şeref veya saygınlığını rencide edecek şekilde sözlü, yazılı ya da görsel yolla saldırıda bulunmak hakaret suçunu oluşturur. Bu suçun dijital ortamda işlenmesi, onun cezasız kalacağı anlamına gelmez. Aksine, sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler, fiziksel ortamda yapılan hakaretlerle aynı cezai hükümlere tabidir ve çoğu zaman daha ciddi sonuçlar doğurabilir çünkü içerikler geniş kitlelere ulaşmaktadır.
Hakaret suçu hem bireyin kişilik haklarına saldırı anlamına gelir hem de toplumsal barış ve saygı ortamını zedeler. Özellikle sosyal medya gibi herkesin erişebildiği açık mecralarda yapılan hakaretler, aleniyet kazandığı için suçun nitelikli hali olarak kabul edilmekte ve cezası artırılabilmektedir. Bu nedenle dijital ortamda yazılan bir yorum, gönderi ya da doğrudan mesaj ciddi bir ceza yargılamasına sebep olabilir.
Hakaret Suçunun Unsurları Sosyal Medyada Nasıl Uygulanır?
Bir eylemin hakaret suçu sayılabilmesi için bazı temel unsurların bulunması gerekir. Bunlar şunlardır:
- Mağdurun belirli olması: Yorumda veya paylaşımda adı geçen kişinin doğrudan veya dolaylı biçimde kim olduğunun anlaşılabilir olması gerekir.
- Onur kırıcı içerik: İfade, kişinin toplum nezdindeki itibarını zedeleyici nitelikte olmalıdır. Sıradan eleştiri veya kaba sözler her zaman hakaret sayılmaz.
- Kasıt: Failin bu ifadeyi bilinçli ve istekli şekilde söylemiş olması gerekir. İfade özgürlüğü sınırları içinde kalan eleştiriler ise suç teşkil etmez.
Bu kriterler sosyal medya platformlarında da geçerlidir. Örneğin TikTok üzerinden yayınlanan bir videoda belirli bir kişiye yönelik olarak kullanılan küçültücü veya aşağılayıcı ifadeler, yukarıdaki şartları taşıyorsa hakaret suçu oluşur. Yine Instagram'da bir gönderi altına yazılan "Sen dolandırıcısın" gibi ifadeler, suçun oluşmasına sebep olabilir. X platformunda yapılan etiketli paylaşımlar veya alıntı tweetler ile kişinin toplum önünde küçük düşürülmesi, mahkemelerce cezalandırılabilecek eylemler arasında yer alır.
Aleniyet Unsuru ve Sosyal Medya
Hakaret suçunun cezasını artıran en önemli faktörlerden biri aleniyet unsurudur. Yani hakaretin kamuya açık bir şekilde yapılması durumudur. Sosyal medya da bu anlamda aleniyetin doğrudan sağlandığı bir ortamdır. Özellikle Instagram, X ve TikTok gibi milyonlarca kullanıcının erişebildiği platformlarda paylaşılan içerikler, doğrudan kamuya açık sayıldığından, aleniyet unsuru gerçekleşmiş olur. Bu da cezai yaptırımı artıran bir durumdur.
Örnek vermek gerekirse, bir TikTok videosu ile bir kişiye hakaret edilmesi halinde, bu video binlerce kişiye ulaştığında fail hakkında daha ağır bir ceza talep edilebilir. Aynı şekilde, X üzerinden yapılan etiketli hakaret içerikli paylaşımlar, doğrudan kamuoyuna yönelik yapıldığından suçun ağırlaştırıcı nitelikleri devreye girer.
İfade Özgürlüğü ve Hakaret Sınırı
Hakaret suçu ile ifade özgürlüğü arasındaki denge, çoğu zaman karmaşık bir hukuki değerlendirmeyi gerektirir. Anayasamızda güvence altına alınan ifade özgürlüğü, bireylerin düşüncelerini serbestçe açıklamasını güvence altına alır. Ancak bu özgürlük, başkalarının kişilik haklarını ihlal edecek şekilde kullanılamaz.
Bu noktada mahkemeler, söylenen sözün bağlamı, kullanıldığı mecra ve hedef alınan kişiye etkisi gibi birçok kriteri değerlendirir. Sert eleştiriler veya hoş karşılanmayan ifadeler her zaman hakaret olarak kabul edilmez. Ancak küçültücü, aşağılama kastı taşıyan ve kişilik haklarına doğrudan saldırı içeren söylemler hukuken suç sayılır.
Sosyal Medya Platformlarının Rolü
Meta (Instagram), ByteDance (TikTok) ve X Corp. gibi sosyal medya platformları, kullanıcıların şikayetlerine yönelik iç denetim mekanizmalarına sahip olsa da bu yeterli değildir. Kaldı ki, bu tür platformlar çoğunlukla ifade özgürlüğü lehine pozisyon alır ve içerikleri kaldırmakta çekimser davranabilir. Bu nedenle hakaret mağdurları, sadece platforma şikayette bulunmakla yetinmemeli; Türk ceza hukukuna uygun biçimde adli süreçleri başlatmalıdır.
Bu süreç, delil toplama, noter veya bilirkişi aracılığıyla tespit, savcılığa suç duyurusu ve gerekiyorsa manevi tazminat davası açılması gibi bir dizi hukuki adımı kapsar. Tüm bu süreçler, bir avukatın rehberliğiyle yürütüldüğünde daha sağlıklı sonuçlar doğurur.
Bir sonraki bölümde, sosyal medyada hakarete uğrayan kişinin hangi adımları atması gerektiği ve delil toplama yöntemleri detaylı şekilde ele alınacaktır.
Instagram, TikTok ve X Üzerinden Hakaret Edildiğinde İlk Olarak Ne Yapılmalı?
Günümüzde dijital platformlar, bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade ettikleri, içerik paylaştıkları ve başkalarıyla etkileşime geçtikleri mecralar haline gelmiştir. Ancak bu ortamlar, kimi zaman kişiler arası gerilimlerin veya nefret söylemlerinin de adresi olmaktadır. Instagram, TikTok ve X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya ağlarında yapılan hakaret içerikli yorumlar, mesajlar veya videolar, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen hakaret suçunu oluşturabilir.
Böylesi bir hakaret eylemine maruz kalan kişinin yapması gereken ilk ve en önemli şey, delil toplamak ve ardından doğru hukuki süreci başlatmaktır. Çünkü dijital ortamda gerçekleştirilen suçlarda delil niteliği taşıyan içerikler kolaylıkla silinebilmekte ve erişilemez hale gelebilmektedir. Bu da mağdurun hak arama sürecini sekteye uğratabilmektedir. Dolayısıyla zamanında ve etkili şekilde müdahale edilmesi büyük önem taşır.
1. Adım: Delil Toplama Süreci Nasıl İşler?
Sosyal medya üzerinden hakarete uğrayan kişi, öncelikle hakarete konu olan içeriği ekran görüntüsü
- Ekran kaydı (video): Yorumun ya da mesajın açılış sürecini, kullanıcı adının görünür şekilde kayıt altına almak.
- Tarih ve saat bilgisi: İçeriğin ne zaman üretildiğini gösteren meta verileriyle birlikte kayıt alınmalı.
- Profil URL’si: Hakaretin hangi hesaptan yapıldığını gösteren bağlantı linki mutlaka kaydedilmelidir.
Toplanan bu veriler, gerektiğinde noter veya bilirkişi yoluyla tespit ettirilmelidir. Özellikle aleni platformlarda (örneğin X gönderilerinde ya da Instagram yorumlarında) yapılan hakaretlerde noter tespiti delilin tarafsız ve güvenilir kaynaktan elde edildiğini kanıtlar. Bu da mahkeme sürecinde büyük avantaj sağlar.
2. Adım: Noter Tespiti veya Bilirkişi Raporu Alınması
Birçok mağdur, ekran görüntüsü aldıktan sonra bunun yeterli olduğunu düşünerek dava açmaya çalışmakta; ancak karşı taraf içeriği sildiğinde, paylaşımın doğruluğu tartışmalı hale gelmektedir. Oysa Noterler Kanunu uyarınca, dijital ortamda bir içeriğin varlığı ve niteliği noter huzurunda belgelenebilir. Noter, ilgili içeriği açarak ekran görüntüsünü alır ve bunu resmî tespit tutanağına bağlar. Bu tutanak, mahkemede kesin delil olarak kabul edilir.
Bazı durumlarda noter yerine adli bilişim uzmanı da mümkündür. Özellikle yorumun yapıldığı hesabın sahte olması veya gizlilik ayarlarının karmaşık olması durumunda, teknik inceleme gerekliliği doğabilir. Bu tür işlemler daha uzun sürse de teknik doğruluk açısından yüksek değer taşır.
3. Adım: Cumhuriyet Savcılığına Suç Duyurusu
Delillerin elde edilmesinden sonra mağdur, yaşadığı hakaretin cezai boyuta taşınmasını istiyorsa cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmalıdır. Bu işlem için savcılığa hitaben hazırlanmış dilekçe ile birlikte, elde edilen tüm deliller sunulmalıdır. Dilekçede şu unsurlar yer almalıdır:
- Hakarete konu ifadenin ne olduğu (doğrudan alıntılanarak)
- Hangi platform üzerinden, hangi kullanıcı adıyla yapıldığı
- Delillerin açıklamalı sunumu (ekran görüntüsü, URL, video kaydı vb.)
- Mağdurun bu ifadeler nedeniyle maruz kaldığı psikolojik ve sosyal etkiler
Suç duyurusu dilekçesi, şahsın ikametgahının bulunduğu adliyeye elden teslim edilebileceği gibi, avukat aracılığıyla veya e-Devlet üzerinden UYAP Vatandaş Portalı yoluyla da gönderilebilir. UYAP sistemi üzerinden yapılacak başvurularda, delil yüklemeleri yapılabilmekte ve dosya takibi de kolayca sağlanabilmektedir.
4. Adım: Avukat Desteği Alınması
Yukarıda özetlenen sürecin her aşaması teknik ve hukuki detay içerdiğinden dolayı, uzman bir avukat ile çalışmak mağdur açısından büyük avantaj sağlar. Özellikle sosyal medya içeriklerinin hukuki olarak değerlendirilmesi, delillerin eksiksiz sunulması ve savcılık nezdinde güçlü bir başvuru yapılması açısından profesyonel destek önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, hakaret suçu zamanaşımına tabidir ve deliller zamanla kaybolabilir. Bu nedenle herhangi bir gecikmeye mahal vermeden adım atmak gereklidir. Avukat, yalnızca cezai süreçte değil, ileride açılabilecek manevi tazminat davalarında da müvekkilini temsil ederek hak kayıplarını en aza indirir.
Bir sonraki bölümde, sosyal medya platformlarında işlenen hakaret suçlarında hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğu detaylı şekilde açıklanacaktır.
Sosyal Medyada Yapılan Hakaretlerde Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?
Instagram, TikTok ve X (Twitter) gibi sosyal medya platformlarında hakarete uğrayan kişiler için en çok merak edilen konulardan biri, bu tür dijital hakaretlerde hangi mahkemeye başvurulması gerektiğidir. Çünkü hukuki sürecin etkili şekilde ilerleyebilmesi için başvurunun doğru mahkemeye yapılması zorunludur. Aksi takdirde usulden reddedilen davalar nedeniyle mağdurlar ciddi zaman ve hak kaybı yaşayabilmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki sosyal medyada işlenen hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen genel hakaret suçunun bir türüdür. Bu nedenle, dijital ortamda gerçekleşmiş olsa da, klasik hakaret suçu gibi değerlendirilir. Ancak platformun niteliği ve hakaretin işlendiği biçim, davanın görevli ve yetkili mahkemesini belirlemede etkili olabilir.
Görevli Mahkeme: Sulh Ceza mı, Asliye Ceza mı?
Hakaret suçu, basit haliyle işlendiğinde görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlerde, çoğu durumda suçun alenen işlendiği varsayılır. Örneğin Instagram'da herkese açık bir gönderiye yapılan aşağılayıcı yorum, TikTok videosunun altında küçük düşürücü ifadeler ya da X (Twitter) üzerinden aleni şekilde yazılan hakaret içerikleri, alenen hakaret kapsamında değerlendirilir. Bu durumda da görevli mahkeme değişmez: yine Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.
Ancak suçun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi gibi nitelikli hallerde, ceza artacağı gibi bazı durumlarda Ağır Ceza Mahkemesi görevi de gündeme gelebilir. Yine de sosyal medya üzerinden kişisel hakaret suçlarında genel olarak Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.
Yetkili Mahkeme: Nereye Başvuru Yapılmalı?
Ceza yargılamasında görevli mahkeme kadar önemli bir diğer konu da yetkili mahkemedir. Yetki, genellikle mağdurun veya şüphelinin ikametgahı esas alınarak belirlenir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Ancak sosyal medya üzerinden işlenen suçlarda “suçun işlendiği yer” kavramı dijital ortam nedeniyle karmaşık hale gelebilir.
Bu nedenle uygulamada çoğunlukla mağdurun ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilir. Yani İstanbul’da yaşayan bir kişi, X platformu üzerinden hakarete uğramışsa, İstanbul’daki Asliye Ceza Mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.
Ancak istisnai durumlarda, özellikle hesabın yöneticisinin veya IP adresinin tespit edilmesi durumunda, suçun işlendiği yer olarak failin bulunduğu il veya ilçedeki mahkeme de yetkili kabul edilebilir. Bu husus, savcılık sürecinde teknik raporlarla netlik kazanır.
Şikâyet Süresi ve Başvuru Usulü
Hakaret suçu şikâyete bağlı suçlar kapsamındadır. Bu nedenle mağdur, hakareti öğrendiği tarihten itibaren en geç 6 ay içinde şikâyet başvurusunda bulunmak zorundadır. Bu süre kaçırılırsa, suçun işlendiği sabit olsa bile ceza soruşturması yapılamaz.
Şikâyet, mağdurun ikametgahının bulunduğu yer cumhuriyet başsavcılığına dilekçe ile yapılır. Delillerin açıkça sunulması ve olayın detaylı anlatımı başvurunun kabulü açısından önemlidir. Ayrıca e-Devlet üzerinden UYAP Vatandaş Portalı aracılığıyla da elektronik ortamda suç duyurusu yapılması mümkündür.
Avukat Yardımı ile Başvuru
Hukuki süreçte yapılacak başvuruların usule uygun şekilde hazırlanması, delillerin doğru sunulması ve savunmanın etkili yapılabilmesi açısından bir ceza avukatından destek alınması tavsiye edilir. Özellikle sosyal medya içeriklerinin niteliği, hakaretin oluşup oluşmadığı gibi teknik değerlendirmeler açısından profesyonel hukuki danışmanlık önemlidir.
Bu noktada İstanbul merkezli çalışan Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, sosyal medya kaynaklı hakaret davalarında başvuru sürecinin başından sonuna kadar müvekkillerine hukuki destek sunmakta, delil toplama, suç duyurusu ve duruşma hazırlık süreçlerini titizlikle yürütmektedir.
Bir sonraki bölümde, sahte hesaplar ve anonim profiller üzerinden yapılan hakaretlerin tespitine ve IP adresiyle faile ulaşma yöntemlerine detaylı şekilde yer verilecektir.
Sahte Hesaplar ve Anonim Profiller Üzerinden Hakaret Edilirse Ne Yapılabilir?
Instagram, TikTok ve X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya platformlarında hakaret suçu çoğu zaman sahte hesaplar ya da anonim profiller aracılığıyla işlenmektedir. Kişiliğini gizleyerek veya başka birinin kimliğiyle hesap açan kişiler, alenen veya özelden hakaret içerikli mesajlar göndererek cezai sorumluluktan kurtulacaklarını düşünürler. Ancak hukuk sistemi bu tür durumları da kapsam altına almış, dijital iz takibi ve teknik yollarla failin tespiti konusunda önemli düzenlemeler getirmiştir.
Bu bölümde, sahte hesaplar veya anonim profiller üzerinden işlenen hakaret suçlarının nasıl tespit edileceği, hangi delillerin kullanılacağı ve bu süreçte başvurulacak adli mekanizmalar detaylı şekilde ele alınacaktır.
Sahte Hesaptan Gelen Hakaret Mesajı Delil Sayılır mı?
Evet. Her ne kadar hakaret sahte bir hesaptan yapılmış olsa da içerik, zaman, platform ve hedef kişi belliyse bu paylaşımlar ceza hukuku açısından delil niteliği taşır. Önemli olan, hakaretin mağdura yönelmiş olmasıdır. Hesabın gerçek kimlikle açılmamış olması, suçu ortadan kaldırmaz. Tespit süreci teknik olarak daha karmaşık olabilir; ancak hukuken geçerliliği engellemez.
Sahte hesaptan atılan mesajlar, yorumlar ya da gönderiler tespit edilerek aşağıdaki yollarla kayıt altına alınmalıdır:
- Ekran görüntüsü: Yorumun veya mesajın ekran görüntüsü alınmalı, kullanıcı adı ve zaman bilgisi görünür olmalıdır.
- Video kaydı: Kullanıcı profiline girilip yorumun gösterildiği bir ekran kaydı alınabilir. Bu özellikle geçici içerikler (hikâyeler, DM’ler) için gereklidir.
- URL linki: Sahte hesabın profil bağlantısı veya hakaret içeren gönderinin bağlantısı not edilmelidir.
- Noter veya bilirkişi tespiti: Bu dijital içeriklerin doğruluğu ve geçerliliği noter aracılığıyla veya adli bilişim uzmanı raporuyla belgelendirilmelidir.
Sahte Hesabın Sahibi Nasıl Tespit Edilir?
Sahte hesapların arkasındaki kişilere ulaşmak mümkündür. Bunun için Cumhuriyet Savcılığı’na yapılacak suç duyurusunda, sosyal medya platformu (Meta, X Corp, TikTok Inc.) üzerinden ilgili IP adresi ve kullanıcı bilgilerine erişim talep edilir. Bu süreç şu adımlarla işler:
- Mağdur, delillerle birlikte savcılığa suç duyurusunda bulunur.
- Suç duyurusu üzerine savcılık, ilgili platformdan içerik sağlayıcı olarak kullanıcıya ait IP adresi, kayıtlı e-posta ve giriş çıkış bilgilerini resmi yolla ister.
- Sosyal medya platformu, talep edilen bilgileri 5651 sayılı kanun ve uluslararası hukuk uyarınca sağlar.
- IP adresi üzerinden kişinin hangi cihazdan ve hangi internet servis sağlayıcısından giriş yaptığı tespit edilir.
- Bu bilgiler ışığında BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) veya mahkeme kararı ile gerçek kişi ortaya çıkarılır.
Bu süreç bazen haftalar sürebilir. Ancak failin cezai sorumluluktan kaçması mümkün değildir. Türkiye’de son yıllarda açılan davalarda sahte hesapların kullanıcılarına ulaşılmış ve cezalar verilmiştir.
Mahkemeye Sunulan IP Kayıtları ve Bilirkişi İncelemeleri
Sahte bir hesapla hakaret suçu işlendiğinde, IP adresi tespiti delilin en güçlü ayağını oluşturur. Savcılık, içerik sağlayıcıdan alınan bilgileri bilirkişi incelemesine gönderebilir. Bu uzmanlar, IP adresinin doğruluğunu ve suçun işlendiği cihazla bağlantısını teknik olarak ortaya koyar.
Çoğu zaman kullanıcılar, VPN (sanal özel ağ) veya proxy servisleri ile IP gizlemeye çalışırlar. Ancak bu hizmetlerin kayıtları da devlet makamları tarafından takip edilebilir. VPN hizmeti sağlayan şirketlerden de veri talep edilmesi mümkündür. Özellikle aleniyet arz eden, organize ve kasıtlı şekilde işlenen hakaretlerde mahkemeler bu talepleri kabul etmekte, bilirkişi raporlarına itibar etmektedir.
Anonim Profillerin Sosyal Medya Şirketlerince İfşası
Meta, TikTok ve X gibi şirketler genellikle kullanıcı bilgilerini doğrudan paylaşmaz. Ancak Türk mahkemelerinin kararları ve resmi savcılık talepleri doğrultusunda belirli durumlarda kimlik bilgileri, giriş saatleri, kullanılan cihazlar gibi verileri sunmaktadır. Özellikle hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi cezai soruşturmalarda bu veriler daha hızlı şekilde temin edilebilmektedir.
Bu verilerle birlikte sosyal medya şirketinden alınan resmi yanıt, mahkemeye sunulduğunda failin tespiti kolaylaşır. Böylelikle sahte hesap arkasına gizlenmiş kişi, ceza yargılamasına konu olur.
Avukat Desteği ile Sürecin Takibi
Sahte hesaplar üzerinden hakarete uğrayan kişiler için sürecin teknik yönü oldukça karmaşıktır. Delillerin doğru toplanması, başvuruların usulüne uygun yapılması ve savcılık taleplerinin etkili yürütülmesi adına bir ceza avukatıyla çalışmak tavsiye edilir.
Bu alanda tecrübe sahibi olan hukuk büroları, delillerin geçerliliğini sağlamak, savcılık ve mahkeme sürecini hızlandırmak, gerektiğinde sosyal medya şirketleriyle iletişime geçmek ve mağdurun hem cezai hem de maddi haklarını korumak için kapsamlı hizmet sunar.
İstanbul merkezli Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, sosyal medya kaynaklı hakaret davalarında sahte hesap tespiti, delil güvenliği ve ceza davası açılması konusunda müvekkillerine hukuki destek vermektedir.
Bir sonraki bölümde, sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarının ceza kanunu kapsamındaki karşılıkları ve verilebilecek cezai yaptırımlar detaylı olarak ele alınacaktır.
Sosyal Medyada Yapılan Hakaretin Cezası Nedir? Hapis veya Para Cezası Mümkün mü?
Instagram, TikTok ve X gibi sosyal medya platformlarında yapılan hakaret içerikli yorum, paylaşım veya mesajlar yalnızca sanal bir saldırı değil, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu açısından cezai yaptırıma tabi suçlar arasında yer almaktadır. Bu tür dijital hakaretler, internet ortamında gerçekleşmiş olsa bile fiziksel dünyadaki hakaret suçuyla aynı şekilde değerlendirilir. Mahkemeler, sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında failin niyetini, eylemin niteliğini ve aleniyet durumunu dikkate alarak hapis cezası veya adli para cezası
Türk Ceza Kanunu’na Göre Hakaret Suçunun Temel Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, hakaret suçunun temel düzenlemesini içerir. İlgili maddeye göre bir kimseye onur, şeref ve saygınlığına saldırı kastıyla yöneltilen söz, yazı, hareket veya görsel nitelikli davranışlar hakaret suçunu oluşturur. Bu suçu işleyen kişi hakkında öngörülen temel yaptırım ise üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
Hakaret suçunun sosyal medya üzerinden işlenmesi durumunda, özellikle “alenen işlenme” durumu dikkate alınır. Aleniyet, suçun birçok kişinin görebileceği bir ortamda, örneğin herkese açık bir paylaşım veya yorum aracılığıyla yapılmış olmasıdır. Bu durumda cezanın alt sınırı yükselir, çünkü suçu kamu önünde işleyen failin kastı daha ağır sayılır.
Alenen Hakaret ve Cezadaki Artış
Sosyal medya, kullanıcıların içeriklerini kamuya açık biçimde paylaşabildiği bir ortamdır. Instagram’daki bir yorum, TikTok’taki bir video ya da X’te yapılan bir paylaşım, yüzlerce hatta binlerce kişi tarafından görüntülenebildiği için bu içerikler çoğu zaman aleniyet unsuru taşıyan eylemler olarak kabul edilir. TCK 125/4 maddesine göre hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza, altıda bir oranında artırılır.
Örneğin, bir kişi Instagram'da herkese açık bir şekilde “Sen dolandırıcısın” ifadesini paylaştıysa ve bu paylaşım yüzlerce kişi tarafından görüntülendiyse, hakaret aleni sayılır. Dolayısıyla ceza alt sınırdan uzaklaştırılarak artırılabilir. Bu da failin daha yüksek miktarda adlî para cezası ya da doğrudan hapis cezasıyla karşı karşıya kalabileceği anlamına gelir.
Adlî Para Cezası Nedir? Hapis Cezasına Alternatif midir?
Hakaret suçu işleyen sanık, bazı durumlarda adli para cezası ile cezalandırılır. Bu ceza, belirli gün sayısı üzerinden hesaplanır ve gün başına belirlenen miktarın toplamı kadar ödeme yapılması öngörülür. Hakim, sanığın ekonomik ve sosyal durumunu göz önüne alarak günlüğü 20 TL ile 100 TL arasında belirleyebilir. Örneğin, 150 gün karşılığı verilen bir para cezası günlük 40 TL üzerinden hesaplandığında toplam 6.000 TL ödenmesi gerekir.
Bu ceza ödenmediği takdirde, adlî para cezası hapis cezasına çevrilebilir. Ancak uygulamada çoğunlukla taksitlendirme veya kamuya yararlı işte çalışma gibi yaptırımlar tercih edilmektedir. Bazı durumlarda sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı da verilebilir. Bu durumda sanık, belirli süre içinde başka bir suç işlemezse ceza açıklanmaz ve siciline işlenmez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
HAGB, özellikle ilk kez suç işleyen kişilere uygulanan bir ceza hukuk kurumudur. Mahkeme, failin kişilik özellikleri, sosyal ilişkileri, sabıkasız geçmişi ve suçun işleniş biçimini değerlendirerek cezanın açıklanmasını geri bırakabilir. Bu durumda sanık 5 yıl boyunca denetim sürecine tabi tutulur. Bu sürede kasten başka bir suç işlemezse dava düşer, ceza sonuç doğurmaz ve sicile geçmez.
Sosyal medya hakaretlerinde HAGB kararı verilip verilmemesi, suçun işleniş biçimine, mağdurun uğradığı zarara ve failin sosyal geçmişine göre değişiklik gösterir. Özellikle organize ve ısrarlı hakaretlerde HAGB kararı uygulanmayabilir.
Kamu Görevlisine Sosyal Medyadan Hakaret
Eğer sosyal medya üzerinden yapılan hakaret, bir kamu görevlisine görevinden dolayı yapılmışsa, bu durumda ceza daha da artar. TCK 125/3-a maddesi uyarınca, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edilmesi halinde, cezanın alt sınırı 1 yıldan başlar ve adlî para cezası verilmesi mümkün olmaz. Bu durumda doğrudan hapis cezası uygulanır.
Bu nedenle sosyal medyada herhangi bir kamu görevlisini hedef alan hakaret içerikli ifadeler çok daha ciddi cezai sonuçlar doğurabilir. Sadece eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarında kalınmadığı takdirde, fail hakkında kamu davası açılır ve savcılık soruşturması hızla ilerletilir.
Cezai Yaptırımların Yanında Manevi Tazminat Hakkı
Hakaret suçu sadece ceza davasına konu olmakla kalmaz, aynı zamanda mağdur kişiye manevi tazminat davası açma hakkı da verir. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan ve toplumun büyük kesimine ulaşan hakaretlerde, mağdurun kişilik hakları zedelendiği için bu zarar hukuken tazmin edilebilir. Manevi tazminat miktarı, hakaretin niteliğine, aleniyet derecesine ve mağdurun sosyal konumuna göre belirlenir.
Avukat Desteği ile Ceza Süreci
İstanbul’da faaliyet gösteren Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında müvekkillerine kapsamlı hukuki danışmanlık hizmeti sunmakta, adli süreç boyunca delil toplama, savcılığa suç duyurusu, duruşmalara katılım ve tazminat taleplerinin hazırlanması gibi tüm adımları profesyonelce yürütmektedir. Özellikle sosyal medya içeriklerinin mahkemeye delil olarak sunulması, teknik bilgi ve hukuki yorum gerektirdiğinden, uzman avukat desteği hak arama sürecinde büyük fark yaratmaktadır.
Bir sonraki bölümde, sosyal medyada hakaret suçu ile ilgili verilen emsal mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatları incelenecek; hangi ifadelerin suç sayıldığı, hangilerinin sayılmadığı örneklerle açıklanacaktır.
Emsal Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararları – Hangi İfadeler Hakaret Sayılıyor?
Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların ve yorumların hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı, çoğu zaman mahkeme takdirine ve olayın bağlamına göre değerlendirilir. Bu nedenle hakaret suçunun sınırlarını anlamak açısından Yargıtay kararları ve Bölge Adliye Mahkemesi içtihatları büyük önem taşır. Uygulamada hangi ifadelerin hakaret kabul edildiği, hangilerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği, somut olaylarda verilen kararlarla netleşmiştir.
Bu bölümde, sosyal medya mecralarında kullanılan çeşitli ifadelerin hukuki nitelikleri; hakaret sayılan ve sayılmayan örneklerle birlikte, yüksek yargı kararları ışığında açıklanacaktır. Ayrıca Yargıtay’ın dijital ortamda aleniyet ve kast unsurlarını nasıl değerlendirdiği, güncel dosyalardan alınan örneklerle detaylandırılacaktır.
“Salak”, “Aptal”, “Geri zekâlı” Gibi Küçük Düşürücü Sözler
Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sosyal medya ortamında kullanılan “salak”, “aptal” ve “geri zekâlı” gibi ifadeleri, aleniyet kazanmışsa doğrudan hakaret suçu kapsamında değerlendirmektedir. Kararlarda bu tür ifadelerin bir kişiye doğrudan yöneltilmesi halinde, failin cezai sorumluluğunun doğduğu açıkça belirtilmiştir.
Özellikle Instagram veya X üzerinden yapılan bu tür yorumlarda, hedef kişinin açıkça belli olması durumunda, Yargıtay cezalandırmayı uygun görmektedir. Aleniyet unsurunun oluşması hâlinde ceza artmaktadır.
“Dolandırıcı”, “Hırsız” Gibi Suçlayıcı Sözler
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri, sosyal medya yorumlarında bir kişiyi “dolandırıcı”, “hırsız”, “ahlaksız” gibi sıfatlarla nitelemeyi ağır hakaret kapsamında değerlendirmiştir. Bu ifadelerin somut delile dayanmadan ve yalnızca küçük düşürme amacıyla kullanılması, hem kişilik haklarının ihlali hem de ceza sorumluluğu doğurur.
Gerçek dosyalarda “Bu kişi kesinlikle dolandırıcı, paranızı alır ve kaybolur” şeklindeki X paylaşımı, aleni hakaret suçu olarak değerlendirilmiş ve sanık hakkında hapis cezası verilmiştir. Mahkemeler, ifade özgürlüğünün sınırlarının aşıldığını ve bu tür sözlerin topluma açık bir alanda mağduru küçük düşürme kastı taşıdığını vurgulamaktadır.
“Sana acıyorum”, “Zavallı”, “Karakter yoksunu” Gibi İfadeler
Bölge Adliye Mahkemeleri, kişiliğe yönelik imalar içeren ama doğrudan küfür niteliği taşımayan bazı ifadeleri, bağlama göre değişken şekilde değerlendirmektedir. Örneğin “Sana acıyorum, zavallı yaratık” gibi ifadeler çoğu zaman hakaret olarak kabul edilmektedir.
Ancak bazı durumlarda bu tür sözlerin bir tartışma veya eleştiri bağlamında söylendiği gerekçesiyle beraat kararı verildiği de olmuştur. Bu noktada önemli olan, sözlerin kişinin toplumdaki saygınlığına zarar verip vermediği ve söyleyenin amacının aşağılama olup olmadığıdır.
Sosyal Medyada Dolaylı İfadeler ve İroni
Yargıtay, sosyal medyada kullanılan dolaylı ifadeler ve alaycı üslubun da hakaret suçu oluşturabileceğine hükmetmiştir. Örneğin bir kişinin fotoğrafını paylaşıp altına “Ne güzel iş yapıyor, ne karakterli insan(!)” yazmak gibi ironik ifadeler, eğer aşağılayıcı kast taşıyorsa cezalandırılabilir.
Bu tür alaycı ve aşağılayıcı imalı ifadeler, yüksek yargı kararlarında dolaylı hakaret niteliği taşıdığı ve açık hakaret kadar cezalandırılması gerektiği yönünde yorumlanmaktadır. Özellikle yorum altı tartışmalarda yapılan “Senin gibi insanlara ancak acınır” gibi ifadeler de aynı şekilde suç teşkil edebilir.
Paylaşımın Altında Kullanılan Emojiler ve Görseller
Mahkemeler yalnızca kelime bazında değil, kullanılan görsel ve emojileri de değerlendirme kapsamına almaktadır. Örneğin X üzerinden bir kişinin gönderisine yalnızca ???? (dışkı) emojisi koymak ya da Instagram'da bir paylaşımın altına ???? (yılan) sembolü bırakmak, hakaret suçu kapsamında değerlendirilebilir.
İlgili Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, hakaret kastıyla kullanılan emoji ve sembollerin, kelimeler kadar ağır sonuç doğurabileceği ve ceza sorumluluğu doğurabileceği belirtilmektedir. Görsel anlatım, özellikle kişiyi küçük düşürme amacı taşıyorsa doğrudan hakaret suçunu oluşturabilir.
İfade Özgürlüğü Kapsamında Kalan Sözler
Bazı ifadeler ise mahkemelerce hakaret değil, ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri olarak değerlendirilmiştir. Örneğin kamuoyunca tanınan bir kişiye yönelik “Yaptıklarını etik bulmuyorum”, “Kendisine katılmıyorum” gibi yorumlar; alay, aşağılama ya da küçük düşürme kastı taşımadığı için suç oluşturmaz.
Yine politik veya sosyal içerikli tartışmalarda dile getirilen eleştirilerin, toplumda karşıt görüşlerin ifade edilmesine izin veren demokratik düzen içinde korunması gerekir. Ancak bu koruma, kişinin şeref ve haysiyetine yönelik saldırılara kadar uzanmaz.
Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu ile Hakaret Sınırlarının Hukuki Yorumu
İfade özgürlüğü ile hakaret arasındaki ince çizgiyi tespit etmek, yalnızca sözcüklerin değil bağlamın ve kastın da dikkate alınmasını gerektirir. Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, müvekkillerine sosyal medya hakaret davalarında bu çizginin nasıl belirlendiğini ve hangi ifadelerin cezai sonuç doğurabileceğini yargı kararları ışığında değerlendirmektedir.
Her somut olay, kendi koşullarında incelenmeli ve mahkemeye sunulacak deliller, dil ve anlam bütünlüğü içinde hukuken yorumlanmalıdır. Bu da uzman bir ceza avukatının teknik rehberliğiyle mümkün olur.
Bir sonraki bölümde, hakarete uğrayan kişinin yalnızca ceza davası değil, aynı zamanda manevi tazminat davası açma hakkı da ele alınacak ve bu süreç detaylandırılacaktır.
Hakarete Uğrayan Kişi Manevi Tazminat Davası Açabilir mi?
Sosyal medya platformlarında işlenen hakaret suçları, yalnızca cezai yaptırımla sınırlı değildir. Mağdurun kişilik haklarının zedelenmesi durumunda, Türk Medeni Kanunu’na ve Borçlar Kanunu’na dayanarak manevi tazminat davası açma hakkı da doğar. Bu tür davalar, ceza yargılamasından bağımsız olarak Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür ve temel amacı mağdurun yaşadığı psikolojik ve sosyal zararın telafisidir.
Instagram, TikTok ve X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya platformları üzerinden yapılan hakaret içerikli yorumlar, mesajlar veya paylaşımlar, bireyin toplum nezdindeki saygınlığını, kişisel itibarını ve ruhsal bütünlüğünü ciddi şekilde zedeleyebilir. Bu durum yalnızca bir ceza suçu değil; aynı zamanda özel hukuk açısından da bir haksız fiil teşkil eder.
Manevi Tazminat Davasının Hukuki Dayanağı
Manevi tazminat davasının dayanağı, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesidir. Bu maddeye göre, kişilik hakkı hukuka aykırı olarak ihlâl edilen kişi, manevi zararının karşılığı olarak uygun bir miktar paranın kendisine ödenmesini talep edebilir. Sosyal medya üzerinden yapılan aleni hakaretler, bu kapsamda açıkça kişilik hakkı ihlâlidir.
Örneğin, bir kişinin TikTok'ta hedef gösterilerek küçük düşürüldüğü bir video veya Instagram’da yapılan aşağılayıcı bir yorum, yalnızca bir suç değil; aynı zamanda kişilik haklarının zedelenmesine yol açan haksız bir eylemdir. Bu durumda mağdur, mahkemeye başvurarak failin cezalandırılmasının yanı sıra, psikolojik zararın telafisi amacıyla tazminat da talep edebilir.
Ceza Davasından Bağımsız Olarak Açılabilir
Manevi tazminat davası, ceza davası ile birlikte açılabileceği gibi, ondan tamamen bağımsız şekilde de yürütülebilir. Ceza davasında fail hakkında verilen hüküm, hukuk mahkemesindeki yargılamayı doğrudan bağlamaz ancak etkili bir delil niteliği taşır. Özellikle ceza mahkemesinden mahkûmiyet kararı çıkması, hukuk mahkemesinde tazminat talebinin kabul edilme ihtimalini güçlendirir.
Bu davalarda önemli olan, hakaretin varlığının ve mağdurun bu eylem nedeniyle somut olarak ortaya konulmasıdır. Mahkeme, hakaretin yapıldığı platform, paylaşımın yaygınlığı, mağdurun mesleği, sosyal çevresi ve olaya verdiği tepki gibi birçok kriteri birlikte değerlendirir.
Ne Kadar Tazminat Talep Edilebilir?
Manevi tazminatın miktarı, kanunla sınırlı olarak belirlenmiş değildir. Mahkeme, her somut olayda yaşanan zararın ağırlığına, eylemin aleniyetine ve mağdurun kişisel özelliklerine göre takdir yetkisini kullanır. Özellikle geniş kitlelere ulaşan, kasıtlı ve tekrarlı hakaretlerde yüksek miktarlarda manevi tazminata hükmedildiği görülmektedir.
Yargı kararlarında sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlerde 5.000 TL ila 100.000 TL arasında değişen tazminatlara hükmedildiği dosyalar mevcuttur. Ancak miktarın belirlenmesinde faile caydırıcılık sağlayacak nitelik taşıması da gözetilir. Davacı, dava dilekçesinde talep ettiği tutarı belirtmekle yükümlüdür. Mahkeme bu talep üzerinden karar verir, fazlasına hükmedemez.
Delillendirme ve Mahkemeye Sunulması Gereken Belgeler
Manevi tazminat davası açmadan önce, sosyal medyada yapılan hakaret içeriği ile ilgili delillerin sağlıklı ve geçerli biçimde toplanması gerekir. Aksi takdirde davanın ispatı zorlaşır. Mahkemeye sunulabilecek deliller şunlardır:
- Hakaret içerikli yorum, mesaj veya paylaşımın ekran görüntüsü
- İlgili içeriğin noter onaylı tespit tutanağı
- Ceza mahkemesi kararları (varsa mahkûmiyet kararı)
- Tanık beyanları (özellikle hakarete tanıklık eden kişiler)
- Uzman psikolog/psikiyatrist raporu (psikolojik zararı belgelemek için)
Bu belgeler ışığında mahkeme, mağdurun gerçekten kişilik hakkının zedelendiğine kanaat getirirse tazminata hükmeder. Delillerin eksik sunulması durumunda davanın reddi veya çok düşük bir miktarda tazminatla sonuçlanması ihtimali vardır.
Avukat Desteği ile Tazminat Davasının Takibi
Manevi tazminat davaları, görünüşte basit olmakla birlikte, hem usul hem de ispat kuralları açısından teknik bilgi gerektirir. Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, sosyal medya üzerinden hakarete uğrayan bireyler için, yalnızca ceza davası değil; aynı zamanda tazminat sürecinin de yürütülmesinde hukuki danışmanlık sağlamaktadır.
Doğru delillendirme, uygun tazminat miktarının belirlenmesi, mahkemeye sunulacak dilekçelerin hazırlanması ve duruşma sürecinin takibi, avukat desteğiyle profesyonel şekilde yürütülerek mağdurun hak kaybına uğramasının önüne geçilir.
Tazminatın Tahsil Süreci
Mahkeme manevi tazminata hükmettiğinde, bu kararın kesinleşmesiyle birlikte mağdur alacaklı sıfatı kazanır. Eğer hükmedilen tazminat ödenmezse, ilamlı icra takibi başlatılarak tahsil süreci yürütülür. Bu noktada da icra takibinin usulüne uygun başlatılması ve borçluya yapılan tebligatların takibi önem arz eder.
Manevi tazminat yalnızca bir para alacağı değil, aynı zamanda mağdurun kamu önünde itibarının iadesi ve psikolojik tatmini açısından da önemlidir. Bu nedenle cezai sorumluluk yanında özel hukuk yollarına da başvurulması tavsiye edilir.
Bir sonraki bölümde, sosyal medya hakaret davalarında avukatın üstlendiği rol, hukuki sürecin doğru yönetilmesi açısından neden kritik öneme sahip olduğu ve uygulamada sıkça yapılan hatalar ele alınacaktır.
Sosyal Medyada Hakarete Uğrayanların Avukata Başvurması Neden Önemlidir? Hukuki Süreçte Dikkat Edilmesi Gerekenler
Instagram, TikTok, X (Twitter) ve benzeri sosyal medya platformlarında hakarete uğrayan kişilerin yaşadığı mağduriyet yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda hukuki anlamda da derin sonuçlar doğurabilir. Bu mağduriyetin etkili biçimde giderilebilmesi ve kişinin hem cezai hem de maddi haklarını koruyabilmesi için sürecin başından sonuna kadar profesyonel bir hukukçu tarafından takip edilmesi büyük önem taşır.
Hakaret suçunun sosyal medya ortamında işlenmesi, delillerin dijital ortamda bulunması, IP tespiti gibi teknik süreçlerin devreye girmesi ve hem ceza hem hukuk yollarının eş zamanlı yürütülmesi gibi faktörler nedeniyle, mağdurun bu süreci yalnız başına sağlıklı yönetebilmesi çoğu zaman mümkün olmaz. Bu nedenle bir ceza avukatıyla çalışmak, hak arama sürecinde önemli bir avantaj sağlar.
1. Delillerin Usulüne Uygun Toplanması
Hakaretin ispatı, ceza yargılamasında büyük öneme sahiptir. Ancak ekran görüntüsü almak çoğu zaman yeterli delil olarak kabul edilmez. Delillerin usulüne uygun biçimde toplanmaması halinde, mahkemede geçerlilik kazanamazlar ve davanın reddi riski oluşabilir. Avukat desteğiyle:
- Noter tespiti süreci doğru planlanır.
- Adli bilişim raporları alınır.
- Delillerin saklanması, yedeklenmesi ve sunulması profesyonelce yapılır.
Özellikle geçici içerikler (hikâyeler, DM’ler) ve sahte hesaplar üzerinden gelen mesajlar, zamanında belgelenmediğinde kaybolur. Avukat, hızlı ve doğru aksiyon alınmasını sağlar.
2. Savcılığa Suç Duyurusu ve Ceza Yargılaması
Suç duyurusunun etkili biçimde yapılabilmesi için, dilekçede yer alacak iddiaların somutlaştırılması, delillerin mantıklı kurguyla sunulması ve hukuki gerekçelere dayanması gerekir. Aksi takdirde savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir.
Avukat, suç duyurusu sürecinde aşağıdaki katkıları sağlar:
- İfade özgürlüğü sınırlarının aşılmış olup olmadığını hukuki açıdan yorumlar.
- Delillerin niteliklerini belirleyerek hukuka uygunluk denetimini yapar.
- Suç duyurusu dilekçesini savcının anlayabileceği şekilde açık ve net biçimde hazırlar.
- Gerekirse ek beyanlarla veya itiraz dilekçeleriyle süreci takip eder.
Bu noktada İstanbul’da faaliyet gösteren Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, sosyal medya hakaret davalarında geniş deneyime sahip ekibiyle, mağdurların ceza yargılaması sürecinde etkin şekilde temsil edilmesini sağlar.
3. Manevi Tazminat Davası Süreci
Ceza sürecine ek olarak açılacak manevi tazminat davası da avukat desteğiyle yürütülmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi, mağduriyetin belgelenmesi, psikolojik zararların kanıtlanması ve davaya uygun delillerin hazırlanması gibi detaylar, hukuki teknik bilgi gerektirir. Avukat bu süreci yürütürken:
- Tazminat tutarını somut olayın özelliklerine göre belirler.
- Ceza dosyasındaki bulgularla tazminat taleplerini ilişkilendirir.
- Hukuk mahkemesine sunulacak dilekçeleri, kanuni temele oturtur.
Ayrıca hükmedilen tazminatın tahsili sürecinde de, ilamlı icra takibinin başlatılması, tebligatların kontrolü ve borçlunun malvarlığına haciz işlemleri gibi aşamalar uzmanlık gerektirir.
4. Sürelerin ve Usul Kurallarının Takibi
Ceza yargılaması açısından hakaret suçu şikâyete tabi suçlar arasında yer aldığından, şikâyet süresi 6 aydır. Bu sürenin kaçırılması halinde suç işlenmiş olsa bile ceza davası açılamaz. Aynı şekilde, manevi tazminat davalarında da 2 yıllık hak düşürücü süre geçerlidir. Bu sürelerin takibi profesyonel takip gerektirir. Avukat:
- Her süreci takvime bağlayarak zaman aşımı riskini önler.
- İlgili mahkemeye uygun biçimde başvurular yapar.
- Eksik evrak veya yanlış dilekçe nedeniyle usulden red riskini ortadan kaldırır.
5. Sürecin Psikolojik Yönetimi ve Mağdur İletişimi
Hakarete uğrayan kişiler, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda psikolojik bir süreçten geçerler. Sosyal çevrede itibar kaybı, mesleki zarar, aile içi yıpranma gibi sonuçlar mağdurun dayanma gücünü zorlayabilir. Avukat, yalnızca hukuki temsilci değil; aynı zamanda sürecin danışmanı ve güven unsuru hâline gelir.
Özellikle sosyal medyada ifşa, linç veya karalama kampanyalarına maruz kalan kişiler, avukat aracılığıyla kamuoyuna karşı hukuki duruş sergileyebilir. Gerekli durumlarda, içeriklerin kaldırılması için sosyal medya şirketlerine başvuru, erişim engeli talepleri veya BTK nezdinde işlemler de avukat tarafından yürütülür.
6. Hukuki Süreçte Sık Yapılan Hatalar
Hakarete uğrayan birçok kişi, süreci avukatsız yürüttüğünde şu hatalara düşmektedir:
- Delilleri yeterli düzeyde toplamamak
- Şikâyet süresini kaçırmak
- Suç duyurusu dilekçesini eksik yazmak
- Manevi tazminat miktarını rastgele belirlemek
- Yargılama sırasında savunma yapmamak
Bu tür hatalar, hak kaybına yol açtığı gibi davanın reddi veya çok düşük tazminatla sonuçlanmasına neden olabilir.
Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu ile Güçlü Temsil
Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu, İstanbul merkezli bir hukuk bürosu olarak, sosyal medya hakaret davalarında müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunmaktadır. Büro, hem ceza hem de hukuk davası süreçlerinde, delil tespitinden kararın icrasına kadar her aşamada danışmanlık ve temsil hizmeti vermektedir.
Özellikle Instagram, TikTok, X gibi dijital mecralarda işlenen hakaret eylemleriyle ilgili davalarda, teknik ve hukuki uzmanlığı bir arada sunarak mağdurların haklarını en üst düzeyde korumayı amaçlamaktadır.
Bu noktada mağdur olan kişi, dijital hakaretin cezasız kalmayacağını bilmeli; süreci profesyonelce yürüterek hem adaletin sağlanması hem de manevi zararın tazmini yönünden sonuç elde etmelidir.
Av. İnanç Eker Hukuk Bürosu – İstanbul Ceza Hukuku Avukatı
Adres: Teknik Yapı Concord, Dumlupınar Mah. Yumurtacı Abdi Bey Cd. Sitesi 2. Etap C Blok Kat 19 Daire 178, Kadıköy / İstanbul
Telefon: 0 (532) 245 74 66
WhatsApp: Hızlı İletişim
Web: www.inanceker.av.tr