Türk Medeni Kanununda Evlenme Engelleri

EVLİLİK AKDİ

 

Evlilik akdi, hukuki anlamda iki gerçek kişinin duygusal bağlılıklarını, sevgi, saygı ve anlayış temelinde resmi veya geleneksel bir birliktelik olarak taçlandırdığı, hayatlarını ortak amaçlar etrafında birleştirdiği taraflara belirli yükümlülükler yükleyen bir Medeni Hukuk sözleşmesidir.

Evlilik, sadece iki bireyin değil, aynı zamanda ailelerin, toplumun ve kültürün bir parçası olarak da görülür. Bu özelleşmiş Medeni Hukuk sözleşmesi, karşılıklı iletişim, empati ve sadakat gibi temel değerlere dayalı olarak inşa edilir ve sözleşmenin her iki tarafı için de bağlayıcıdır.

 

EVLENME ENGELİ NE DEMEKTİR

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde ya da yurt dışındaki Türk Konsolosluklarında kimlerin evlenebileceği, bir başka deyişle kimlerin evlenme ehliyetine sahip olduğu 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda belirtilmiştir. Ancak kişilerin evlenebilmeleri için yalnızca evlenme ehliyetine sahip olmaları yeterli olmamakta, Türk Medeni kanununda belirtilen evlenme engellerinin kişinin bünyesinde mevcut olmaması da gerekmektedir. Türk Medeni Kanununda evlenme engelleri, kanununun 129. 130. 131. 132. ve 133. maddelerinde belirtilmiştir. Evlenme engelleri, kesin evlenme engelleri ve kesin olmayan evlenme engelleri olarak ikiye ayrılmaktadır.

 

KESİN EVLENME ENGELLERİ

 

Türk Medeni Kanunu bazı durumlarda her ne kadar kişinin evlenme ehliyeti bulunsa da evlenme ehliyeti bulunan bazı kişilerin evlenmesini yasaklamıştır. Bu durumda olan kişiler bir şekilde evlenmiş olsa dahi evliliği mutlak butlanla batıl olacaktır. Kanuna göre sıra ile evlenme engelleri hısımlık, önceki evlilik ve akıl hastalığıdır.

 

  1. Hısımlık

Öncelikle belirtmek gerekir ki evlenecek kişiler arasında mevcut bulunan her türlü hısımlık evlenme engeli teşkil etmemektedir.  Türk Medeni Kanununun 129. Maddesi evlenme engeli niteliğinde olan hısımlık derece ve şekillerini belirtilmiştir Buna göre:

  • Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
  • Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
  • Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenmek yasaktır.

Buna göre kişinin kendi üstsoyu ve altsoyuyla kardeşiyle, amca, dayı, hala, teyze ve yeğenleri ile evlenmesi yasaklanmıştır. Kanun üstsoy-altsoy kan ve kayın hısımlığında, evlenme yasağı sınırsızdır. Üstsoy altsoy arasındaki yakınlık derecesi kaçıncı dereceden olursa olsun evlenmeleri yasaklanmıştır. Ayrıca kişinin eski eşinin üstsoyu ve altsoyu ile evlenmesi de yasaklanmıştır. Kişinin eski eşinin kardeşi, amcası, dayısı, halası, teyzesi ve yeğenleri ile evlenmesinin önünde ise bir engel bulunmamaktadır. Ayrıca evlat edinen ile evlatlığın evliliği yasaklanmıştır. Evlat edinenin ve evlatlığın birbirlerinin alt soyu ve eşleriyle evlenmeleri de yasaktır. Kişi bir şekilde yukarıda belirtilen kişilerden biriyle evlenecek olsa dahi bu evlilik mutlak butlanla batıl olacak, evlilik geçerli bir evlilik olamayacaktır.

 

  1. Önceki Evlilik

Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu yalnızca tek eşli evliliğe izin vermektedir. Buna göre evlenmek isteyen kişi, Türk Medeni Kanununun 130. Maddesi uyarınca daha öncesinde bir evlilik yapmış ise kanunen daha önceki evliliğin sona erdiğini ispat etmek ile mükelleftir. Kişi daha önceki evliliğinin sona erdiğini ispat edemedikçe veya önceki evlilik halen devam etmekteyse, kişinin yeni bir evlilik yapması mümkün olamayacaktır. Evli olduğu halde bir şekilde ikinci kez evlenen kişinin ikinci evliliği mutlak butlanla batıl olacaktır. Buna göre önceki evliliğin boşanma neticesinde sona ermiş olması durumunda evlenmek isteyen kişi kesinleşmiş boşanma kararını, önceki evliliğin ölüm sebebiyle sona ermiş olması durumunda evlenmek isteyen kişi nüfus kayıt örneğini evlendirme başvurusunda evlilik memuruna sunmalıdır.

 

  1. Akıl Hastalığı

Türk Medeni Kanununun 133. Maddesi uyarınca ‘’Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.’’ Günümüzde her geçen gün gelişen tıbbı koşullar neticesinde pek çok yeni akıl hastalığı mevcuttur. Ancak her akıl hastalığı kişinin ayırt etme gücünden yoksun olduğu anlamına gelmemektedir. Zira akıl hastalığı kişinin ayırt etme gücünden yoksun olmasına sebebiyet veriyor ise kişinin evlenebilmesi zaten mümkün değildir. Zira kişinin evlilik ehliyetine sahip olabilmesi için 18 yaşını doldurmuş, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlanmamış olması gerekmektedir. Buna göre Türk Medeni Kanunu kişinin herhangi bir akıl hastalığına sahip olması durumunda evlenmesinde tıbbı sakınca bulunmadığına dair resmi sağlık kurulu raporu alması gerekecektir.

 

KESİN OLMAYAN EVLENME ENGELLERİ

 

Türk Medeni Kanununa göre kesin evlenme engellerinden birini bulunduran bir evlilik mutlak butlanla batıldır, yani geçersizdir. Ancak kanun bazı durumların mevcudiyeti durumunda yine evlenmeyi yasaklamış, ancak bu yasağa rağmen evlilik bir şekilde gerçekleşmiş ise evlilik geçerliliğini koruyacaktır. Bu evlenme engellerine kesin olmayan evlenme engelleri denmektedir. Aşağıda kesin olmayan evlenme engelleri sayılmıştır.

 

  1. İddet Müddeti (Bekleme Süresi)

Kişinin önceki evliliğini sona erdirdikten sonra yeni bir evlilik yapabilmesi için geçmesi gereken yasal süreye iddet müddeti denmektedir. Kanun iddet müddeti açısından cinsiyet ayrımına gitmiştir. Buna göre kanunda erkekler açısından herhangi bir iddet müddeti mevcut değldir. Ancak Türk Medeni Kanununun 132. Maddesinde kadınlar açısından ise bu süre 300 gün olarak düzenlenmiştir. Bir başka deyişle kadınlar önceki evliliğinin sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmedikçe evlenemez. Sadece kadınlar için düzenlenen iddet müddeti hükmünün amacı soybağı karışıklığının önüne geçmektir. Maddenin devamında iddet müddetinin kadının doğurması ile sona ereceği ifade edilmiştir. Buna göre evliliği sona eren bir kadının iddet müddeti içerisinde doğurması ihtimalinde iddet müddeti sona erecek, doğumdan sonra kadın yeni bir evlilik yapabilecektir. İddet müddeti içerisinde evliliğini gerçekleştirmek isteyen kadın, önceki evliliğinden gebe olmadığına ilişkin doktor raporunu mahkemeye sunarak mahkemeden iddet müddetinin kaldırılmasını talep edebilecektir. Ayrıca boşanan çiftlerin iddet müddeti içerisinde tekrar evlenebilmeleri için de mahkemeden iddet müddetinin kaldırılmasını talep etmeleri gerekmektedir. Ancak evliliğin bir şekilde iddet müddeti içerisinde gerçekleşmesi durumunda geçerli bir evlilik mevcut olacaktır.

 

  1. Evlenmeye Engel Hastalıklar

Türk Medeni Kanununda akıl hastalığı dışında herhangi bir hastalık evlilik engeli olarak sayılmamıştır. Ancak 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu bazı bulaşıcı hastalıkları evlenme engeli olarak belirlemiştir. Umumi Hıfzıssıhha  Kanununun 123. Maddesi: ‘’Frengi, belsoğukluğu ve yumuşak şankr ve cüzzama ve bir marazı akliye müptela olanların evlenmesi memnudur. Bu hastalıklar usulü dairesinde tedavi edilip sirayet tehlikesi geçtiğine veya şifa bulduğuna dair tabip raporu ibraz olunmadıkça musapların nikahları aktolunmaz.’’ şeklindedir. Buna göre frengi, belsoğukluğu, cüzzam, yumuşak şankr hastaları iyileştiklerine ya da hastalıklarının bulaşma tehlikesinin geçtiğine ilişkin hekim raporu almadıkları müddetçe evlenemeyeceklerdir. Bu hastalıklara sahip bir kişi bir şekilde evlenirse evlilik geçerliliğini koruyacaktır.

 

İstanbul boşanma avukatlarından olan Avukat Uzman Arabulucu İnanç EKER tarafından yazılan bu yazıda Türk Medeni Kanununda Evlenme Engelleri konusu incelenmiştir. Tarafların aile hukukundan kaynaklanan hukuki süreçlerde hak kaybına uğramaması, sürecin hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için Aile Hukukunda uzman avukatlardan hukuki destek alınması gerekmektedir. İstanbul Boşanma Avukatı İnanç Eker aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda bilgisi ve tecrübesi ile hukuki sürecin etkin çözümünde danışmanınız ve desteğiniz olacaktır.

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.