Kripto Varlıkların Mirasla Devri ve Dijital Cüzdanlara Ulaşım

İçindekiler

Kripto Paraların Hukuki Niteliği: Malvarlığı mı, Bilgi mi, Dijital Hak mı?

Kripto paralar, klasik finansal varlıkların ötesinde bir yapı sunmakta olup, hem ekonomik değer hem de teknolojik yapı bakımından alışılmışın dışında bir kavram yaratmaktadır. Bu durum, kripto varlıkların hukuk sistemindeki konumunu belirlemeyi karmaşık hale getirmiştir. Türk hukukunda kripto paraların açık bir tanımı ya da bu varlıklara dair kapsamlı bir yasal çerçeve bulunmamaktadır. Bu nedenle, miras hukukundan ceza hukukuna, vergi hukukundan özel hukuk uyuşmazlıklarına kadar birçok alanda kripto varlıkların hukuki niteliği tartışmalıdır. Özellikle ölüm sonrası bu varlıkların miras hukukuna tabi tutulup tutulamayacağı, ancak öncelikle bu varlıkların ne olduğunun hukuken tanımlanmasıyla mümkündür.

Mevzuattaki Tanım Eksikliği: Türk Hukukundaki Boşluk

Türk mevzuatında şu an itibarıyla “kripto para” veya “kripto varlık” kavramı doğrudan tanımlanmamıştır. Bu konuda en yakın düzenleme, 16 Nisan 2021 tarihli 31456 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılamamasına Dair Yönetmelik”tir. Bu yönetmelikte, kripto varlık; “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak dijital olarak oluşturulan, dağıtık ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kıymetli maden ya da diğer sermaye piyasası araçları olarak değerlendirilemeyen dijital varlık” olarak tanımlanmıştır. Ancak bu tanım, sadece ödeme işlemlerine sınırlı bir bağlamda getirilmiş olup, genel bir hukuki nitelendirme içermemektedir.

Sermaye Piyasası Kurulu, MASAK ve TÜRMOB Görüşleri

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto varlıkları şu aşamada “sermaye piyasası aracı” olarak tanımamaktadır. SPK’nın yayımladığı açıklamalar, kripto varlıkların aracı kurumlar ve sermaye piyasası mevzuatı kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bu nedenle SPK gözetimi ve denetimine tabi olmadığını belirtmektedir. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ise, kripto varlık hizmet sağlayıcılarını yükümlü sıfatıyla tanımış, bu çerçevede suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanı ile mücadele bakımından bazı yükümlülükler getirmiştir. Ancak MASAK’ın düzenlemeleri, vergilendirme ve mülkiyet rejimi açısından bir nitelik tanımı sunmamaktadır.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odası Birliği (TÜRMOB) tarafından yayımlanan rehberlerde, kripto varlıkların vergisel değerleme usulleri tartışılmış, ancak bu varlıkların “menkul kıymet”, “emtia” ya da “gayri maddi hak” olup olmadıkları hususunda yeknesak bir görüş ortaya konmamıştır.

Malvarlığı Niteliği Tartışması

Kripto varlıkların hukuki niteliği konusunda doktrinde üç temel görüş öne çıkmaktadır:

  1. Kripto varlıkların taşınır mal niteliğinde olduğu görüşü, bu varlıkların ekonomik değere sahip olması ve devredilebilir olmaları nedeniyle mirasa dahil olabilecek malvarlığı unsurları olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur.
  2. Kripto varlıkların yalnızca veri dizisi olduğu görüşü ise, bunların herhangi bir fiziksel ya da merkezi sistemde karşılığı olmadığından, mülkiyet hukukuna tabi tutulamayacağını, sadece kişisel dijital bilgiler olduğunu ileri sürer.
  3. Kripto varlıkların sui generis bir dijital hak türü oluşturduğu yaklaşımı ise, mevcut hukuk sistemlerinin dışında kalan ve kendine özgü düzenleme gerektiren bir dijital varlık kategorisinin varlığını savunur.

Türk hukuku açısından bu görüşlerin hiçbiri kesin kabul görmüş değildir. Yargı içtihatları da henüz sistematik bir yorum getirmemiştir. Ancak özellikle vergi dairelerinin ve mahkemelerin bazı kararlarında kripto varlıkların malvarlığı unsuru olarak kabul edilip değer tespiti yapıldığı görülmektedir.

Elektronik Cüzdanlardaki Varlıkların Hukuki Sınıflandırılması

Kripto paraların depolandığı platformlar, temel olarak üç gruba ayrılır: merkezi borsa cüzdanları, yazılım (mobil/web) cüzdanlar ve donanım cüzdanlar. Bu cüzdanlardaki varlıkların nitelendirilmesi, üzerinde sahibinin tam hâkimiyeti olup olmamasına göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin Binance gibi merkezi borsalarda tutulan varlıklar, hukuken “emanet” olarak değerlendirilebilecek olup, bu durumda borsanın elindeki dijital kaydın tespit edilmesi mümkündür. Buna karşın, yazılım veya donanım cüzdanlar kullanıcı tarafından bireysel olarak kontrol edildiğinden, bu tür varlıkların tamamen kişiye bağlı olduğu ve kaybedildiklerinde geri alınamayacağı kabul edilmektedir.

“Erişilemeyen Kripto Para” ile “Mirasla Devredilebilen Mal” Ayrımı

Buradaki temel ayrım şudur: Kripto varlık bir cüzdanda saklanıyor ve bu cüzdana erişim mümkünse (örneğin şifreler biliniyor, cihaz çalışır durumda), söz konusu dijital varlık, TMK kapsamında klasik miras malları gibi terekeye dahil edilir. Ancak kripto varlıkların varlığı bilinse bile özel anahtar bilinmiyorsa ve cihaza erişim yoksa, bu durumda söz konusu değer hukuken “tespit edilebilen” bir varlık olsa da fiilen “devredilemeyen” bir unsur haline gelir. Bu bağlamda, hukuken var olan ancak teknik olarak ulaşılamayan bir dijital değer, miras paylaşımında adaletsizlik doğurur. Ayrıca bu durum, mirasçılar arasında ihtilaflara da neden olabilir.

Sonuç olarak, Türk hukukunda kripto varlıkların henüz kesin bir şekilde tanımlanmamış olması, bu varlıkların miras hukukunda nasıl ele alınacağına dair büyük bir belirsizlik yaratmaktadır. Bu nedenle, öncelikle kripto varlıkların niteliği hakkında net bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç duyulmakta, ardından bu düzenlemelerin miras hukuku, vergi hukuku ve ceza hukuku ile entegrasyonu gerekmektedir.

Miras Hukuku Kapsamında Kripto Varlıkların Terekeye Dâhil Edilmesi

Türk Medeni Kanunu (TMK), ölüm sonrası malvarlığının mirasçılara geçişini düzenleyen temel normatif kaynaktır. Bu çerçevede, bir kimsenin vefatı halinde, onun şahsına sıkı sıkıya bağlı olmayan tüm malvarlığı unsurları “tereke” adı verilen hukuki bütünlüğü oluşturur. Tereke, hem aktif hem pasif değerlerden (borçlar) oluşur ve mirasçılar bu malvarlığını tüm hakları ve yükümlülükleriyle devralır. Günümüzde bu kapsam içerisine kripto varlıkların dahil olup olmayacağı sorusu, hem hukuki hem teknik hem de etik birçok soruyu gündeme getirmiştir.

TMK Kapsamında Terekenin Sınırları

TMK madde 599’a göre, “Miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara geçer.” Aynı şekilde, TMK madde 598, terekenin açılmasını ve idaresini düzenlemektedir. Bu düzenlemeler çerçevesinde, miras bırakanın malvarlığı – taşınmazlar, araçlar, banka hesapları, alacaklar, hisse senetleri ve benzeri ekonomik değer taşıyan her türlü unsur – terekede yer alır. Ancak bu maddelerde, dijital varlıklara veya özellikle kripto paralara ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Türk hukukunda tereke kapsamı belirlenirken kripto varlıkların açıkça anılmaması, uygulamada ciddi bir belirsizlik doğurmaktadır.

Kripto varlıklar klasik anlamda taşınır veya taşınmaz sınıfına doğrudan girmese de ekonomik değer taşıdığı ve kişiye ait bir dijital mülkiyet ilişkisi doğurduğu için, “diğer malvarlığı değerleri” kapsamında terekeye dahil edilmesi gerektiği yönünde güçlü bir yorum mevcuttur. Doktrinde ağırlıklı görüş, teknik erişim mümkünse kripto varlıkların terekeye dahil edilmesini desteklemektedir.

Kripto Paraların Mirasla Devri: Şifre Sorunu

Kripto paralar, sahipliğin dijital cüzdandaki özel anahtarla belirlendiği bir yapıdadır. Bu özel anahtar (private key), yalnızca sahibinde bulunur. Kayıp, unutma veya saklama hatası durumunda bu değerler geri alınamaz. Kripto paralar, merkezi bir otorite tarafından denetlenmediği için, kullanıcıdan bağımsız erişim imkânı yoktur. Bu durum, ölüm sonrası cüzdana erişimin teknik açıdan mümkün olmamasına neden olabilir.

Örneğin, miras bırakanın bir donanım cüzdanında (Ledger, Trezor) büyük miktarda Bitcoin tuttuğu varsayılsın. Eğer bu cihaza ve özel anahtara erişim mümkün değilse, mirasçılar teknik olarak bu varlığa erişemezler. Hukuken var olan bir tereke unsuruna fiilen ulaşamamak, miras hukukunda eşit paylaşım ve tereke tespiti açısından önemli bir soruna neden olur.

Şifrelerin Mirasçılara Geçişi Mümkün mü?

TMK madde 640 gereği, mirasçılar terekeye elbirliği ile malik olur. Ancak bu hüküm, teknik dijital varlıklarda her zaman işletilemez. Örneğin kripto cüzdan şifreleri, fiziksel ya da dijital ortamda not edilmediği sürece “kişiye sıkı sıkıya bağlı bilgi” niteliğinde kalır. Bu durumda, bilgiye ulaşılamadığı için mülkiyet hakkı doğsa bile kullanım hakkı ortadan kalkar.

Bu bağlamda, bir kripto paranın terekeye dahil edilebilmesi için şu iki koşulun sağlanması gereklidir:

  1. Varlığın teknik olarak tespit edilmesi (kripto borsası hesabı, cüzdan adresi, işlem geçmişi vb.),
  2. Bu varlığa erişimi mümkün kılacak özel anahtarın veya kurtarma yöntemlerinin bulunması.

Şifrelerin mirasçılara geçebilmesi, genellikle miras bırakanın önleyici planlama yapmasına bağlıdır. Özel anahtarları içeren bilgilerin şifreli belgeler, kasalar, vasiyetname ekleri veya dijital miras hizmetleri aracılığıyla bırakılması halinde bu geçiş mümkün olabilir.

Dijital Varlıklar “Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Hak” mı?

TMK’ya göre bazı haklar mirasla geçemez. Bunlar genellikle kişiye özgü haklar ve yükümlülüklerdir (örneğin boşanma davası hakkı, manevi tazminat talebi gibi). Peki, kripto cüzdanlardaki şifreler bu kategoriye mi girer?

Bu sorunun yanıtı, şifrenin niteliğine göre değişebilir. Eğer şifre yalnızca kişisel bir güvenlik unsuruyken, ekonomik değeri haiz bir varlığa erişimi mümkün kılıyorsa, o zaman bu şifre bir tür “erişim aracı” olup terekeye dahil edilmelidir. Ancak şifre, bir kişisel dijital verinin parçası olarak görülüyorsa, bu durumda mirasla geçişi tartışmalı hale gelir. Uygulamada bu ayrım henüz net değildir.

Veraset İlamında Kripto Varlık Yer Alabilir mi?

Veraset ilamı, Sulh Hukuk Mahkemesi veya noter tarafından düzenlenerek mirasçılık sıfatını resmen tanımlar. Ancak bu belgede yer alan bilgiler, genellikle klasik malvarlığı unsurlarına ilişkin olup, dijital varlıklar özel olarak anılmaz. Bununla birlikte, mirasçılar tarafından açılacak “tereke tespiti” davası sırasında veya veraset ve intikal vergisi beyanında bu varlıklar bildirilirse, ilgili tutar değer olarak tespit edilebilir ve miras taksimine konu edilebilir.

Sonuç olarak, kripto varlıklar teknik olarak tespit edilebiliyor ve erişilebiliyorsa, Türk miras hukukuna göre terekeye dahil edilmeleri mümkündür. Ancak bu süreçte ciddi teknik engellerin, bilgi eksikliğinin ve düzenleme boşluklarının varlığı, uygulamayı zorlaştırmaktadır. Gelecekte bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması ve noterlik sisteminin dijital varlıkları tanır hale getirilmesi önem arz etmektedir.

Dijital Cüzdan Türleri: Donanım Cüzdanı, Yazılım Cüzdanı ve Borsa Cüzdanlarının Mirasla Devri

Kripto paraların miras yoluyla devredilmesinde en belirleyici unsurlardan biri, söz konusu varlıkların hangi tür dijital cüzdanda saklandığıdır. Kripto varlıkların muhafaza edildiği bu cüzdanlar; donanım cüzdanı (hardware wallet), yazılım cüzdanı (software wallet) ve kripto para borsalarındaki cüzdanlar (exchange wallets) olmak üzere üç temel kategoriye ayrılır. Bu cüzdanların her birinin teknik yapısı, güvenlik seviyeleri ve mirasla devredilebilirlik açısından sunduğu olanaklar farklıdır.

Donanım Cüzdanları: Ledger ve Trezor Örnekleri

Donanım cüzdanları, özel anahtarların çevrimdışı olarak bir USB cihazda saklandığı, yüksek güvenlikli sistemlerdir. Ledger ve Trezor gibi markalar, bu kategoride dünya genelinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Donanım cüzdanlar, kripto paraları uzun vadeli saklamak isteyen yatırımcılar tarafından tercih edilir. Bu cüzdanlar yalnızca fiziksel cihazın ve PIN ya da recovery seed adı verilen yedekleme anahtarlarının mirasçılar tarafından bilinmesi durumunda erişilebilir.

Miras hukuku açısından en kritik sorun, bu cihazın bulunamaması veya kurtarma anahtarlarının kaybedilmiş olmasıdır. Zira donanım cüzdanlarında herhangi bir sunucuya ya da merkezi yapıya bağlı olunmadığından, üretici şirketin bile erişim imkânı yoktur. Bu durumda, kripto varlıklar teknik olarak erişilemez hale gelir ve ekonomik değer kaybolur. Miras bırakanın önceden planlama yapması, bu tür cüzdanların devri açısından elzemdir.

Yazılım Cüzdanları: MetaMask, Trust Wallet ve Benzerleri

Yazılım cüzdanları, genellikle mobil uygulama veya tarayıcı eklentisi olarak çalışan, kullanıcı dostu ara yüzlerle yönetilebilen cüzdanlardır. MetaMask, Trust Wallet, Phantom gibi örnekler, bu kategoriye girer. Yazılım cüzdanlarında da varlıklar doğrudan blockchain üzerinde tutulur ve cüzdan yalnızca bu verilere erişimi sağlayan bir arayüz işlevi görür. Erişim için temel unsur, “seed phrase” yani yedekleme ifadesidir.

Mirasçının bu 12 ya da 24 kelimelik kurtarma ifadesine ulaşması, varlıkların kullanılabilmesi için zorunludur. Ancak bu ifadelerin sadece fiziksel olarak saklandığı durumlarda (örneğin bir kâğıt üzerine yazılıysa) bu bilgi kaybolursa erişim olanaksız hale gelir. Miras bırakanın bu bilgiyi güvenli ancak erişilebilir bir şekilde vasiyetname, kilitli belge saklama sistemleri veya güvenilir üçüncü kişiler aracılığıyla aktarması gerekir.

Merkezi Borsa Cüzdanları: Binance, Kraken, Coinbase ve Hukuki Prosedürler

Kripto paraların en yaygın saklama yöntemlerinden biri de, merkezi kripto para borsalarında açılan hesaplar aracılığıyla yapılan saklamadır. Binance, Kraken, Coinbase, Bitfinex, Paribu gibi platformlar, kullanıcılarına birer dijital cüzdan hizmeti sunar. Bu cüzdanlar, teknik olarak kullanıcıya ait olsa da, özel anahtarlar doğrudan kullanıcıda değil, borsa sunucularındadır.

Bu yönüyle borsa cüzdanları, klasik banka hesaplarına benzer şekilde değerlendirilebilir. Bu nedenle ölüm sonrası bu varlıkların mirasçılara geçmesi için, tıpkı banka hesabı devri gibi bazı belgelerin sunulması yeterli olabilir. Örneğin, ölüm belgesi, veraset ilamı ve ilgili mirasçının kimlik belgeleriyle birlikte borsaya başvuru yapılabilir.

Bazı borsalar, ölüm sonrası erişim politikalarını açıkça belirlemiştir. Örneğin, Coinbase, Amerika Birleşik Devletleri'nde geçerli mahkeme belgeleriyle birlikte yapılan başvurularda kullanıcı hesaplarının devrini mümkün kılarken, Binance gibi platformlar daha katı prosedürler uygulamakta, bazı durumlarda ise açık miras politikası dahi bulunmamaktadır. Kraken ise kullanıcıların önceden yetki vermesi durumunda varlık devrine izin verirken, ölüm sonrası işlemler için oldukça detaylı bir belge seti talep etmektedir.

Merkeziyetsiz Cüzdanlarda Mirasla Erişim: Teknik Zorluklar

Merkeziyetsiz yapıda çalışan cüzdanlar, kullanıcı verilerini ya da cüzdan anahtarlarını hiçbir sunucuda tutmadığı için üçüncü taraflarla iletişim kurma imkânı yoktur. MetaMask, Trust Wallet, Phantom gibi cüzdanlar bu kategoriye girer. Bu tür bir sistemde, ölüm sonrası herhangi bir kurumsal muhatap bulunmadığından, tek çözüm özel anahtarın mirasçılara ulaşmasıdır.

Mirasçının özel anahtara veya kurtarma ifadesine ulaşamaması durumunda, kripto varlıkların varlığı teknik olarak sürse de fiili erişim mümkün olmaz. Bu, dijital varlıkların “erişilemeyen dijital miras” kategorisinde sınıflandırılmasına neden olur ve Türk miras hukukunda tespiti ve paylaşımı olanaksız hale gelir.

Hukuki Açıdan Miras Planlaması Zorunluluğu

Dijital cüzdanların türü ne olursa olsun, Türk hukuk sisteminde şu anda kripto paraların miras yoluyla devriyle ilgili açık ve özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle uygulamada ciddi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Borsaların Türkiye temsilcilikleri olmadığında, mirasçılar yabancı hukuk sistemleriyle muhatap olmakta ve çoğu zaman haklarını kullanamamaktadır.

Bu tür sorunların önlenmesi için miras bırakanların yaşamları sırasında dijital varlıklarını, hangi tür cüzdanda sakladıklarını ve bu varlıklara nasıl erişileceğini açık şekilde planlaması büyük önem taşır. Bu bağlamda, kripto cüzdan türüne göre farklı teknik ve hukuki stratejilerin geliştirilmesi gerekir. Vasiyetnamelerde açık ifadelerle kripto cüzdanların belirtilmesi, erişim anahtarlarının güvenli şekilde saklanması ve mirasçılara devri konusunda bilgilendirme sistemlerinin oluşturulması, dijital miras yönetiminin temelini oluşturur.

Vasiyetname, Dijital Miras ve Kripto Paraların Devri İçin Önleyici Hukuki Düzenlemeler

Kripto varlıkların miras yoluyla devrinde karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, bu varlıkların fiziksel bir formu olmaması ve yalnızca şifre veya özel anahtarlarla erişilebilmesidir. Bu gerçeklik, geleneksel miras hukukunda tanımlı yolların ötesinde özel planlama ve düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Özellikle vasiyetname düzenlemesi, şifre saklama yöntemleri ve mirasçılara yönelik bilgilendirme sistemleri, dijital mirasın hukuka uygun biçimde devrinde hayati rol oynamaktadır.

Kripto Paralar İçin Özel Vasiyetname Hazırlanabilir mi?

Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen vasiyetname türleri –resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetname– kripto varlıklar için de geçerlidir. Ancak bu vasiyetnamelerin kriptoya özel detaylar içermesi gereklidir. Kripto cüzdan bilgileri, seed phrase'ler, erişim talimatları, cüzdan türleri (Ledger, MetaMask, Binance vb.) ve diğer teknik unsurlar açıkça belirtilmelidir. Aksi hâlde mirasçıların varlıklara erişmesi mümkün olmayabilir.

Kripto paraların mirası söz konusu olduğunda, klasik vasiyetname metinlerinde genellikle karşılaşmadığımız teknik ayrıntılar büyük önem arz eder. Örneğin, bir cüzdanın sadece erişim cihazı değil, erişim yöntemi de (PIN, 2FA, recovery phrase) belirtilmeli; vasiyetnamenin gizliliği ile bu bilgilerin güvenliği arasında dikkatli bir denge kurulmalıdır.

Şifrelerin Vasiyetnameyle Paylaşımı: Hukuki Geçerlilik ve Güvenlik Dengesi

Kripto cüzdanlara erişim için hayati önem taşıyan “özel anahtarlar” veya “seed phrase”lerin vasiyetname ile paylaşımı, hukuk ve güvenlik bakımından çelişkili iki alanda denge kurmayı gerektirir. Şayet bu bilgiler doğrudan vasiyetname metnine yazılırsa, vasiyetname açıldığında herkesin bilgisine sunulmuş olur ve kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Ancak hiç yazılmazsa, mirasçılar erişim sağlayamaz.

Bu durumda, vasiyetname içerisinde bu şifrelerin bir avukata, noter emanetine ya da şifreli dijital kasaya bırakıldığı belirtilip bu kasanın açılma yöntemi tarif edilebilir. Ayrıca kripto varlıklara özel vasiyetname eki hazırlanarak, bu eki sadece belirli mirasçılara veya vasiyet alacaklılarına teslim etmek mümkündür. Hukuken bu tür uygulamaların geçerliliği, irade açıklamasının ispatı ve terekedeki hak sahipliğinin tespiti açısından önemlidir.

Dijital Şifre Saklama Servisleri ve Vasiyet Erişim Sistemleri

Kripto paraların miras planlamasında kullanılan modern araçlardan biri de şifre saklama servisleridir. LastPass, 1Password, Bitwarden gibi yazılımlar, kullanıcıların tüm dijital şifrelerini saklayabildiği güvenli platformlardır. Bu sistemlerde “emergency access” yani acil durum erişimi tanımlanarak, belirli kişilere ölüm veya başka bir tetikleyici olay sonrası erişim izni verilebilir.

Bu sistemlerin kullanımı, kripto varlıkların mirasçılara sorunsuz bir şekilde geçmesini sağlayabilir. Ancak, bu erişim yetkilerinin belirlenmesi ve tetikleme sistemlerinin nasıl çalışacağı, Türk hukuk sisteminde henüz düzenlenmediği için, bu konuda vasiyetnamede açık irade beyanı bulunması büyük önem taşır. E-devlet altyapısıyla entegre dijital vasiyet sistemleri hâlihazırda mevcut olmadığından, noter nezdinde vasiyet düzenlenmesi tavsiye edilir.

“E-Manifesto” Uygulamaları, Noter Kayıtları ve Dijital Kilitler

Amerika Birleşik Devletleri, İsviçre ve Kanada gibi ülkelerde, kripto varlıkların miras yoluyla devri için “e-manifesto” adı verilen dijital beyan sistemleri geliştirilmeye başlanmıştır. Bu sistemlerde bireyler, ölüm sonrasına yönelik kripto cüzdan bilgilerini, şifrelerini ve erişim yollarını içeren dijital dosyaları noter benzeri kurumlara şifrelenmiş şekilde teslim ederler.

Türkiye'de ise henüz bu yönde yasal düzenlemeler bulunmamaktadır. Ancak 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun genel hükümleri çerçevesinde, noterlikler vasiyet saklama ve teslim etme görevi yürütebilir. Kişi, bir zarfa koyduğu şifreleri noter emanetine bırakabilir ve bu zarfa kimlerin ne zaman erişebileceği vasiyetname ile belirlenebilir. Böylece hem şifre güvenliği korunur hem de mirasçılar bu şifrelere hukuken erişebilir hale gelir.

Alternatif olarak, “dijital kilit” sistemleri (örneğin Safe Haven Inheriti, Casa Keymaster) ile ölüm sonrası otomatik açılan dijital kasalar kurulabilir. Bu sistemler, ölüm belgesi, e-posta zamanlayıcısı veya üçüncü taraf onayı ile aktive edilir. Türkiye’de bu sistemlerin henüz yerelleşmiş bir örneği olmasa da, uluslararası uygulamalar Türk hukukunda örnek alınabilecek düzeydedir.

Kripto Varlıkların Miras Planlamasında Yer Alması: Avukatın Rolü

Birçok kişi, kripto paraların doğası gereği gizli ve kişisel olduğunu düşündüğünden, bu varlıkları vasiyetnameye dahil etmeyi ihmal etmektedir. Oysa ki Türk Medeni Kanunu’na göre, malvarlığına dâhil olan tüm unsurlar terekeye konu olabilir. Bu nedenle, vasiyetname hazırlanırken avukatlar, müvekkillerine dijital varlıkları hakkında da bilgi vermeyi, bu varlıkların saklandığı sistemleri kayıt altına almayı ve bu sisteme erişim yöntemlerinin düzenlenmesini önermelidir.

Vasiyetnamede, dijital cüzdanın yeri, türü, seed phrase erişimi ve hatta “dijital mirasçının” kim olduğu açıkça tanımlanmalıdır. Ayrıca miras bırakanın, bu varlıkları mirasçılara nasıl bırakmak istediği (örneğin belli bir yüzdeyle paylaşım, belirli kişilere özel tayin) mutlaka belirtilmelidir. Bu noktada, vasiyetnamenin icrası için atanacak güvenilir bir temsilcinin veya vekilin belirlenmesi de önemli bir önleyici tedbirdir.

Sonuç olarak, dijital varlıkların hukuka uygun ve güvenli biçimde devredilebilmesi için vasiyetname, saklama sistemleri, noter kayıtları ve teknik çözümlerin entegre şekilde kullanılması gereklidir. Aksi takdirde, erişilemeyen şifreler nedeniyle kripto paraların ekonomik değeri fiilen yok olabilir ve bu durum hem mirasçılar hem de yargı organları için büyük sorunlara yol açabilir.

Mirasçılar Tarafından Kripto Paraya Erişimde Karşılaşılan Teknik ve Hukuki Sorunlar

Kripto paraların miras yoluyla devri, klasik malvarlıklarından farklı olarak yalnızca hukuki değil aynı zamanda ciddi teknik sorunları da beraberinde getirmektedir. Miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçılar genellikle kripto paraların varlığından dahi haberdar olmayabilirler. Haberdar olsalar dahi, erişim için gerekli şifreler, özel anahtarlar veya cüzdan verilerine ulaşamamaları nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşanabilmektedir.

Şifreye Erişim Yoksa Ne Yapılabilir?

Kripto cüzdanlara erişim, tamamen teknik bilgiye ve dijital anahtarlara bağlıdır. Erişim sağlanamayan bir cüzdandaki varlık, hukuken terekede yer alsa dahi fiilen elde edilemeyebilir. Özellikle “self-custody” yani bireyin kendi cüzdanında tuttuğu varlıklar (Ledger, MetaMask gibi) üçüncü taraf kurumlara bağlı olmadıkları için kurtarma mekanizmaları da yoktur.

Şifreye erişim yoksa, mirasçılar ilk olarak cüzdanın bulunduğu fiziksel ya da dijital ortamlara (USB, bilgisayar, telefon) ulaşmalıdır. Ancak özel anahtar (private key) veya “seed phrase” olmadan, bu verilere erişmek neredeyse imkânsızdır. Hukuken bu durumda yapılabilecekler sınırlı olup, teknik destek almak gerekebilir. Özellikle blockchain analiz firmalarıyla iş birliği, veri kurtarma ve dijital adli bilişim incelemeleri, erişim olasılığı olan son çözümler arasında yer alır.

Mirastan Habersiz Olunan Cüzdanların Tespiti Mümkün mü?

Kripto varlıklar merkeziyetsiz yapıdadır; yani klasik banka hesapları gibi merkezî veri tabanlarında kayıtlı değildir. Bu nedenle, bir kişinin öldükten sonra hangi cüzdanlarda kripto varlığa sahip olduğunu tespit etmek oldukça zordur. Mirasçılar, miras bırakanın dijital geçmişini araştırmalı, cihazlarını ve e-posta hesaplarını taramalı, hatta geçmiş internet aktivitelerinden ipuçları çıkarmaya çalışmalıdır.

Örneğin, geçmiş e-posta bildirimleri, kripto borsalarından gelen doğrulama postaları, şifre yöneticilerindeki giriş kayıtları gibi izler sayesinde borsalardaki hesaplar ortaya çıkarılabilir. Ancak borsa dışındaki cüzdanlar için teknik araçların yanı sıra, bazen yalnızca miras bırakanın kişisel belgeleri ve notları ile bilgi edinmek mümkündür.

Kripto Borsalarına Başvuru Süreci ve Ölüm Belgeleriyle Hesap Erişimi

Merkezi borsalarda tutulan kripto paralar için, mirasçılar ilgili borsaya ölüm belgesi, veraset ilamı ve kimlik belgeleri ile başvurarak hesap erişimi talep edebilir. Bu süreç her borsada farklıdır:

  • Binance: Mirasçılardan noter onaylı ölüm belgesi, veraset ilamı, kimlik belgeleri ve mümkünse ölen kişinin hesabına ait ekran görüntüleri gibi belgeler talep edilir.
  • Kraken: ABD merkezli bir borsa olarak, daha katı veri doğrulama süreçlerine sahiptir. Apostilli belgeler istenebilir.
  • Coinbase: Amerikan yargı yetkisi altında olduğundan, kapsamlı miras hukuku belgeleri ve yeminli tercüme gerektirir.

Ancak Türkiye’de ikamet eden bir kişinin bu borsalarla doğrudan iletişime geçmesi zor olabileceğinden, noter ve avukat desteğiyle belgelerin resmî dile çevrilmesi ve doğru formatta sunulması gereklidir. Ayrıca, borsalar hesap güvenliği nedeniyle her zaman erişim izni vermeyebilir; sürecin yargı yoluyla desteklenmesi gerekebilir.

Noterlik, Sulh Hukuk Mahkemesi ve Uzman Bilirkişi Yoluyla Teknik Araştırma

Türk hukukunda, ölüm sonrası terekeye ilişkin işlemler öncelikle Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yürütülmektedir. Mirasçılar, kripto varlıklar olduğundan şüpheleniyorsa, terekenin tespiti ve korunması amacıyla mahkemeye başvurarak bilirkişi incelemesi talep edebilir. Mahkeme, dijital adli bilişim uzmanı tayin ederek ölen kişinin dijital cihazlarında kripto varlık izi araştırabilir.

Ayrıca, Noterlik Kanunu uyarınca noterler de belirli durumlarda elektronik verilerle ilgili tespit işlemleri yapabilir. Örneğin, bir bilgisayarda kripto cüzdan izine rastlanması hâlinde, bu izler noter tespitiyle kayıt altına alınabilir ve mahkemeye delil olarak sunulabilir. Özellikle yüksek meblağlı kripto varlıklar için bu yöntem tavsiye edilmektedir.

Blockchain Analiz Şirketleriyle Tespit Mümkün mü?

Kripto paraların halka açık blockchain üzerinde kayıtlı olması, teknik olarak işlemlerin izlenebilirliğini sağlar. Chainalysis, CipherTrace gibi blockchain analiz şirketleri, belirli bir cüzdan adresinin hangi borsa ile ilişkili olduğunu veya hangi işlemleri gerçekleştirdiğini tespit edebilecek altyapıya sahiptir.

Bu firmalarla yapılacak iş birliği, mirasçıların erişemediği cüzdanların izini sürmelerini ve borsalarla irtibata geçmelerini sağlayabilir. Ancak bu firmaların hizmetleri oldukça maliyetli olup, genellikle yüksek değerde kripto varlıklar söz konusu olduğunda tercih edilmektedir.

Sonuç olarak, kripto paraların mirasçılar tarafından tespit edilmesi ve bunlara erişilmesi, yalnızca hukuki değil aynı zamanda teknik uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Miras bırakanın dijital izlerinin sistematik olarak incelenmesi, borsalarla doğru şekilde iletişim kurulması ve gerekiyorsa bilirkişi ve analiz desteği alınması, sürecin başarısı için elzemdir.

Yasal Tespit Süreçleri: Tereke Tespiti, İhtiyati Tedbir, Bilirkişi İncelemesi

Kripto varlıkların mirasla devri sürecinde karşılaşılan en büyük engellerden biri, ilgili varlıkların var olup olmadığının belirlenmesidir. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde terekede bulunan tüm malvarlıklarının tespiti ve korunması, mirasın açılmasıyla birlikte önem kazanır. Ancak dijital varlıklar klasik malvarlığı gibi somut bir şekilde görülemediği ve resmi kayıtlarda yer almadığı için yasal tespit süreçlerinin devreye alınması kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu süreçte Sulh Hukuk Mahkemeleri, noterlik kurumu, teknik bilirkişiler ve gerekirse MASAK, BTK gibi düzenleyici kurumlar devreye girer.

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde Tereke Tespiti Davası

Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesi uyarınca, mirasçılar terekenin korunması ve varlıkların tespiti için Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak “terekenin tespiti” talebinde bulunabilir. Bu dava türü, kripto varlıkların izini sürmek ve olası delillerin kaybolmasını engellemek için başvurulabilecek en önemli hukuki yoldur.

Mahkeme, terekenin kapsamını belirlemek için bilirkişi görevlendirebilir. Bilirkişiler, miras bırakanın bilgisayar, cep telefonu, harici disk gibi dijital aygıtlarını inceler. Dijital adli bilişim uzmanları tarafından yapılan bu incelemeler sayesinde, cihazda kayıtlı kripto cüzdanlar, şifre yöneticileri, QR kodlar, e-posta iletileri, cüzdan adresleri gibi dijital izlere ulaşılması mümkündür.

Borsalardan Bilgi İsteme Talepleri – HMK m.219

Kripto borsalarından bilgi alınması ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesi çerçevesinde mümkündür. Bu hükme göre, davacı taraf, üçüncü kişi konumundaki borsalardan belge veya bilgi talep edebilir. Mahkeme, uygun görürse bilgi ve belge sunma yükümlülüğü doğar.

Bu yöntemle, miras bırakanın merkezi kripto borsalardaki hesap bilgileri, işlem geçmişi, cüzdan bakiyesi gibi veriler yasal yolla temin edilebilir. Ancak bu süreçte uluslararası borsalarla yazışma yapılması, apostil işlemleri, tercümeler ve veri koruma mevzuatlarına uygunluk gibi uluslararası hukuk unsurları da gündeme gelir. Özellikle GDPR (Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü) veya ABD'nin veri koruma düzenlemeleri, bilgiye erişimi sınırlandırabilir. Bu nedenle, teknik destek ve uzman hukuki danışmanlık büyük önem taşır.

Dijital Cüzdanlarda Varlık Varsa, Erişimin Mahkemece Zorlanması Mümkün mü?

Eğer bilirkişi incelemesi sonucunda dijital bir cüzdan bulunduysa ancak şifreye erişilemiyorsa, mahkeme bu şifrenin açılmasını zorlayamaz. Türk hukuk sistemi kişinin özel bilgilerini açıklamaya zorlanmasına kural olarak izin vermez. Dolayısıyla, hayatta olan bir kişi şifreyi vermemekte direnirken mahkeme bu bilgiyi fiilen ele geçiremez. Ancak miras bırakan öldüğü için, cihazlarının adli bilişim uzmanlarınca incelenmesi mümkündür.

Kripto cüzdanın barındırıldığı donanım (örneğin USB, telefon) teknik olarak şifrelenmişse, mahkemece atanacak uzman bilirkişilerin bu şifreyi çözmek için yasal yollarla ve bilişim araçlarıyla çalışma yapması mümkündür. Ancak donanımsal güvenlik sistemleri (örneğin Ledger Nano X gibi) üst düzey şifreleme ile korunduğundan, bu tür işlemler çoğunlukla teknik olarak sonuçsuz kalabilir.

İhtiyati Tedbir Kararıyla Kripto Varlıkların Bloke Edilmesi

Merkezi borsalarda tutulan kripto paraların başka kişilerce devredilmesini engellemek amacıyla, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ihtiyati tedbir talep edilebilir. HMK m.389 ve devamı hükümleri çerçevesinde, varlığın kaybolma ihtimali varsa mahkeme, ilgili kripto borsaya yazı yazarak hesabın işlemlere kapatılmasını (dondurulmasını) isteyebilir.

Bu tedbir kararı, özellikle kötü niyetli kişilerin hesabı boşaltmasını engellemek açısından önemlidir. Örneğin, şifresi bir başka mirasçıda olan ve diğer mirasçılarla paylaşılmayan kripto hesabın içeriği bu tedbirle koruma altına alınabilir. Mahkemenin kararına rağmen borsanın işlem yapması durumunda, üçüncü kişilerin sorumluluğu doğabilir.

BTK, MASAK, SPK Gibi Kurumlara Başvuru ve Delil Tespiti

Kripto varlıklar konusunda faaliyet gösteren denetleyici ve düzenleyici kurumlar da tespit sürecine katkı sunabilir. Örneğin:

  • MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu): Kripto varlık işlemlerinin finansal izlerini sürebilir. Kara para aklama şüphesi varsa, rapor sunabilir.
  • BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu): İnternet servis sağlayıcıları nezdinde veri trafiğini veya IP adreslerini takip edebilir.
  • SPK (Sermaye Piyasası Kurulu): Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının yükümlülüklerini düzenleyen yönetmeliklerin uygulanmasını denetler.

Ayrıca, HMK m.400 kapsamında mahkemeden delil tespiti talep edilerek, uzman bilirkişiler aracılığıyla dijital izlerin korunması sağlanabilir. Delil tespiti sürecinde alınan tutanaklar, ileride açılacak tazminat, iptal veya miras taksimi davalarında temel belge olarak kullanılabilir.

Sonuç olarak, kripto varlıkların yasal yolla tespiti ve korunması, klasik miras mallarına kıyasla daha karmaşık bir süreci gerektirir. Sulh Hukuk Mahkemesi, noterlik ve bilirkişi sistemlerinin doğru işletilmesi, tedbir kararları ve resmi kurum başvurularıyla desteklenmesi, dijital varlıkların güvenli biçimde tespit edilmesinde temel rol oynar.

Ceza Hukuku Boyutu: Şifreyi Gizleyen Mirasçıların Sorumluluğu ve Haksız İktisap

Kripto paraların miras sürecine dahil edilmesi, sadece özel hukuk hükümleriyle değil, aynı zamanda ceza hukuku çerçevesinde de değerlendirilmesi gereken birçok meseleyi gündeme getirir. Özellikle dijital cüzdan şifrelerine sahip olan mirasçıların, bu bilgiyi diğer mirasçılardan gizleyerek kripto varlıkları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaları, hem hukuki hem cezai sorumluluk doğurabilecek nitelikte eylemlerdir.

TCK m.155: Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesi, “güveni kötüye kullanma” suçunu düzenler. Bu suç, bir eşyanın veya değerin kendisine teslim edilmiş olması nedeniyle sahip olunan güvenin kötüye kullanılarak, o şeyin zimmete geçirilmesi durumunda oluşur. Kripto varlıkların fiziksel olarak teslimi mümkün olmadığından, bu madde kapsamında değerlendirme yapılırken “bilgiye sahip olma” üzerinden bir teslimiyet ilişkisi kurmak gerekir.

Örneğin, vefat eden kişinin dijital cüzdan şifresi birinci derece mirasçılardan biri tarafından biliniyorsa ve bu kişi, diğer mirasçılara bilgi vermeden bu kripto paraları kendi hesabına transfer ediyorsa, bu durumda TCK m.155 kapsamında güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğu kabul edilebilir. Mahkemeler, son yıllarda dijital varlıkların bu kapsama alınabileceğini içtihatlarında ortaya koymaya başlamıştır.

TCK m.160: Mirasçılık Sıfatına Dayanarak Hileli İktisap

TCK m.160 kapsamında, mirasçılık sıfatına dayanarak yapılan hileli işlemler de ceza hukukunun konusuna girer. Bu hüküm, özellikle sahtecilik veya yanıltma yoluyla miras hakkının ele geçirilmesi gibi durumları kapsar. Eğer bir mirasçı, miras bırakanın kripto varlıklarını diğer mirasçılardan gizleyerek bu varlıkları zimmetine geçirirse, yalnızca özel hukuk nezdinde mirasın paylaşımına ilişkin değil, aynı zamanda kamu hukuku kapsamında ceza sorumluluğu doğabilir.

Bu durumda savcılığa yapılacak şikâyet üzerine, şüpheli mirasçı hakkında soruşturma başlatılır. Şikâyet dilekçesinde, şüpheli kişinin cüzdan şifresine erişim sağladığı, diğer mirasçılara bilgi vermediği ve varlıkları kendi hesabına aktardığı detaylarıyla anlatılmalı; eldeki tüm dijital deliller sunulmalıdır. Deliller arasında adli bilişim raporları, IP hareketleri, e-posta kayıtları, borsa hareket dökümleri ve bilirkişi raporları yer alabilir.

Terekedeki Malı Gizleme, Tahrif Etme veya İmha Etme

Türk Ceza Kanunu’nun diğer bazı hükümleri de bu süreçte uygulanabilir. Terekedeki bir malın diğer mirasçılardan saklanması, tahrip edilmesi veya yok edilmesi durumunda, TCK m.204 (resmi belgede sahtecilik), m.281 (delilleri yok etme) ve m.257 (görevi kötüye kullanma – kamu görevlisi ise) gibi maddeler devreye girebilir.

Özellikle şifreli donanım cüzdanlarının kasten imha edilmesi, cihazın içeriğindeki varlıklara ulaşımı teknik olarak imkânsız hale getirir. Bu durumda ilgili mirasçı hakkında, delil karartma ve miras hakkını ihlal gerekçesiyle ceza soruşturması başlatılabilir.

Adli Bilişim İncelemesi ve Şifrelerin Teknik Yolla Elde Edilmesi

Ceza soruşturmaları kapsamında adli bilişim uzmanlarından destek alınarak dijital cihazların içeriği incelenebilir. Bu işlem, savcılık kararıyla el konulan bilgisayar, cep telefonu, donanım cüzdan gibi cihazların imajlarının alınması ve şifreleme yapılarının çözülmeye çalışılmasıyla gerçekleşir. Ancak kripto cüzdanların yüksek şifreleme sistemleri ve çoklu doğrulama özellikleri, bu süreci oldukça zorlaştırmaktadır.

Özellikle Ledger, Trezor, Coldcard gibi donanım cüzdanlarında şifreye erişim olmadan varlığa ulaşmak teknik olarak neredeyse imkânsızdır. Ancak cihazdan silinen verilere dair log kayıtları veya cüzdan adreslerine dair ipuçları, uzmanlarca saptanabilir ve bu da delil niteliği taşır.

Şifreyi Saklayan Mirasçının Hukuki Sonucu: Mirastan Mahrumiyet Mümkün mü?

Türk Medeni Kanunu uyarınca, mirasçının miras hakkından mahrum kalması ancak çok sınırlı durumlarda mümkündür. Ancak, şifreyi kasten gizleyen bir mirasçının eylemi diğer mirasçılara zarar vermişse ve bu durum ispat edilebilirse, paylaştırma davası esnasında bu fiil tazminat sorumluluğu doğurabilir. Ayrıca, miras bırakanın sağlığında bu eylemi öngörerek özel vasiyetnameyle “sakatlayıcı vasiyet” düzenlemesi yapması da mümkündür.

Yargıtay’ın da bu konuda doğrudan kripto paralara ilişkin çok sınırlı içtihadı olsa da, benzer şekilde gizlenen banka hesapları ve değerli eşyalar konusunda verdiği kararlarda “mal kaçırma kastıyla hareket eden mirasçının haksız zenginleşme sorumluluğu”na hükmettiği bilinmektedir. Bu doğrultuda kripto varlıkların da benzer şekilde değerlendirilmesi mümkündür.

Sonuç

Kripto paraların miras sürecinde cezai sorumluluk doğuran fiillere konu olması, bu alandaki düzenleme eksikliklerinin ceza yargılamasına taşınmasına neden olmaktadır. Özellikle şifreleri gizleyerek veya varlıkları saklayarak haksız kazanç elde eden mirasçıların hem hukuki hem de cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalması, dijital miras kavramının ceza hukuku yönüyle ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Türk ceza hukukunun bu alana dair daha açık ve güncel düzenlemelere ihtiyaç duyduğu açıktır.

Sonuç: Kripto Varlıkların Mirasla Devri İçin Türkiye’de Hukuki Reform Gerekir mi?

Kripto varlıkların ölümden sonra mirasçılara geçişi, yalnızca teknik değil aynı zamanda çok katmanlı bir hukuki sorunsal olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijitalleşen dünyada kripto paraların sahip olduğu ekonomik değer, klasik miras hukukunun sınırlarını zorlamaktadır. Bu nedenle hem özel hukuk hem de kamu hukuku düzleminde kapsamlı reformlar yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir. Mevzuattaki boşluklar, uygulamadaki belirsizlikler ve yargı kararlarının sınırlılığı, mirasçılar arasında hak kayıplarına ve adaletsizliklere neden olmaktadır. Bu bölümde, Türkiye’de dijital mirasın özellikle kripto varlıklar özelinde düzenlenmesi için hangi reformlara ihtiyaç duyulduğu detaylı biçimde ele alınacaktır.

Kripto Varlıklar İçin Miras Hukukunda Özel Hükümler Gerekliliği

Türk Medeni Kanunu’nda terekeye dahil malvarlığı unsurları açık biçimde düzenlenmiştir. Ancak kripto paralar ne taşınır ne de taşınmaz mal olarak tanımlanmakta; bu nedenle klasik mülkiyet teorisi kapsamında değerlendirilmeleri oldukça güçtür. Dolayısıyla, kripto varlıkların miras sürecinde açıkça tanımlandığı ve hukuki niteliklerinin belirtildiği özel düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Özellikle “dijital miras” kavramı, bu yeni varlık sınıfının miras hukukuna entegrasyonunu sağlayacak yasal çerçevenin temelini oluşturabilir. Kripto varlıklar için ayrı bir miras hükmü getirilmesi; tanım, şifre yönetimi, erişim yöntemleri ve vasiyetnameye entegrasyonu gibi birçok meseleyi netleştirecektir. Bunun yanı sıra kripto paraların mirasçıya devri sırasında ödenecek veraset ve intikal vergilerinin oranı, tespiti ve beyan yöntemleri de ayrıca düzenlenmelidir.

Noterlik Sistemi ve Vasiyetname Alt Yapısında Dijitalleşme İhtiyacı

Türkiye’de noterlik sistemi hâlâ büyük oranda fiziksel evrak ve beyan esasına dayanır. Ancak dijital varlıkların devri, yazılı belgelerin ötesinde şifrelerin, özel cüzdan anahtarlarının ve erişim linklerinin güvenli şekilde saklanmasını gerektirir. Bu kapsamda noterler tarafından kripto paraları içeren özel vasiyetnamelerin hazırlanabilmesi için mevzuat desteğine ve teknik alt yapıya ihtiyaç vardır.

Örneğin, “dijital vasiyet sistemi” adı altında noterlere veya merkezi e-devlet sistemine entegre bir dijital kasanın geliştirilmesi; kişinin sağlığında şifreleri veya cüzdan bilgilerini bu sistemde saklayabilmesi ve ölüm halinde bu bilgilerin sadece ilgili mirasçılara açılması mümkün olabilir. Bu tip dijital çözümler hem mahkemelerin hem noterlerin iş yükünü azaltacak hem de mirasçılar arasındaki güven sorunlarını büyük ölçüde giderecektir.

SPK, MASAK ve BTK Gibi Kurumların Rolü

Kripto varlıkların niteliği gereği, yalnızca miras hukuku ile değil, mali düzenleme ve denetim kurumlarıyla da yakından ilişkilidir. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto varlıkların hukuki tanımı ve yatırım aracı olarak düzenlenmesi konusunda öncülük etmelidir. MASAK ise bu varlıkların ölüm sonrası transferinde kara para aklamayı önleyici tedbirleri artırmalı, ölen kişinin dijital cüzdanlarındaki varlıkların tespiti için özel raporlama sistemleri geliştirmelidir.

Benzer şekilde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da kripto cüzdanların Türkiye içindeki erişim kayıtlarını saklayacak, gerektiğinde yargı organlarıyla paylaşabilecek bir dijital altyapı geliştirmelidir. Bu altyapı sayesinde, teknik erişimin mümkün olmadığı durumlarda bile en azından varlıkların izleri sürülebilir hale gelecektir.

Avukatlara ve Miras Danışmanlarına Yeni Görev Alanları

Kripto varlıkların miras planlamasında yer alması, avukatlık mesleğinde yeni bir uzmanlık alanı ortaya çıkarmıştır. Özellikle dijital varlık planlaması, kripto vasiyetnameleri, şifre güvenliği danışmanlığı gibi konular, hukukçuların doğrudan hizmet alanına girmektedir. Bu kapsamda barolar ve hukuk fakülteleri, kripto varlık hukuku konusunda eğitim programları düzenlemeli ve bu alanda uzman hukukçular yetiştirilmelidir.

Ayrıca, arabuluculuk sistemine benzer biçimde, “dijital miras danışmanlığı” gibi alternatif çözüm yöntemleri de geliştirilebilir. Bu danışmanlık hizmeti sayesinde aileler, vefat öncesinde kripto varlıkların mirasçıya geçişi için hazırlık yapabilir; ölüm sonrası hukuki uyuşmazlıkların önüne geçilebilir.

Dijital Mirasın Klasik Miras Hukuku ile Entegrasyonu

Son olarak, kripto varlıkların klasik miras hukukuna entegre edilmesi için teknikle hukukun iş birliği şarttır. Bu varlıkların hukuki tanımı, devri, tespiti ve paylaşımı gibi tüm süreçlerin özel düzenlemelere tabi olması; aynı zamanda klasik miras hükümleriyle uyumlu olması gerekir. “Tereke tespiti”, “mirasın reddi”, “vasiyetnamenin tenfizi” gibi kavramların dijital dünyada nasıl uygulanacağı, gerekçeli Yargıtay kararları ve bilimsel kaynaklarla zenginleştirilmelidir.

Bu bütünleşme süreci, yalnızca Türkiye için değil, dünyadaki birçok hukuk sistemi için de öncü bir model olabilir. Avrupa Birliği ülkelerinde ve ABD’de dijital mirasa yönelik yapılan düzenlemeler incelenmeli, Türkiye bu gelişmeleri dikkate alarak özgün ve işlevsel bir hukuki çerçeve oluşturmalıdır.

Sonuç

Kripto varlıkların mirasla devri, Türkiye’de henüz yeterince düzenlenmemiş, büyük oranda gri alanda kalan bir hukuki meseledir. Bu durum, mirasçılar arasında ciddi hak kayıplarına yol açabilmekte, aynı zamanda ceza hukuku ve kamu düzeni açısından da sorunlar doğurmaktadır. Tüm bu nedenlerle, dijital miras kavramının mevzuata dahil edilmesi, noterlik sisteminin dijitalleştirilmesi, idari kurumların teknik destek sağlaması ve hukukçuların bu alanda uzmanlaşması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Ancak bu şekilde kripto varlıklar, vefat sonrası güvenli ve adil bir biçimde yeni nesillere aktarılabilir.

İletişim

Kripto varlıkların miras yoluyla devri gibi yeni ve karmaşık hukuki meselelerde hukuki destek almak, teknik ve yasal süreçlerin sağlıklı yürütülmesi açısından son derece önemlidir. Konuyla ilgili detaylı bilgi ve profesyonel danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

Avukat İnanç Eker Hukuk Bürosu
Teknik Yapı Concord, Dumlupınar Mah., Yumurtacı Abdi Bey Cad.,
Sitesi 2. Etap C Blok Kat 19 Daire 178, Kadıköy / İstanbul

Telefon / WhatsApp: 0 (532) 245 74 66
LinkedIn: linkedin.com/in/inanc-eker-5b19b1107
Google Haritalar Konumumuz: Haritada Görüntüle

İnanç Eker Hukuk Bürosu, yalnızca bilgilendirme amaçlı içerikler sunmakta olup, burada yer alan açıklamalar avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Talebinize özel değerlendirme ve destek, başvurunuz üzerine ayrıca sağlanacaktır.

Merhaba. Telefon Yardım Hattımıza Hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba. Bize haritadan kolayca ulaşabilirsiniz.